Bekir BAŞYURT

Bekir BAŞYURT

Mail: bekirbasyurt@hotmail.com

Tapınak Şövalyeleri

Ortaçağ Avrupa’sında soylulardan oluşan atlı savaşçılara şövalye deniliyor idi. Bu soylu atlı, süvari savaşçılara: Fransızlar; Chevalier, İngilizler; Knight, Almanlar; Ritter, İspanyollar; Caballero diye hitap ediyorlardı.

Tapınak Şövalyeleri olarak bilinen mason üstatlarının bu tarikatı; ilk olarak namı değer en büyük üstat Fransız 'Hugues de Payen' tarafından 1119 yılında Kudüs'te kuruldu. 9 şövalyeden oluşan bu şövalye grubunun ilk kuruluş amacı Hristiyan hacıları korumak idi. İlahi bir amaç ile kurulan bu grup 1129 yılında Roma Katolik Kilisesinin Papa'sı  II. Honorius tarafından kutsanarak resmen Katolik Kilisesi tarafından tanınmıştı.

Kudüs, 637 yılında ilk olarak Hz. Ömer döneminde İslam topraklarına katıldı. 1099'da ise 1.Haçlı Seferi ile şehir yeniden Hristiyanların eline geçti, 1187'de Hittin Savaşı ile Selahattin Eyyubi tarafından tekrar feth edilip 88 yıl süren Hristiyan Kudüs Krallığı'na son verilmiştir. İngiliz Kralı Aslan Yürekli Richard ve Fransa Kralı II.Philippe, birlikte yeni bir Haçlı Seferi düzenleseler de 1192'deki kuşatmada Kudüs tekrar geri alamadılar. Selahaddin Eyyubi'nin 1193'de vefatından sonra Fransız Kralı Frederik zamanında Hristiyanlar tarafından Kudüs tekrar ele geçirilse de, 1244 yılında tekrar Necmeddin Eyyub ile Eyyubiler tarafından tekrar Müslümanların idaresine geçmiştir.

Başlangıçta bu 9 şövalyeden oluşan tarikat, bu savaşlar dönemi ile şövalye sayısı 15.000'leri buldu. Kudüs Savaşları sırasında gösterdikleri üstün başarılar sebebi ile Hristiyan iktidarları döneminde Kudüs Kralları tarafından konaklamaları için 'Süleyman Mabedi' bu tarikata tahsis edildi. Bu savaşlarda elde edilen başarılarda üstün pay sahibi olan bu Tapınakçılar zamanla Papa'lar tarafından imtiyazlı bir tarikat haline getirildi.

Papa imtiyazları ile oldukça rahat bir şekilde tüm Avrupa devletlerinde rahatça hareket eden Tarikat Şövalyeleri sonuç olarak birçok Avrupalı soylunun ulaşmak istediği nokta oluverdi ve tarikat bu soylulardan gelen bağışlar ile bol miktarda para toplayarak çok güçlü bir duruma ulaştı.

Başta ilahi bir görevle başlayan Tapınak Şövalyeliği işin içine 'maddiyat' girince bozulan her şey gibi, tapınakçılar da zamanla bu ilahi hedeflerinden sapmışlar ve Avrupa soyluları içinde tapınakçı kelimesi artık 'zenginlik ve güç' kavramlarını kapsayan önemli bir olgu halini aldı.

Zamanla elde ettikleri bu maddi güç sayesinde güçlenen tapınakçı soylular artık Avrupalı krallar tarafından tehdit olarak görülmeye başladılar. Avrupa soyluları arasında büyük itibar gören Tapınakçılar en sonunda 1187'de Selahaddin ile Kudüs ellerinden çıkınca artık güç kaybetmeye başladılar. Sonrasında Fransa Kralı IV. Philippe tarafından kâfirlik, eşcinsellik, dinsizlik ve putperestlik gibi suçlamalar ile tapınakçıların bir çoğu Papa tarafından aforoz edilip yakılarak idam edilmişlerdir.

İlk Tapınak Şövalyesi'nin Engizisyon mahkemesi tarafından yakılması 13 Ekim 1307 yılı cuma günü gerçekleşmiş ve Hristiyanlıktaki 13 rakamının uğursuzluğu ve Kanlı Cuma tabirleri bu tarihte oluşturmuştur. İşte bu Engizisyon mahkemelerinin yakma zulmünden kaçabilen Tapınakçı Avrupa soyluları 'yer altına inerek' daha sonra 'Masonluk' denen kavramın ilk temellerin atmışlardır. Zamanla, bu para ve mistik güçler sahibi yeraltındaki Tapınakçı Avrupalı soylular, son yüzyılda masonluktan da Global İllimunati İmparatorluğu'na devşirmişlerdir.

 

Tapınakçılar maddi güç sahibi soylular olsalar da asıl güçlerini 'mistik' güçlerden aldıklarına inanırlar. Tapınak Şövalyelerinin Kudüs'te ilk ikamet ettikleri yer 'Süleyman Mabedi' idi. M.Ö.970 ve M.Ö.930 yılları arasında hükümdarlık yaşamış üçüncü İbrani kralı olan Süleyman Peygamber zamanının ve belki gelmiş geçmiş en zengin kraI idi. Hz. Süleyman, hükümdarlığının dördüncü yılında Yahudilikte 'Süleyman Mabedi veya Süleyman Tapınağı' olarak bilinen mabedin yapım emrini verdi. Tahtı üzerinde asasına dayanarak ölümünden sonra bu mabet tahrip olmuş ve zamanımızda sadece 'Ağlama Duvarı' denilen tek duvarı ayakta kalabilmiştir.

Mabedin yapılmasını rüyasında ALLAH tarafından kendisine tebliğ edildiğini söyleyen Hz. Süleyman, bu mabedin yapımında köleleri olan insan ve cinleri çalıştırmıştır. Hz. Süleyman'ın büyü yapmayı bilen cinlerinin bu büyüleri insanlara anlatmaları ve insanlarla bu gizli öğretileri paylaşmaları yasaktı. Ama bu büyü ve sihirleri dönemin falcı ve kâhinleri bu cinlerden öğrenerek, yazarak kâğıtlarda topladılar. Hz. Süleyman bu sihir ve büyülerin yazılı olduğu kâğıtları toplatarak kendi Süleyman Mabedine gömdürmüştür.

Tapınak Şövalyelerinin Süleyman Mabedinde iskân ettikleri dönemde bu sihir ve büyülerin yazılı olduğu kâğıtları bularak. Bu sihir ve büyüler ile ortaçağ Avrupa’sında sonsuz bir güç ve kudrete ulaştıkları sanılmaktadır. Bu mistik notların şimdiki adı 'Kabala' dır. Tüm masonik yapılanma ve ritüeller kabala ile şekillenmektedir.

Başlangıcında 'ilahi' bir amaç ile  'Tapınak Şövalyeliği', sonrasında maddi güç ile 'Masonik' yapılanma ve en son olarak da mistik gücün kaynağı olan cin boyutundan, artık cinlerin başı 'İblis'e direkt tapan bir sapkın tarikat olan 'İllimunati' ye dönüşen. Bin yılda oluşan bir Global Dünya İmparatorluğu'ndan bahis ediyoruz. Bu İmparatorluk, tüm dünyayı yönetiyor. Sahnenin önünde devletler ve devletleri yöneten siyasi aktörler gözükse de aslında iktidar olanlar; bu para, güç ve insanın yapı özelliklerindeki zaafları üzerinden insana saldıran mistik güçlerin sahibi İllimunati Soyluları.

Bunların alt taşeronu FETÖ gibi, tüm şifreleri o 1 doların üzerinde apaçık yazılı. Masonik piramit ve piramitin en tepesinde İblis'in gözü ve İblis'in gözünden tüm dünyaya yayılan ve dünyayı esir eden mistik ışık. İl: el olmanın zıt anlamı Türkçe - İtalyanca kökenli; birleşmek... Lumia; ışık… İllumia; "İblis'in Işığı Etrafında Birleşenler…” Bunlar, para ve güç, herşeyin sahipleri, bin yıllık 'asil' Tapınak Şövalyeleri, bunların dışındakiler ise onların bu 'İllimunati İmparatorluğu'na muhtaç goim-köleler.

Yorum Yazın