Hiç kimse bize efelenmeyi göze alamayacak
GÜNDEMCumhurbaşkanı Erdoğan, soykırımcı İsrail ile İran arasındaki gerilimle ilgili Türkiye'nin üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu muhataplarına ilettiğini söyledi. Erdoğan, "Bölgemizdeki krizlerin etkilerinden ülkemizi uzakta tutacağız. Çok uzun olmayan bir süreçte, kimsenin, bize efelenmeyi göze alamayacağı bir savunma kapasitesine erişeceğiz" dedi.
"Kendini sizden daha güçlü gören birisi tepenize yumruğu indirebilir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede yaşanan krizlerin verdiği bir diğer önemli mesajı devletin, milletin ve her kesimden insanın çok iyi görmesi gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Şayet siyasi, sosyal, ekonomik, askeri olarak güçlü değilseniz, kendinize yeterli değilseniz, caydırıcılık seviyesine ulaşamamışsanız işiniz çok zor. Her an kendini sizden daha güçlü gören birisi tepenize yumruğu indirebilir, sizi boyunduruğu altına alabilir, haraca bağlayabilir, zelil bir duruma düşürebilir. Millet olarak biz böyle bir utançla yaşamaktansa ölmeyi tercih edecek karaktere sahibiz. Daha önce de söyledim; toprağın üstünde onursuzca yaşamaktansa toprağın altında şereflice yatmayı yeğleriz. Bu irademizi mücadelelerle dolu tarihimizde defalarca ortaya koyduk. Elbette bu duruma düşmemek kimilerinin yaptığı gibi öyle lafla, edebiyatla, mangalda kül bırakmayan afaki söylemlerle olmuyor. Bunun için çalışacaksınız, geliştireceksiniz, üreteceksiniz, ter dökeceksiniz. Rüştünüzü tüm dünyaya ispat edeceksiniz."
Erdoğan, iktidara geldiklerinde, Türkiye'de savunma sanayi adına gerçek anlamda dişe dokunur, sözünü ettikleri caydırıcılık gücünün altını dolduracak, kayda değer bir birikim olmadığını hatırlattı.
Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından başlatılan iyi niyetli girişimlerin montaj sanayi denilebilecek seviyenin ötesine geçemediğini, yenilikçilik adına ise ortada hiçbir çaba ve faaliyet olmadığını belirten Erdoğan, hemen kolları sıvadıklarını, acil ihtiyaçlar dışındaki hazır alım siparişlerini iptal ettiklerini, bu kaynağı üzerine ilaveler de yaparak büyütüp, savunma sanayinin emrine verdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yılda bu noktaya ulaşmanın kolay olmadığını vurgulayarak, "Dışarıdan gelen engellemeleri zaten normal karşılıyoruz. Ama içeride birilerinin yapılan her işi kötüleyerek, bürokraside, akademide, medyada olmadık engeller çıkartarak sabote etmeye kalkışmalarını asla unutmadık, unutmayacağız. Aynı zihniyet bugün de fırsatını bulduğu her konuda ve her an sabotajlarına devam ediyor. Bunlar bedenen bu ülkenin vatandaşı ama ruhlarını emperyalistlerin emrine vermiş mankurtlardır. Her ne yaptıysak, bizden gözüküp oklarını bize fırlatan bu emperyalist uşaklarına rağmen yaptık." diye konuştu.
Türkiye'nin insansız hava araçları konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girdiğini, zırhlı kara araçları konusunda adeta küresel bir markaya dönüştüğünü vurgulayan Erdoğan, ülkenin, kendi insanlı ve insansız uçaklarını, füzelerini, radarlarını, deniz araçlarını, haberleşme sistemlerini geliştirip ürettiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu büyük bir gururla ve gönül huzuruyla ifade etmek isterim, en zoru artık atık olarak geride kalmıştır. Bir ürünü tasarımı, yazılımı, donanımı ve diğer unsurlarıyla üretim aşamasına getirmenin ne demek olduğunu en iyi biz biliriz. Şimdi envanterimize giren bu ürünleri caydırıcılığımızı destekleyecek şekilde ve miktarda imal etme safhasına geldik." ifadelerini kullandı.
"Bazı fedakarlıkları yapacağız ki hedeflerimize ulaşabilelim"
Erdoğan, milli savaş uçağı Kaan'ın bunun en çarpıcı örneklerinden biri olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aynı şekilde orta ve uzun menzilli füze stoklarımızı son gelişmeler ışığında caydırıcılık düzeyine getirecek üretim planlarını yapıyoruz. İnşallah çok uzun olmayan bir süreçte hiç ama hiç kimsenin bize efelenmeyi dahi göze alamayacağı bir savunma kapasitesine erişmiş olacağız. Bunun şartı ise siyasi istikrarı korumaktan, ekonomimizi güçlü tutmaktan, sosyal barışı tahkim etmekten, diplomatik ilişkilerimizi geliştirmekten geçiyor. 'Zahmet olmadan rahmet olmaz.' derler. Devlet ve millet olarak bazı sıkıntıları çekecek, bazı fedakarlıkları yapacağız ki hedeflerimize ulaşabilelim. Böyle bir vizyonu olmayan, sadece karanlık ilişkilerin ve kaynakların mahsulü şişirmelerle ülkenin başına tebelleş edilmeye çalışılan zihniyete ve siyasetçi tiplerine karşı yürütülen mücadelenin de bu perspektiften okunmasında fayda görüyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin safralarından kurtuldukça, her alanda geleceğine umutla baktığını dile getirerek, "Şundan kimsenin şüphesi olmasın. İktidarımız ve ittifakımız bölgemizin içinde bulunduğu bu sancılı dönemde Türkiye'nin istiklal ve istikbalinin temelidir ve teminatıdır. 86 milyonun emaneti emin ve ehil ellerde, güvendedir. Türkiye Yüzyılı'nın inşasına Allah'ın izniyle kimse mani olamayacaktır. Bugüne kadar nice badirenin üstesinden nasıl alnımızın akıyla geldiysek, bölgemizdeki krizlerin menfi etkilerinden de ülkemizi inşallah uzakta tutacağız." dedi.
Türkiye'nin politik ve sosyal kutuplaşma yoluyla, sokak ve gerilim siyasetiyle, içi boş hamasi söylemlerle zaafa uğratılmasının kimsenin hayrına olmadığını vurgulayan Erdoğan, "İktidarı zaafa düşürmek için ülkenin zaafa düşmesine bile eyvallah diyenler, tarih önünde de maşeri vicdanda da bunun hesabını veremezler. Muhalefetin tribünlere oynama uğruna Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlangıcında yaptıkları yanlışa tekrar düşmemelerini arzu ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"Yarın bugünden de güçlü olacağız"
Sorumlu siyasetin önemine vurgu yapan Erdoğan, "Türkiye tüm hadiseleri devlet aklıyla ve köklü tecrübesiyle okumakta, sağduyulu ve soğukkanlı bir şekilde değerlendirmekte, 86 milyonun tamamının güvenliği ve huzuru için gerekli adımları atmaktadır. Birileri gibi ateşe benzin dökmenin değil, daha fazla büyümeden bir an önce yangını söndürmenin derdindeyiz." diye konuştu.
Erdoğan, amaçlarının, bölgede sulhu sükunun hakim olması, istikrar ve güven ortamının çok güçlü biçimde tesis ve tahkim edilmesi olduğunun altını çizdi.
Gelişmeleri günlük siyasete polemik malzemesi yapmanın, bölgesel istikrarın tesisi ve ülke güvenliği için verilen mücadelede ortadayken haksız ve mesnetsiz suçlamalarda bulunmanın hiçbir haklı gerekçesi olamayacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şu hususa herkesin dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum. Biz, millet olarak tarih boyunca metanetimizi, asaletimizi, uhuvvetimizi, dayanışmamızı muhafaza ederek önümüze konulan engelleri teker teker aştık. Bekamıza yönelik saldırıları bu şekilde püskürttük. Üzerimizde oynanan oyunları bu şekilde bozduk. Karanlık tünellerden yine bu şekilde aydınlığa çıktık. Bugün de Türkiye'nin en büyük ihtiyacı birlik ve kardeşlik siyasetidir. Birbirimize inanarak, birbirimize güvenerek, 86 milyon kalp kalbe vererek güzel yarınlara inşallah hep beraber varacağız. Türkiye'yi bölgesinde ve dünyada müessir bir güce dönüştürme hedefimizde hiçbir sapma olmadığının altını bir kez daha çizmek istiyorum. Bugün dünden daha iyiyiz. Daha güçlüyüz, daha ileri bir konumdayız. İnşallah yarın bugünden de güçlü olacağız. Allah'ın yardımı, aziz milletimizin duasıyla durmadan, duraksamadan çalışmaya, ülkemizi, milletimizi kalkındıracak hizmetlere imza atmaya devam edeceğiz."
İlginizi Çekebilir