© Müzakerat 2017 - 2021

Yenildiğimiz İçin Dünyaya Küstük

Ömer Alperenoğlu yazdı...

Gâvurla ve gâvurlukla mücadele etme cesaretimiz kalmadığı için de meydan gâvura kaldı.

Gâvurun gâvurluklarından korunmak için de "Bana dokunmayan gâvur bin yaşasın" diyerek gölgeye sığınıp oradan Musa'lara sesleniyoruz:

“Ey Musa, o (zorbalar) orada durduğu sürece, biz hiçbir zaman asla oraya girmeyeceğiz (böyle bir tehlikeye göğüs germeyeceğiz).

Bu nedenle, sen ve Rabbin gidip, ikiniz savaşıp (düşmanları bertaraf ediniz),

Biz burada (her türlü tehlike ve tecavüzden uzak) durup (bekleyeceğiz).” diyerek dünyaya değer vermediğimizi göstermiş oluyoruz(!).

Aksi davrananları da dünya nimetleri peşinde koşmakla suçluyor ve bununla ilgili birçok ayeti de delil olarak sunabiliyoruz.

Musab Bin Umeyr'in bir sözü var:

 "İnsanların sıkıntılarını gidermeyen imanı imandan saymayız. Allah yolunda biraz zorluk çektik diye Allah'a naz mı yapacağız" diye.

"Sarp Yokuş"a talip olmaktan vazgeçtik. İslam'dan başka din aramaya da façamız yemeyince kafamıza göre(Samiri gibi içine bazı şeyler atarak) yeni yollar icad ederek inzivaya çekildik.

"Hira"mızı güvenli liman kılıp "Hira" nın ilk sakininin yaptığının aksine, aşağıya inme cesaretinden uzak, ağlayıp sızlayarak Allah'a naz yapıyoruz.

Aslında Dünya'yı boş vermekle farkında olmadan Allah'ı boş verdik.

Allah vahiylerini, elçilerini, dünyadakilere dünyayı imar etmek olsun diye göndermiş olmasına rağmen, ahireti imar etmenin tek yolunun dünyayı ihya etmek olduğunu unuttuk.

Vahiyler ve elçilerin ahirette herhangi bir görevleri/misyonları olmayacağını da unutarak, bu dünya için ahireti, ahiret için bu dünyayı mahvetmeye devam ediyoruz.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER