© Müzakerat 2017 - 2021

Türk tarihini değiştirebilecek keşif

3 bin 400 yıllık piramit bulundu... Kazakistan'da Türk tarihini değiştirebilecek bir keşfe imza atıldı... Karaganda'da İskit-Saka ve onun erken dönemine ait piramit bulundu. Uzmanlar, Karajartas anıt mezarının, Andronovo döneminin son evresini oluşturan Begazı Dandibay döneminden bir hükümdara ait olduğunu söylüyor.

 Karaganda Eyaleti Şet ilçesinde bulunan Taldı Nehri’nin sol kıyısını gören hakim bir tepede yer alan ve Karaganda Üniversitesi Sarı Arka Arkeoloji Heyeti tarafından tespit edilen Karajartas anıt mezarındaki çalışmalar toplamda 4 kazı sezonu sürdü.

Kazakistan Cumhuriyeti Milli Müzesi’nden Dr. Aibar Kassenali, keşfedilen piramitle ilgili ilk değerlendirmeyi TRT Haber’e yaptı.

Dr. Aibar Kassenali, buluntular üzerinde yapılan karbon 14 analizlerinin sonucuna göre, piramit yapısının Milattan Önce (M.Ö) 14 ile 12. yüzyıllar arasına tarihlendirildiğini açıkladı.

"Piramit Begazı Dandibay dönemine ait"

Dr. Kassenali, bu tarihlendirmenin ne anlama geldiğini şu sözlerle anlattı:

"Bölgede tespit edilen birden fazla piramidal basamaklı anıt mezarların varlığı, Sarı Arka bozkırları içerisinde yer alan Taldı Nehir vadisinin, Bronz Çağı'nda Andronovo topluluklarınca Mısır’daki Nil Vadisi gibi büyük liderlerinin gömüldüğü krallar vadisi olarak kullanıldığını gösteriyor.”

Fotoğraf: Dr. Aibar Kassenali[Fotoğraf: Dr. Aibar Kassenali]

Dr. Aibar Kassenali, mezar odasındaki bulgular incelendiğinde, bozkır piramidinin Andronovo döneminde Kazak bozkırlarına hükmeden yerel bir hükümdar adına yaptırılmış olabileceğini söyledi:

“Özellikle mezar alanında tespit edilen keramik kabın çark kullanılmadan imal edilen ve baskı yöntemiyle bezendirilmiş motif üslubunun Andronovo döneminin son evresini oluşturan Begazı Dandibay dönemine ait olduğunu gösteriyor.”
Dr. Aibar Kassenali Kazakistan Cumhuriyeti Milli Müzesi

Dr. Aibar Kassenali, Karajartas piramidinde bulunan kesme taşlar ve anıt mezarın boyutuna bakıldığında Bronz Çağı’nda ve bozkır gibi oldukça kurak bir bölgede böylesine devasa bir yapının inşa edilmiş olmasının, Begazı Dandibay topluluklarının ulaşmış olduğu yüksek sanat anlayışı ve zengin ruhani inanışın göstergesi olduğunu vurguladı.

Tarihi kaynaklarda halkın üçgen bir mezar inşa ettikleri yer alıyor

Dr. Serhan Çınar, İskit-Saka ve onun erken dönemini oluşturan Begazı Dandibay topluluklarındaki piramidal mezar yapıları hakkında antik dönem tarihi kaynaklarında da bilgiler bulunduğunu söyledi:

"Kniduslu Ctesias ve Sicilyalı Diodoros’un İskit-Med savaşlarını anlattıkları tarihi pasajlarında, Saka’ların başında Zarina adında bir kraliçelerinin olduğu ve onun komşu halklarla giriştiği seferler sonucu, ülkesini medeni hale getirerek birkaç şehirler kurduğu; halkının ise onun ölümünün ardından topraklarındaki en büyük mezar olan üçgen bir mezar inşa ettiklerini aktarılıyor."

Fotoğraf: Dr. Aibar Kassenali[Fotoğraf: Dr. Aibar Kassenali]

Dr. Çınar, Karajartas’ta tespit edilen basamaklı piramidal anıt mezarların tarihi kayıtlarda geçen İskit çağına ait mezar yapılarının erken versiyonları olabileceğinin altını çizdi.

“Anıt mezarların yanı sıra Kent adında bir proto-şehir yerleşkesi de bulundu”

Dr. Çınar, bozkır piramidi olarak adlandırabileceğimiz Karajartas anıt mezarının sakinlerinin, Andronovo döneminin son evresini oluşturan Begazı Dandibay dönemindeki yerel hükümdara ait olduğunu söyledi. Çınar, bölgedeki kazı çalışmaları sırasında anıt mezarların yanı sıra yine Begazı-Dandibay topluluklarına ait olduğu tespit edilen Kent adında bir proto-şehir yerleşkesi de bulunduğunu açıkladı:

“15 hektarlık alana yayılan bu merkez, kronolojik olarak, Ön Asya’daki Troya 4; Yunanistan anakarasındaki Erken Miken dönemi ve Mısır’daki Orta Krallık şehir devletlerinin gelişmiş katmanları ile aynı tarihi dönemde varlık göstermişti. Yerleşke içerisinde labirent kapılar, hendekler ve çıkıntılı surlar vardı. Bu antik kentler, nizami planlı bir sokak ağı ve su toplama sistemleri bulunuyordu.”

Yerleşkelerin yanında tanrılara saçı merasimlerinin düzenlendiği özel kurban sunakları bulunuyordu. Karajartas gibi piramidal mozole formlu kompleksler içerisinde küçük taşlardan oyulma insan vücudu şeklinde ritüel heykeller bulunuyordu. Bu türden bulgular, eski Mezopotamya sakinlerine benzeyen ve yıllık festivallerde tapınılan tanrı tasvirleriydi. Burada ayrıca kilden yapılmış farklı türden levhalar da bulunmaktaydı. Bu levhalar, muhtemelen yazının erken dönemine ait ilkel bir sayma sisteminin örnekleriydi.

 “Sadece bir mezar alanı değil, dini merasimlerin de gerçekleştirildiği bir kutsal alan”

Dr. Aibar Kassenali, “Kaya resimlerinden anlaşıldığı kadarıyla bu türden gün dönümleri, Andronovo toplumunda ay ve güneşin birbirine kavuştuğu dönemler olarak algılanmış ve halk nezdinde bu kutsi kavuşma çeşitli şenliklerle kutlanmıştır. Bu doğrultuda Karajartas anıt mezar piramidinin sadece bir mezar alanı olmayıp Andronovo toplulukları için aynı zamanda dini merasimlerin gerçekleştirildiği bir kutsal alan olarak kullanıldığı anlaşılıyor” dedi.

Karajartas piramidinin erken Türk arkeoloji ve tarih araştırmalarındaki yeri

Karajartas piramidinin erken Türk arkeoloji ve tarih araştırmalarındaki yerini Dr. Serhan Çınar değerlendirdi:

"Begazı Dandibay toplulukları, Proto-Türk kültürünü oluşturan Güney Sibirya’nın Karasuk kültürüyle de yakından bağlantılarının bulunduğunu gösteriyor.

Özellikle Begazı Dandibay evresine ait mozolelerdeki mezar odasına ulaşılan koridorlar, geleneksel Türk dini inanışının bir tezahürü olarak her zaman güneşin doğduğu yöne doğru açılıyor."

 

 

 

Haberin davamı RT HABER 'de

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER