© Müzakerat 2017 - 2021

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ”Adım Adım İktidara Projesi Tanıtım ve İlk Eğitim Toplantısı”nda

”Biz Türkiye’ye karşı en ağır sorumluluğu üstlenmesi gereken bir partiyiz. Çünkü biz kadrolarımızla var olan sorunları çözme konusunda azimli, kararlı ve özgüveni yüksek bir duruş sergilemek zorundayız” ”Bir yüzyılın etkilerinin hafızalarımızda korunması gerekiyor. Bizim böyle bir sorumlululuğumuz da var. Acıları var, sevinçli günlerimiz var, başarılarımız var, üzüntülerimiz var, bütün bunları 83 milyon olarak belleklerimizde tutmak zorundayız. 2’nci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi hazırlanırken birinci yüzyılın unutulmaması gerektiği özellikle belirtildi”

İSTANBUL (AA) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin Türkiye'ye karşı en ağır sorumluluğu üstlenmesi gereken bir parti olduğunu belirterek, "Çünkü biz kadrolarımızla var olan sorunları çözme konusunda azimli, kararlı ve özgüveni yüksek bir duruş sergilemek zorundayız." dedi.

Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezinde gerçekleştirilen "Adım Adım İktidara Projesi Tanıtım ve İlk Eğitim Toplantısı"nda konuşan Kılıçdaroğlu, 6 bin 800 yol arkadaşlarının 961 mahalleyi gezeceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Amacımız ne, hedefimiz ne? Önce şunları ifade edeyim, şöyle bir soruyla karşılaşırsanız nerede olursa olsun, ülkenin iyi gitmediği belli, sorun yaşadığımız da belli, genelde şu soru söylenir ya da şöyle bir eleştiri yapılır, 'Efendim şu CHP var ya CHP', ne olmuş CHP'ye 'CHP hep eleştiriyor, hiç öneri getirmiyor.' Ona şu soruyu sorun, 'Hangi soruna çözüm getirmedi? Bana sorunu anlatın, çözümü size hemen söyleyeyim." ifadelerini kullandı.

Siyaset tarihinde son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan partilerden birisinin CHP olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, eleştiri kültürünün tamamen ötesinde, her soruna yetkin kadrolarıyla çözüm üreten Türkiye'deki tek parti olduklarını söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu çözümleri tarihsel birikimleri, evrensel değerleri, dünyada böyle bir sorunla karşılaşıldığında o ülkelerin geliştirdikleri çözümleri özümseyerek yeni bir yol haritası belirlediklerini aktararak, şunları kaydetti:

"Biz Türkiye'ye karşı en ağır sorumluluğu üstlenmesi gereken bir partiyiz. Yani Cumhuriyet Halk Partililer, Türkiye'ye karşı en ağır sorumluluğu üstlenmesi gereken partiyiz. Çünkü biz kadrolarımızla var olan sorunları çözme konusunda azimli, kararlı ve özgüveni yüksek bir duruş sergilemek zorundayız. Hangi sorun oldu da CHP sorunun çözümü konusunda düşüncesini ifade etmedi? Dolayısıyla benim sizlerden ilk isteğim eleştiri kütürünü 'Efendim iktidar şunu yaptı, bunu yaptı'. Doğru yaptı, zaten 83 milyon bunun tanığı, bunları söyleyeceğiz doğru ama siz ne yapacaksınız, öyle ya biz ne yapacağız? Asıl anlatmamız gereken bu, 2'nci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi. 2'nci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'nin önce felsefesini çok iyi bilmek gerekiyor. Eğer bu felsefeyi bilirsek 2'nci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni gayet güzel anlatırız."

"Geçmişten ders çıkaracağız ki sağlıklı bir geleceği inşa edelim"

CHP'nin 37'inci Olağan Kurultayı'nda kabul edilen 2'nci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ne ilişkin bilgi veren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"2'nci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'nin birinci özelliği şudur, bir yüz yılı geride bıraktık. Bugünü yaşayan kuşaklar bir yüzyılı geride bıraktılar. Geçen yüzyılda ne yaptık biz? Milli Kurtuluş Savaşı verdik, Cumhuriyeti kurduk, çok partili hayata geçtik, yeri geldi ekonomik olarak iflas ettik, moratoryumlar ilan ettik, darbeler oldu, siyasi idamlar oldu, gencecik filiz gibi çocuklarımız ülkenin bağımsızlığı için hayatlarını verdiler. Bir yüzyılın etkilerinin hafızalarımızda korunması gerekiyor. Bizim böyle bir sorumlululuğumuz da var. Acıları var, sevinçli günlerimiz var, başarılarımız var, üzüntülerimiz var, bütün bunları 83 milyon olarak belleklerimizde tutmak zorundayız. 2'nci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi hazırlanırken birinci yüzyılın unutulmaması gerektiği özellikle belirtildi."

Birinci yüzyılın bıraktığı 5 temel sorunu da Türkiye'nin gündemine getirdiklerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Birinci yüzyılın bize bıraktığı 5 temel sorun neydi? Eğitimde, dış politikada, demokraside, toplumsal barışta ve ekonomide sorunumuz vardı. Bitirdiğimiz bir yüzyıl, ikinci yüzyılın başlangıcında 5 temel sorunla 83 milyonu karşı karşıya bıraktı. Demek ki 2'nci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'nin öznesi geçmişin bize bıraktığı mirası bir sefer iyi kavramamız lazım. Bunu iyi kavrayamazsak, yani geçmişten ders çıkaramazsanız sağlıklı bir gelecek inşa edemezsiniz. Geçmişten ders çıkaracağız ki sağlıklı bir geleceği inşa edelim." diye konuştu.

"Herkesin yaşam tarzına saygı duymak, her siyasetçinin temel görevidir"

Bu çağrı beyannamesinin temel bir başka özelliğinin daha bulunduğunu ifade eden CHP Lideri Kılıçdaroğlu, bu çağrı beyannamesinin Türkiye'de hiçbir toplumsal sınıfı dışlamayan bir beyanname olduğunu vurgulayarak, "Hiçbir toplumsal sınıfı, kişiyi, aileyi, kimliği, yaşam tarzını, inancı dışlamayan bir beyannamedir bu beyanname. Beyannamenin temel özelliği bir Cumhuriyet Halk Partisi beyannamesinin ötesinde Türkiye'yi ikinci yüzyıla güçlü bir şekilde sokacak, sorunlarını çözecek, bölgesinde ve dünyada güçlü bir Türkiye inşa edecek ve birlikteliği koruyacak bir beyanname, bir söylemdir." şeklinde koruştu.

Etnik kimlik, yaşam tarzı, inanç üzerinden siyasetin, tarihin tozlu raflarında kalmak zorunda olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kısır çekişmelerle iktidarda kalmak için, iktidarını sürdürmek için insanların inancıyla, kültürüyle, yaşam tarzıyla, kimliğiyle oynarsanız Türkiye'yi geriye götürürsünüz. Kutuplaşan bir Türkiye bize göz diken egemen güçlerin arzu ettikleri bir Türkiye'dir. Biz bütün farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul eden ve kendimize yol haritası çizen bir beyannameyle, yani 2'nci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi ile toplumun karşısına çıktık 97. yılımızda. Herkesin etnik kimliği kendi şerefidir, herkesin inancı kendi inancıdır, Allah ile kul arasına kimsenin girme hakkı ve yetkisi yoktur. Öyle bir yetki hiç kimseye verilmemiştir. Herkesin yaşam tarzına saygı duymak, her siyasetçinin temel görevidir. Biz bunları, bu değerleri zenginlik olarak kabul ettiğimizde kendimize yol haritasını çağdaş uygarlık olarak görüp, o çizgi üzerinde götürmek zorundayız."

(Sürecek)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER