Akciğer hastalıkları genetik ve çevresel etkenlere bağlı gelişebiliyor
SAĞLIKMedicana Avcılar Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Taner Has: ”Akciğer rahatsızlıklardan kronik (uzun süreli) seyirli olanları, Türkiye ve tüm dünyada en sık görülen ölüm nedenleri arasında yer almaları nedeniyle önem taşır. Genetik ya da çevresel etkenlere bağlı olarak akciğer hastalıkları oluşabilir”
İSTANBUL (AA) Medicana Avcılar Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Taner Has, "Akciğer rahatsızlıklardan kronik (uzun süreli) seyirli olanları, Türkiye ve tüm dünyada en sık görülen ölüm nedenleri arasında yer almaları nedeniyle önem taşır. Genetik ya da çevresel etkenlere bağlı olarak akciğer hastalıkları oluşabilir." uyarısında bulundu.
Medicana açıklamasına göre, Has, akciğer hastalıkları hakkında bilgiler vererek uyarılarını sıraladı.
Solunum sisteminin temel organı olan akciğerlerin, kan dolaşımı ile atmosfer arasındaki gaz değişiminin gerçekleşmesinden sorumlu olduğunu aktaran Has, alveol olarak adlandırılan akciğerlerdeki küçük hava keseciklerine gelen solunum havasındaki oksijenin, çevrede bulunan kan damarları vasıtasıyla emildiğini aktardı.
Oksijenden zengin kanın, bu damarlar vasıtası ile kalbe ulaştığını, kalbin de bu temiz kanı vücudun tamamına ulaşması için pompaladığını ifade eden Has, hava yolları, akciğer dokusu ya da bu bölgenin kan dolaşımı ile ilgili problemleri sonucunda çeşitli akciğer hastalıkları meydana gelebildiğini kaydetti.
Has, şu bilgileri verdi:
"Akciğer rahatsızlıklardan kronik (uzun süreli) seyirli olanları, Türkiye ve tüm dünyada en sık görülen ölüm nedenleri arasında yer almaları nedeniyle önem taşır. Kronik seyirli akciğer hastalıkları denilince akla ilk olarak astım hastalığı gelir. Astım hastalığı, belirtilerinin orta şiddetteki bir nefes darlığından hayatı tehdit edici hava yolu kapanmasına kadar geniş bir yelpazede olması nedeniyle önem taşır. Astım hastalığında bir tetikleyici faktör varlığında solunum işlevleri ve akciğer hacminde problem meydana gelir ve haliyle bu durum, kişinin nefes alışverişinin oldukça zorlu şekilde gerçekleşmesine neden olur. Genellikle çocukluk çağında başlayan bir rahatsızlık olan astımın günümüz şartlarında tedavisini sağlayacak bir ilaç bulunmasa da çeşitli ilaçlar ile bu hastalık esnasında ortaya çıkan öksürük, göğüste sıkışma, nefes darlığı gibi belirtiler kontrol altında tutulabilir.
Kronik seyirli bir diğer akciğer hastalığı olan 'Kronik obstrüktif akciğer hastalığı' (KOAH), genellikle 40 yaşın üzerinde olan ve sigara içen kişilerde ortaya çıkar. KOAH hastalığında akciğer dokusunda bir enflamasyon (iltihaplanma) meydana gelir. İltihaplanmayı takiben akciğer salgılarında artış oluşur. İltihaplanma ve salgı artışı, akciğerlerde gaz değişiminden sorumlu yapılar olan alveollerde oksijen ve karbondioksit değişiminin tam olarak gerçekleşmesine engel olur."
KOAH, ritim bozuklukları ya da kalp yetmezliğine neden olabilir
Has, KOAH’ın dünyadaki ölüm nedenleri arasında 3. sırada olduğunu belirterek, bu hastalığın seyrinde akciğerlerde ortaya çıkan iltihaplanma ve doku hasarının ilerlemesinin çeşitli ilaçların kullanımı ile yavaşlatılabileceğini kaydetti.
Akciğer ve kalp arasında kanın taşınmasından sorumlu damarların basıncında artış meydana gelmesi halinde, pulmoner hipertansiyon olarak ifade edilen akciğer hastalığı ortaya çıkabildiğini aktaran Has, şunları kaydetti:
"Pulmoner hipertansiyonda zaman içerisinde yüksek basınca maruz kalan akciğer damarlarında kalınlaşma ve daralma oluşabilir. Bu esnada kişinin kalbi akciğerlere yeterli miktarda kanın ulaştırılmasını sağlamak amacıyla daha güçlü kasılmak zorunda kalır. Müdahale edilmediği takdirde pıhtı oluşumu, ritim bozuklukları ya da kalp yetmezliği gibi durumlara neden olabilen bu hastalıkta, kan inceltici, idrar söktürücü ya da damar genişletici özellik gösteren bazı ilaçların kullanımı ile akciğer damarlarındaki basıncın normal seviyelerde tutulması sağlanabilir."
Akut solunum sıkıntısı sendromunda kan dolaşımında yeterli oksijen sağlanamaz
Dr. Taner Has, kronik seyirli ve ilerleyici hastalıklar dışında bazı akciğer hastalıklarının ani olarak kısa sürede gelişebileceği uyarısında bulunarak, akut (ani) başlangıçlı akciğer hastalıklarının başında ARDS olarak isimlendirilen rahatsızlığın geldiğini belirtti.
"Akut solunum sıkıntısı sendromu" olarak bilinen bu hastalıkta, akciğer keseciklerinde biriken sıvı nedeniyle gaz değişiminin olumsuz yönde etkilendiğini belirten Has, bu durumda kan dolaşımına yeterince oksijen sağlanamadığını kaydetti.
Has, şöyle devam etti:
"Ciddi şekilde nefes darlığının oluştuğu, kan basıncının düştüğü ve aşırı derecede bitkinlik ve sersemlik ile kendisini gösteren tehlikeli seyirli bu akciğer hastalığının tedavisinde, vücudun oksijen ihtiyacının karşılanması için kişiye durumun ciddiyetine göre maske ya da mekanik ventilatör (solunum cihazı) aracılığı ile oksijen verilir. Genetik ya da çevresel etkenlere bağlı olarak akciğer hastalıkları oluşabilir. Özellikle nefes egzersizi yapma ve pasif ya da aktif olarak sigara dumanına maruz kalmanın sonlandırılması akciğer sağlığını korumak adına yapılabilecek uygulamaların başında gelir."
İlginizi Çekebilir
2,3 milyar dolarlık sağlık turizmi geliri
Ticaret Bakanlığı, Türkiye'nin, sağlık turizmi alanında uluslararası kabul gören akreditasyonuna sahip 40 sağlık kuruluşuyla dünyada 7. sırada yer aldığını ve geçen yıl bu alanda 2,3 milyar dolarlık gelire ulaştığını duyurdu.
Sessiz Katil: Her 90 saniyede bir can alıyor
ABD'nin "Sessiz Katili" her yıl yüz binlerce can alıyor ve vakalar sürekli artıyor. Doktorlar her 90 saniyede bir Amerikalının ölümüne neden olan sepsis krizi konusunda uyarıyor.
Her yıl dünyada 20 milyon kişi kansere yakalanıyor
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, her yıl dünyada 20 milyon, Türkiye'de ise 240 bin kişinin kansere yakalandığını aktardı.
Pet şişeden içilen su mu plastik mi?
Yaşamın kaynağı olan su, hastalıklara kapı mı aralıyor? Bu soruyu akıllara getiren ABD'de yapılan yeni bir araştırma. 1 litrelik pet şişedeki suda yaklaşık 240 bin nanoplastik tespit edildi. Nanoplastikler, plastiklerin parçalanmasıyla oluşuyor. Bu küçücük parçaların ağız yoluyla vücuda alınmasının hastalıklara davetiye çıkardığı belirtiliyor.