Bul karayı al sonucu

Cumhurbaşkanı anketlere güvenmediğini açıkladı.
Hiç kimse güvenmiyor. Muhalifi de muvafıkı da.
Öyleyse niçin "anket yapılsın anket" diye ısrar ediliyor?
İyi kötü bir anketin maliyeti en az 450 bin lira... Şimdi başlayıp seçime kadar her hafta yenilesen, yaptırana iki milyon yazar...
Çocuklar da üç beş kuruş kazansınlar... Öyle mi?
Hem muhalif gazeteye ekmek çıksın, "CHP önde gidiyor" diye balon uçurabilsinler, hem de arkadaşlar yollarını bulsunlar... Nasıl olsa parayı parti verecek...
Kılıçdaroğlu'nun eli rahatmış... Çünkü anketler CHP'nin oylarını arttıracağını gösteriyormuş... Eh, o da kürsüye çıkıp, kurultaycı takımına "işte oyları arttırdık ya, daha ne istiyorsunuz" diyecekmiş...
Oy oranını bilmem ama Kemal Bey'in her durumda "biz kazandık" diyeceği kesindir.

***

Anketçiler hem "manipülasyon" yapıyorlar (Babıali kıroları buna "maniple"derler), hem de sonuçları gerçeğe yakın çıkaranlara hakaretler yağdırıyorlar. Hangi partiyle anlaştılarsa o partinin hoşuna gidecek bulgulara ulaşılıyor ne hikmetse.
CHP çevreleri de "işlerine gelmeyen" sonuçlara çemkiriyor.
Tarhan Erdem'e yapılanları hatırlayın... Adamcağıza o denli yüklenmişlerdi, sinirleri o kadar gerilmişti ki, haklı çıkınca, televizyonun canlı yayınında hüngür hüngür ağlamıştı...
Bir sonraki seçimde o da çuvallamıştı ama.
"Metodoloji" dersinde ilk öğretilen kavramlardan biridir: Doğru "sample"çekersen yani örneklemeyi doğru yaparsan doğru sonuçlara ulaşırsın. (Bilmez miyim? O dersten geçene kadar göbeğim çatlamıştı.)
Örneklemi büyütmeye de hiç gerek yoktur, aşağı yukarı bin beş yüz kişiye sorarak neticeyi alırsın.
Yeter ki bu bin beş yüz kişiyi seçerken dürüst ol. Kadıköy'de anket yapıp bunu Sultanbeyli'ye yansıtırsan buna hokkabazlık denir.
Bir de, sonuçlarla oynama tabii.

yazının devamı için tıklayın