Dijital terör milli güvenliği tehdit ediyor

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Dijital terör milli güvenliği tehdit ediyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maalesef bugün, yalan, sahte ve çarpıtılmış haberler sebebiyle dünyada milyonlarca insan mağduriyet yaşamaktadır" açıklamasını yaptı. Erdoğan, 'dijital terör'ün ülkelerin milli güvenliklerine açık tehdit oluşturduğunu da söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mecidiye Kasrı'nda İslam İşbirliği Teşkilatı 12. Enformasyon Bakanları Toplantısı'nda konuştu.

Konferansın, başta İslam ümmeti olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz eden Erdoğan, "Rabb'im birliğimizi, beraberliğimizi ve muhabbetimizi daim eylesin. Bu yılki konferansın ana temasını 'Hakikat ötesi çağda dezenformasyon ve İslamofobi ile mücadele' teşkil ediyor. Müslümanların yanında tüm insanları da etkileyen bu iki temel sorunun gündeme alınmasını son derece isabetli buluyorum. Değerli fikirleriyle konferansa katkı sunan, içeriğini zenginleştiren, bizlerin yolunu ve ufkunu aydınlatan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.

 Hucurat Suresi'nin 6'ncı ayetinde Allah'ın mealen, "Ey iman edenler, eğer fasık bir kimse size bir haber getirirse doğru olup olmadığını araştırın, yoksa bir topluma cahilce kötülük edersiniz de sonra yaptığınız şeye pişman olursunuz." dediğini vurgulayan Erdoğan, "Evet görüldüğü üzere inancımız sadece habere değil, haberin kaynağına, kimden geldiğine ve hangi amaçla getirildiğine de dikkat etmemiz gerektiğini emrediyor." değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, herhangi bir konuda karar almadan veya harekete geçmeden önce haberi taşıyanın, yazanın ve konuşanın iyi araştırılmasının tavsiye edildiğine dikkati çekti.

Yaşadığımız dönemi "iletişim çağı" olarak tanımlayan ve bu çağda bu ilahi tavsiyelerin ne kadar hayati öneme haiz olduğunu herkesin bizzat tecrübe ettiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"İletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte bilgiye, habere ulaşmak kolaylaşırken, insanların hakikatle bağı ise giderek zayıflıyor. Haber kaynaklarının çeşitlenmesi, medyanın, özellikle sosyal medyanın günlük hayatımızda daha fazla yer edinmeye başlaması, pek çok avantaj yanında beraberinde hayati riskleri de getirmektedir. Bilgi kirliliği ve dezenformasyon, bu tehditlerden en fazla öne çıkanlardır. Maalesef bugün yalan, sahte ve çarpıtılmış haberler sebebiyle dünyada milyonlarca insan mağduriyet yaşamaktadır. Hiçbir sınırın, ahlakın, etik değerin, otokontrolün olmadığı bu mecralar bir iletişim aracı olmaktan ziyade, insanları düşmanlaştıran, kutuplaşmayı artıran, nefret ateşini körükleyen birer operasyon aygıtına dönüşmüştür."


 "Medya organları, toplumun bir kesimini karalamaya yönelik iftiralardan uzak durmalıdır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Müslümanların hareket alanları, faşizan düzenlemelerle, antidemokratik mevzuat çalışmalarıyla daraltılmakta, ibadet hürriyetleri kısıtlanmaktadır. Başörtüsüne, sakala, cübbeye, tesettüre müdahaleler normalleştirilmeye çalışılmaktadır. Parlamentolar ve hükümetler eliyle yürütülen bu tür süreçlerin gayesi, İslam karşıtlığını kurumsal hale getirmektir. Bu vahim tablo, İslam karşıtlığı maksadıyla yapılan medya müdahalelerine karşı ortak hareket etmemizi zaruri kılıyor. Medya organları da aynı mesuliyet duygusuyla hareket etmeli, toplumun bir kesimini karalamaya yönelik iftiralardan uzak durmalıdır."

Türkiye olarak İslam düşmanlığıyla mücadeleye büyük önem verdiklerini, bu konuda küresel bir dayanışma tesis etmeye çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, teşkilatın zirve dönem başkanlığını yürüttükleri dönemde yaptıkları davet ve 74. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kuruluna hitabındaki çağrı temelinde önemli bir adım attıklarını, BM Genel Kurulunun 15 Mart tarihini "Uluslararası İslam Karşıtlığıyla Mücadele Günü" olarak kabul ettiğini söyledi.

"Her cephede iş birliğimizi artırmadan İslam dünyasını hedef alan saldırıların üstesinden gelemeyiz"

Bu duyarlılığın hep birlikte çok daha ileri seviyeye taşınması gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Aynı şekilde teşkilatımızın kuruluş sebebi olan Filistin davasını da daha güçlü şekilde savunmamız şarttır. Filistinli kardeşlerimizin kendi topraklarında yaşadığı işgali ve hak mahrumiyetini tüm dünyaya daha iyi anlatmalıyız. Suriye halkının içinde bulunduğu çatışma, insani kriz ve terör sarmalından kurtulması için siyasi çözüm çabalarına daha etkin destek vermeliyiz. Filistin'den Keşmir'e, Kıbrıs'tan Batı Trakya'ya kadar her cephede iş birliğimizi artırmadan İslam dünyasını hedef alan saldırıların üstesinden gelemeyiz. Bu doğrultuda teşkilatımızın medya alanındaki girişimlerine destekleriniz son derece mühimdir." dedi.

Kaynak:TRT Haber


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Lafarge Firması Avrupanın teröre destek verdiğinin kanıtıdırÖnceki Haber

Lafarge Firması Avrupanın teröre destek...

Suriye ve Irak'ın kuzeyinde 3 bin 148 terörist etkisiz hale getirildiSonraki Haber

Suriye ve Irak'ın kuzeyinde 3 bin 148 te...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!