DÜMBÜK

Sütanne bilirdik, şimdi bir de "taşıyıcı anne" çıktı.
Sperm ve yumurta önce laboratuvarda birleştiriliyor, sonra bu embryo taşıyıcı anneye "zerkediliyor", bebek orada oluşuyor.
Bu işlem Türkiye'de yasak.
Belki bilime uygun ama hem dine aykırı, hem ahlaka.
Ama Türkiye'de gizlice yapılıyormuş... Eh, gizli kürtaj yapan gizli dölleme de yapar.
Gürcistan ve Kıbrıs'ta serbestmiş, Kıbrıs üzerinden "çalışan" da varmış.
Kendini bilen hiçbir kadın, ya da erkek, çocuğunu "bir yabancının dokuz ay taşıyıp sonra dadoğurmasını" istemez herhalde. Tüp bebeği anladık da bu biraz fazla kaçıyor.
O çocuğun "kaçta kaçı" senin sayılır?
Lakin, bu işi yalnız aşılama yoluya değil "cinsellikle" de yapanlar varmış!
Yani...
Üstelik, para kazanmak için "kendi eşine cinsellikle yaptıranlar" türemiş!
Çüş denir, başka bir şey denmez.

***

Taşıtmak isteyenlerle eşinin taşımasını kabul edenler arasında geçen bir telefon konuşması bir gazetede yayınlandı.
Bir muhabir hanım kendine "taşıtmak isteyen kadın" süsü verip taşıyıcının kocasını aramış, 30 bin liraya anlaşmışlar!...
Taşıyıcı kadının kocası soruyor:
"Aşılama mı olacak cinsel yolla mı?"
Ne demek ulan bu?
"Sizin için hangisi uygunsa" diye de ekliyor...
Böylesine, "benim için cinsellik uygun ama şu çocuk konusunu aradan çıkarsak da daha rahat etsek" diyeceksin!