Sallamaya vergi yok

Yeri cennet olası hocam Tahir Alangu, "sloganlarla düşünmeye çalışmayın" derdi.
Açık konuşmak gerekirse, her slogan "boş laftan" ibarettir.
"Bütün iktidar Sovyetler'e" lafının "komünist iktidarda Sovyetler, yani işçi konseylerigöstermelik birer kabuktur"dan öte bir anlamı yoktu.
Ecevit'in "toprak işleyenin, su kullananın" sloganıyla ne işleyen toprak sahibi oldu, ne de su kullanana geçti.
"İki süper devlet yıkılacak elbet"... Biri yıkıldı, yani sloganın yarısı tuttu sayılır.
Bu sloganların kimisi kulağa hoş gelir, kimisine insanlar gülüp geçerler.
CHP, belediye seçimleri için güzel bir slogan bulduğunu sandı: "Derman belediyeciliği"...
Fakat bir de baktılar ki ipleyen yok, tutmadı, bıraktılar.
Bunların bir Kadıköy adayı var: Şerdil Dara Odabaşı...
Böyle "üç isimli" insanları severim, Muazzez İlmiye Çığ, Catherine Zeta Jones, Hamdullah Suphi Tanrıöver...
O da bir slogan attırmış: "Daha çok Kadıköy!" Fakat dalga geçiliyormuş. Nasıl yani, Kadıköy'e birkaç Kadıköy daha mı ekleyecek?
Yok canım, bu sloganın anlamı şuymuş:
"Kadıköy'ün cumhuriyetçi, laik, çağdaş ve Atatürkçü bir nesli barındırdığını hatırlatarak yeni nesilleri de bu kültürle yetiştirmek!"...
Bizim Türkçemiz yetersiz olduğu için o slogandan böyle bir anlam çıkaramadık.
Erdil Bey'in, pardon Şerdil Bey'in projeleri falan da var.
Belediye kütüphanesinin arkasındaki binayı "Aydınlanma Müzesi" yapacakmış.
Elektrik ampulünün Edison'dan bu yana yüz elli yıldır geçirdiği değişimleri sergileyecek değil tabii, yeni nesillere Atatürkçülük satacak. Zaten 19 Mayıs etkinlikleri için şimdiden çalışmalara başlamış.
Bunların neler olduğunu öğrenemedik.
Mustafa Sarıgül çocukları Anıtkabir'e götürüyor, bunlar da Bağdat Caddesi'nde fener alayı düzenlemekten öte bir şey yapacaklarsa haberimiz olsun.
Belediyecilik anlayışları bundan mı ibaret? Neye "derman" oluyorlar bu etkinliklerle?
Yok canım, projeleri var dedik ya...