© Müzakerat 2017 - 2021

Osmanlı Filistini coğrafyası 401 yıllık haritalarda gün yüzüne çıktı

Filistin bölgesinin Osmanlı dönemindeki yerleşim yerleri, isimleri ve sayıları İstanbul Ticaret Odası’nın üç dilde yayınladığı “Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası (15161917)” ile toplu bir şekilde kitap haline getirildi İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay: Filistin’in sadece yerleşim yerleriyle değil, tarihsel haritalarıyla da zihnimize nakşedilmesini önemsiyoruz. Çünkü, harita aynı zamanda tapu senedi demek. Bu eser ile aynı zamanda Orta Doğu ve dünya barışının tesisi için adaletli bir çözüme kavuşturulması gereken Filistin sorununun halline de ilmi bir katkı sunmuş oluyoruz Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren: Çalışma ile günümüz Filistin sınırlarının ötesindeki Osmanlı Filistini coğrafyasında sancak, kaza, nahiye ve benzeri yer isimleri tespit edilip tahrir defterleri incelenerek listeler halinde sunuluyor

İSTANBUL (AA) İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, "Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası (15161917) eseri Filistin’deki eski yerleşim yerlerinin bulunması ve mülkiyet sorunlarının çözülmesi için önemli bir kaynak olacaktır. Yani Filistin topraklarının esas sahipleri kim? Bu kitap bütün dünyaya bunu gösterecek." dedi.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Filistin Araştırmaları İmar ve Dayanışma Derneği (Filistin Platformu) ve İTO’nun girişimleriyle hazırlanan "Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası (15161917)" adlı kitabın tanıtımı, İTO’nun Eminönü’deki yerleşkesinde gerçekleştirildi.

Toplantıya ev sahipliği yapan İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay burada yaptığı konuşmada, Filistin topraklarında Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti boyunca tam 400 yıl barış ve huzur içinde yaşandığını vurguladı.

İTO olarak "Osmanlı Filistin'i Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası” adlı çalışmayı yayınlayarak, sadece tarihe ve yakın geçmişe değil, geleceğe de ışık tutmuş olduklarını belirten Kuralay, "Filistin’in sadece yerleşim yerleriyle değil, tarihsel haritalarıyla da zihnimize nakşedilmesini önemsiyoruz. Çünkü, harita aynı zamanda tapu senedi demek. Bu eser ile aynı zamanda Orta Doğu ve dünya barışının tesisi için adaletli bir çözüme kavuşturulması gereken Filistin sorununun halline de ilmi bir katkı sunmuş oluyoruz. Çünkü bu eser, Filistin’deki eski yerleşim yerlerinin bulunması ve mülkiyet sorunlarının çözülmesi için önemli bir kaynak olacaktır. Yani Filistin topraklarının esas sahipleri kim? Bu kitap bütün dünyaya bunu gösterecek." diye konuştu.

Kuralay, "Filistin’in en ücra köşesinde yaşayanların çektiği sıkıntıdan bile bize bir pay düştüğünün farkındayız. Filistin’in gerçek sahiplerine kavuşacağı bir geleceği umutla beklemek, bunun için çabalamak anlamına geldiğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren ise kitabın 2014’ten bu yana Filistin Araştırmaları İmar ve Dayanışma Derneği ile birlikte yürütülen Osmanlı Arşivlerinde Filistin Belgeleri Projesi’nin bir parçası olduğunu belirtti.

Eren, bu kitapla amaçlananın Filistin çekişmesinin hakça sona ermesine yardımcı olacak belgeleri gün yüzüne çıkarmak olduğunu söyledi.

Kitabın, Osmanlıların bölgeye hakim olduğu yıllardan başlayarak çizilmiş muhtelif haritalarla, gerek tarih araştırmacılarına gerekse konunun ilgililerine rehberlik ettiğini belirten Eren, "Çalışma ile günümüz Filistin sınırlarının ötesindeki Osmanlı Filistini coğrafyasında sancak, kaza, nahiye ve benzeri yer isimleri tespit edilip tahrir defterleri incelenerek listeler halinde sunuluyor." değerlendirmesinde bulundu.

Eren, YTB olarak Filistin'e yönelik gerekli kültürel ve maddi desteklerin eksiksiz şekilde sürdürüldüğünü, ayrıca Filistin'den 200 kadar öğrenciye burs verildiğini söyledi.


"Çalışma motivasyonumuz Filistin konusundaki hassasiyetimizdendir"


İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Genel Sekreteri Ali Kurt da Kudüs’ün Mekke ve Medine’den sonra tüm Müslümanlar için en önemli kutsal mekan olduğunu belirtti.

Kurt, “Daha geniş perspektifte sadece Müslümanlar için değil üç semavi din için de kutsal kabul edilen bu güzide yerde yaşayan 300 bin Filistinli’nin kaderinin belirsizliğe mahkum edilmek istenmesi, Batı Şeria'nın neredeyse yüzde 60'ını teşkil eden yasa dışı Yahudi kolonilerini meşrulaştırma gayretleri, Filistin coğrafyasını dünyanın en büyük ‘açık hapishanesi’ haline çeviriyor." ifadelerini kullandı.

Filistin'deki sorunlara yönelik tüm dünyanın çaba göstermesi gerektirdiğini belirten Kurt, "Ne yazık ki en kutsal değerlerimizden biri olan Mescidi Aksa’nın sürekli saldırılara maruz kalması karşısında bile İslam dünyası yekvücut olamıyor. Halbuki Kudüs ve Filistin meselesi sadece ne Filistinlilerin, ne de Arapların bir sorunudur. Bu sorun hakikatte bir insanlık sorunu, mazlum bir milletin varoluş sorunu, bir insan hak ve hürriyetleri sorunudur." değerlendirmesinde bulundu.

Kitabın yazarlarından olan Prof. Dr. Zekeriya Kurşun da Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası isimli eserin Osmanlı Devleti'nin Filistin'deki 400 yıllık hakimiyetine doğrudan ışık tuttuğunu belirtti. Kurşun, şunları söyledi:

"Bu çalışmadaki motivasyonumuz bizim Filistin bölgesine duyduğumuz hassasiyettendir. Harita çizebilen sınırları da çizer. Atlaslara bakıldığında bunu görmemiz mümkündür. Osmanlı bakiyesi bölgelerde harita propagandaları yapılırken, Filistin meselesi bu konuda çok ilgisiz bırakılmıştır. Filistin hafızamızı tazelemek ve dünyaya bir zamanlar burada bir Filistin olduğunu anlatmak bu kitabın yazılması için esas gayedir. Bölgede bütün yer isimleri bugün İbranice oysa orada başka adlarda yerler vardı ama hepsi yok edildi. Bu çalışma bunu engelleyecek. Önümüzdeki Filistin çalışmalarına el kitabı olarak rehberlik edecek bir öncü ve yardımcı kitap olacak. Üç farklı dönem ele alınarak sancak, kaza, köy ve diğer yerleşim alanları tespit edildi. Ayrıca Filistin bölgesinin sınırları ve coğrafi yerlerini gösteren listeler eklendi. Böylece Osmanlı dönemi Filistin coğrafyası arşiv kaynaklarına müracaat edilerek ortaya konmuş oldu."

Kitabın editörü Dr. Bekir Cantemir de kitapta sunulan haritaların büyük kısmının 18 ve 19'uncu yüzyıldan elde edilebilen belgelerden derlenerek yayına hazırlandığını söyledi.

Cantemir, "Cumhurbaşkanlığı arşivleri, Genelkurmay Askeri Arşivi ve Tapu Kadastro arşivlerinden faydalanılan haritalar burada kullanıldı. Bu haritalar Türkiye'de maalesef dünyada kullanıldığı gibi sayısala dökülerek geçmişe yönelik analizler olarak kullanılmıyor. Oysaki parsellerin geçmişe yönelik irdelenerek yeniden çizilmesi gibi kritik konular bu sayede yapılabiliyor. Üstelik Filistin'de Osmanlıdan kalma haritaların devir işlemleri bugün hala yapılıyor ve günümüzdeki işlemler için geçerli oluyor." diye konuştu.


İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER