Başyazarımız Mustafa Albayrak, Aydınlık Gazetesi için yazdı: Milli duruş ve nezaket

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Başyazarımız Mustafa Albayrak, Aydınlık Gazetesi için yazdı: Milli duruş ve nezaket
ABD saldırılarına karşı kararlı tutumuyla milli ittifakta olan Vatan Partisi’ne de aynı hınçla saldırıyorlar. Neden hep ihtilafları gündeme getiriyorlar? Aynı Evs ve Hazreç kabilelerinin arasını tekrar açmak isteyen üslupla eskileri karıştırıyorlar?

Liderine sadık hiçbir resmi Ak Parti yetkilisinin 15 Temmuz 2016’da Sayın Tayyip Erdoğan’a, Milli İradeye destek vermiş ve alçak darbe teşebbüsüne direnmiş farklı parti ve siyasi fikir sahibi eşhasa cephe alıp suçlamasını doğru bulmuyorum. Eski defterler karıştırılarak günümüzün sorunları çözülemez. Farklı fikirdeki siyasilere veya kitleler üzerinde inisiyatif sahibi eşhasa karşı haklı sebeple olsa da eleştirel yaklaşımlar çok dikkatli bir lisan ve üslup ile yapılmalıdır.

Hele de 15 Temmuz gecesi saat 12 olmadan, daha sayın Erdoğan’ın açıklamaları henüz kamuoyunca duyulmamışken emperyalist ABD’nin gladio eliyle planladığı FETÖ darbesine, partilerinde, baro veya odalarında ya da kendilerine ait TV ve basınlarında direnmiş sabaha kadar sokaklara dökülen halka destek vermiş o gecenin demokrasi kahramanlarına çok dikkatli bir üslup kullanılmalıdır...

Hiç mücerret (soyut) kalmasın sözlerim.

Daha sarih aşikar isimlerle muşahhas (somut) hale getireyim.

DARBEYE KARŞI ÇIKAN ÜÇLÜ

O malum gece yani 15 Temmuz’da Sayın Binali Yıldırım’ı ya da şu an Ak Parti’den kopmuş ve inisiyatif almak için şeklen o an konuşan 2 eski siyasi figürü saymazsak konuşan yoktu...

Televizyonlara bağlanmaktan imtina eden ve '' Hele saatler ilerlesin o zaman bakarız duruma göre vaziyet alırız'' diyen fırıldak AKP’lilere nazaran kıyas yaparsak aslanlar gibi direnen farklı parti ve oda liderlerine lütfen her Ak Partili çok daha dikkatli bir üslup kullanmalıdır.

Açayım ve isim vermeye devam edeyim:

O gece saat 12 olmadan ortaya çıkmış ve aslanlar gibi demokrasiye, seçimle iktidara gelmiş meşru Erdoğan yönetimine net açık ve hiç bir şüpheye mahal bırakmaksınız destek vermiş MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu’na ve Vatan Partisi lideri Sayın Doğu Perincek’e her Ak Partilinin saygın ve dikkatli bir üslup kullanmaları, en azından vefa ve siyasi nezaketin asgari gereğidir.

Farklı fikir sahibi olabiliriz. Halen aramızda ciddi temel ideolojik ve demokrasiyi ele alış biçimimizde farklılıklar olabilir... Gerektiğinde eleştiri de yapabiliriz. Ama asgari nezaket kurallarını asla aşmamalıyız.

Hele hele de Sayın Erdoğan’ı ve milli iradeyi gayri meşru yollarla devirmek için fırsat kollayan, bahaneler arayan anti demokratik parti ve liderlerine asla kullanmadıkları üslubu bu saydığım liderlere kullanmalarını anlamak mümkün değildir. Hele de çok iyi tanıdığımıza inandığımız, yıllardır takdirle izlediğimiz ve Ak Parti içerisinde az sayıda cesurca konuşan isimlerden sayın Şamil Tayyar’ın 15 Temmuz’un en açık darbe karşıtı olan, yıllarını FETÖ’ye karşı mücadeleyle geçirmiş Vatan Partisi ve Sayın Doğu Perinçek’e karşı çok kırıcı bir üslup kullanmasını üzüntü ile karşılıyorum... Evet Sayın Perinçek ve bazı Vatan Partili arkadaşlarla halen 27 Mayıs ve 28 Şubat darbeleri için farklı düşünüyoruz. Ama şu an tüm Milli Güçlerle bir araya gelmeye çalıştığımız ve karşımızda Zillet İttifakı gibi 5 benzemezden oluşan HDP/PKK’dan FETÖ’ye CHP’den İP’ye SP’den sözde bir kısım İslamcı cemaate kadar bir araya gelmiş ve 'Her ne olursa olsun Erdoğan’ı devireceğiz; velev ki sayın Erdoğan dünyanın en doğru işlerini de yapsa biz ona doğru yaptın demeyiz’ diyen (CHP’li Engin Altay gibi) veya Menderes ile Erdoğan’ın resimlerini yan yana koyup ‘makus akibetten kaçamaz’ gibi küstah tehditlerde bulunan hem Türkiye düşmanlığı ile meşhur hem de anti demokratik cephenin birbirleri ile kenetlendiği bir dönemde siyasi bazı farklılıkları 1960’dan veya 1997’den günümüze taşıyarak yaraları kaşımak pek doğru bir tavır olmasa gerek!

 

SORUNLARI BİRLİKLE ÇÖZERİZ

 

 

Bilenler bilir. Teşbih de hata olmasın ama bir misal vereyim:

İslamiyet öncesi birbiri ile kavgalı Evs ve Hazreç kabileleri vardı.

Bu iki kabile sonradan Müslüman oldular ve Hz Peygamberimizin (s.a.v) sancağı altında buluştular. Yalnız ilerleyen zamanlarda bilhassa münafıklar bu iki kabilenin cahiliye dönemindeki (İslamiyet evveli) ihtilaflarını, kavgalarını hatırlatıp tekrar savaşmasını istediler. Bu duruma düşmemek lazım. Bugünü konuşacağız. Sorunlarımızı birlik halinde çözeceğiz.

ABD ve İsrail’le aynı anda “Erdoğan Diktatör” korosu oluşturan, bulunduğu makamı “Saray” diye aşağılayan; Bekamız için savaşan kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve Emniyet güçlerimizi ''Sarayın Ordusu'' diye tahkir ve takbih edenlere karşı kullanılmayan kaba üslubun sayın Perinçek sayın Feyzioğlu veya sayın Bahçeli’ye karşı kullanılmasını anlamakta zorluk çekiyorum. Bazı şeyleri yapmak için illaki sayın Cumhurbaşkanımızın açık açık söylemesi mi gerekiyor. Ekranlar bu ittifakı yansıtıyor. AK Partililer, MHP ve Vatan Partililer önümüzdeki sorunlara aynı ekranda çözüm üretme çabasındalar. Ak Parti’den kopan isimler ise sorunları büyütme çabasında. Sürekli Ak Parti ve MHP’ye, Cumhur İttifakı’na saldırıyorlar.

ABD saldırılarına karşı kararlı tutumuyla fiilen milli ittifakta olan Vatan Partisi’ne de aynı hınçla saldırıyorlar. Neden ihtilafları hep gündeme getiriyorlar? Aynı Evs ve Hazreç kabilelerinin arasını tekrar açmak isteyen üslupla eskileri karıştırıyorlar?

Ama karşımızda ki zillet ittifakına hiç tek söz etmiyorlar.

Sanki 27 Mayıs ve 28 Şubat darbelerini Vatan Partisi yaptı? Evet, bu iki olaya yaklaşımlarını ben de kabul etmiyorum ve doğru bulmuyorum. Ama bu konu günümüzün konusu değil. Bakınız CHP 15 Temmuz’dan sonra “kontrollü darbe” söylemiyle tarihin en kanlı girişimlerinden birini hafifletmeye çalışıyor. CHP askeri darbelerin tamamını savunmuş ve o darbelerin siyasi ayağı olarak tüm darbelerden nemalanmıştır. Ak Parti’den kopmuş ve yeni oluşumcu “Loserlar” hiç CHP’ye laf ediyorlar mı? Her askeri darbeden sonra iktidara CHP veya benzeri parti gelmiştir. Vatan Partisi'ne ve MHP’ye bu orantısız tepki neden?

Bütün bunların bizlere birer işaret ve muhasebe yaptırmaları lazımdır. ''Usül Esasa Mukademdir'' bir hukuk

kaidesidir.

Merhum Yunus Emre ne güzel demiş;

''Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı

Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz''


  • 0
    SEVDİM
  • 1
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Köpeği başka köpeklerin saldırısı sonucu ölen iş yeri sahibi şikayetçi olduÖnceki Haber

Köpeği başka köpeklerin saldırısı sonucu...

TSE tarafından Kovid19 sürecinde ilk güvenli üretim belgeleri verildiSonraki Haber

TSE tarafından Kovid19 sürecinde ilk güv...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!