Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Geçen yılın ortalarında yüzde 75’leri aşan enflasyon bugün yüzde 31’e gelmiş durumda. Temel mallarda zaten yüzde 20’nin altına düştük ama hizmetlerde bir katılık var, o da kırılmaya başladı. Dolayısıyla bu programımızın meyvelerini daha fazla 2026’da alacağız. 2026 yılı, Türkiye Yüzyılı doğrultusunda yapısal dönüşümlerin yaşanacağı bir yıl olacaktır. Hazırladığımız çok kapsamlı bir reform programı var. Önümüzdeki dönemde yapısal reformlarla programımızı daha da güçlendireceğiz." dedi. Yılmaz, "Hukuk yok, o yüzden yabancı yatırımcılar Türkiye’ye gelmiyor" eleştirisine, "Bir önceki yıla göre gelen yatırımlar yüzde 46 artmış. Ülkemize haksızlık yapmayalım; 'Yatırımcı gelmiyor, herkes kaçıyor.' gibi bir havanın rakamsal bir karşılığı yok." yanıtını verdi. Terörsüz Türkiye sürecinin ekonomik kalkınmaya büyük katkısı olacağının altını çizen Yılmaz, "Terörsüz Türkiye, tüm ülkenin kalkınmasını artıracak, yatırım ortamını iyileştirecek, çok daha güçlü bir ekonomik yapı kurmamıza destek olacaktır." dedi.
Yılmaz konuşmasında şunları söyledi:
2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi kapsamında gün boyu yoğun ve verimli görüşmeler gerçekleştirildi, zaman zaman demokrasinin gereği hararetli tartışmalar da yaşandı elbette. Kıymetli görüş ve değerlendirmeleriyle katkı sağlayan tüm milletvekillerine gönülden teşekkür ediyorum. Ben de burada ifade edilen hususlarla ilgili bazı yorumlarda, değerlendirmelerde bulunacağım. Birincisi, Sayın Genel Başkan, diğer bazı arkadaşlarımız bütçenin anlamı üzerinde durdular. Bütçe gerçekten son derece önemli, bütçe hakkı önemli. Sadece rakamlardan ibaret değil bütçe tartışması. Bütçeler vesilesiyle aslında bir ülkenin bütün politikaları tartışılıyor, dünya değerlendiriliyor, Türkiye değerlendiriliyor. Dolayısıyla bu görüşmeleri çok kıymetli bulduğumuzu ve bunlardan yürütme olarak da mutlaka istifade etmeye çalışacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Ancak şunun da altını çizmek isterim: Bütçeler, elbette bütçe hakkı nihai olarak Meclisimizindir. Nitekim, nihai olarak burada Meclisimiz kabul edecektir veya reddedecektir veya değiştirecektir ancak bütçelerin özel bir durumunun olduğunu da görmemiz lazım. Bütçeler aynı zamanda yürütmenin halka söz verdiği hususlarda icraat yapabilmelerinde temel araç niteliğindedir. Meclisimiz elbette yasama alanında milli iradenin tecelligahıdır, yürütme alanında milli iradenin yansıması ise cumhurbaşkanlarıdır bizim mevcut sistemimizde, doğrudan halk tarafından seçilen cumhurbaşkanlarıdır. Yeni sistemimizde de yürütmenin kanun teklif etme hakkı yok, biliyorsunuz ama bir tane istisna koymuş Anayasa'mız, o da bütçeyle ilgili, 'Bütçesini Cumhurbaşkanımız Meclise teklif eder.' demiş. Bunu herhalde rastgele yapmadı. Çünkü bütçeler yürütmenin halka verdiği sözlerin yerine getirilmesi açısından temel dokümanlardır. Aslında, bütün dünyada da bu böyle, bize özgü değil.
"Aslolan, hem makroekonomik hem de sektörel anlamda fikirler ortaya koymaktır"
Bazı arkadaşlarımız, özellikle muhalefetten arkadaşlarımız eleştirdiler, 'Hiçbir şey değişmiyor. İşte, bütçelerde bizim istediğimiz gibi değişiklikler olmuyor.' dediler. Bu, Türkiye'ye özgü bir durum değil. Bütün demokrasilerde yürütme organı eğer Mecliste belli bir çoğunluğu, grubu varsa bütçesini belli bir iç tutarlılıkla, belli bir çerçeve içinde hazırlar, zaman zaman belli değişiklikler olur ama çok köklü değişiklikler dünyanın hiçbir yerinde de olmaz. Bütçeler genel itibarıyla, rakamsal boyutu itibarıyla belli bir tutarlılık içinde meclislerde tartışılırlar. Aslolan bu
tartışmalarda politikaları tartışmaktır, ülkenin geleceğine ilişkin hem makroekonomik anlamda hem de sektörel anlamda fikirler ortaya koymaktır. Bunlar şüphesiz ülkenin geleceği adına kazanımlardır. Bu anlamda 'Bütçe görüşmelerinde boş yere tartışıyoruz.' gibi bir düşünceye kesinlikle katılmadığımı buradan ifade etmek isterim. Bu tartışmalar milletimizin de dikkatle takip ettiği tartışmalardır, kıymetli tartışmalardır. İşi sadece rakamsal değişikliklere indirgemeden bütçenin, bütçe hakkının öneminin altını bir kez daha çizmek istiyorum.Diğer taraftan sanki 'Bütçeler yıl içinde yürütme tarafından istenildiği gibi değiştiriliyor.' gibi bir eleştiri yapıldı. Onunla ilgili de şunu söylemek isterim: Anayasa Mahkememizin son yıllarda kararları oldu, biliyorsunuz, geçmişte daha esneklikler vardı ama şu anda bütçe tavanını aşamıyorsunuz artık. Bütçe tavanını, harcama limitini aştığınız anda Meclis’e tekrar gelip Meclisimizin onayını almanız gerekiyor; yeni düzenlemeler bu şekilde. Sadece şu hakkı vermiş Anayasa, yasalarımız: Yıl içinde kurumlar arası aktarma hakkı var, ödeneği bir Bakanlıktan diğerine, bir faaliyetten diğerine aktarma hakkı var. Orayı da kısıtlamış, yüzde 10 gibi bir limitle; o yüzde 10'u aşamıyorsunuz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.