Elif E. BAYRAKTAR

Elif E. BAYRAKTAR

Mail: elif.alaca@hotmail.com

Korkularla İmtihan

Korku, din ahlâkını gereği gibi yaşamayan insanların hayatları boyunca yoğun olarak hissettikleri ve onlara en sıkıntı veren kavramlardan biri. İmanî zafiyet içindeki kişilerin hayatı korkuları sebebiyle adeta kâbus gibi. Bu kişiler hayatlarının neredeyse tamamını onlarca şeyden korkarak geçiriyorlar.


Çoğu insan yalnız kalma, yoksullaşma, mallarını, işlerini, sevdiklerini kaybetme, toplumda küçük görülme, amaçlarına ulaşamama, çirkinleşme, yaşlanma, hastalanma, ölme gibi korkularla mücadele ederek ömür sürüyor. Ancak saydığım bu korkular dünyevî korkular. Tümü Allah'ın imtihan amacıyla yarattığı ve sonsuz ahiret yaşamına geçmeden önce bekleme salonu hükmünde olan dünya hayatına ait.


İnsanın hayatının aşamalarına göre korkuları da çeşitlilik ve değişkenlik gösteriyor. Korku çok küçük yaşlarda aile ve çevrenin telkinleriyle öğreniliyor. Küçükken genellikle “öcü” kavramıyla korkutulan çocuk, büyüdükçe korkunun diğer çeşitleriyle tanışıyor. Korkuları yaşıyla doğru orantılı olarak sürekli büyüyor. Hemen her çocuğun yaşadığı karanlık korkusu yerini üniversite imtihanı korkusuna, daha sonra gelecek korkusuna bırakıyor.

 

İnsanların hayatındaki en büyük korku ise ölüm korkusu. Ahirete kesin bilgiyle iman etmeyen, dünya hayatının tek hayatı olduğu gafletindeki kişiler için, ölüm bir sondur. Oysa ölümle birlikte yalnızca imtihan amacıyla yaratılmış geçici hayat biter, sonsuza dek sürecek olan ahiretteki hayat başlar. Ölüm korkusu insan hayatına her döneminde hâkim olan en önemli korku.

 
Çok cesur olduğu, hiçbir şeyden korkmadığı iddiasında olan kişi dahi korkunun bir çeşidini kesinlikle yaşıyor. Mesela işini yitirmekten korkmayan insan, hastalanmaktan korkuyor. Kimi mallarından çok ailesini yitirme korkusunu içinde taşıyor. Her insan hayatı boyunca az ya da çok bir şeylerden korkuyor. “Ölümden korkmuyorum” diyen kişi de kendisini ölüme yakın hissettiğinde, hangi şekilde öleceğinin korkusunu yaşıyor.

 

Birbirinden farklı gibi görünse de tüm korkular aynı ruh halinden kaynak buluyor. Allah'a ve ahirete kesin bilgiyle iman etmeyen, içlerinde samimi Allah sevgisini ve korkusunu taşımayan, hayatın yalnızca bu dünyada olduğunu düşünen insan, ölümün her şeyi kesip bitireceğini zannediyor. İnsan, Allah’ın tek güç olduğunun, O’nun dilemesi dışında hiçbir şeyin gerçekleşmeyeceğinin bilincinde olmadığı ve O’na güvenip dayanmadığı sürece tüm bu korkular kaçınılmaz. Gaflet halindeki bu kişiler korku duydukları her şeyi bağımsız birer güç olarak düşünüyor. Oysa tüm kişiler ve olaylar sonsuz güce sahip Allah’ın kontrolünde.


Samimi imanın getirdiği Allah korkusu tüm bu korkuları ortadan kaldırır aslında. İnsan yalnızca Allah'tan çok korktuğunda bu korkular yerini Allah’a tevekküle bırakır. Kendinde güç görüp, kaygı içinde düşünmek ve tek tek korkularla boğuşmak anlamsız. Korku duyulan herkesi ve her şeyi Allah'ın yarattığının şuurunda olmak, korkuları yenmenin asıl çözümü.

 

Korku duyulan insanlar Allah'ın dilemesi dışında hiçbir şeye güç yetiremeyen, nefes bile alamayan aciz varlıklardır. Korku duyulan hastalıklar, Allah’ın imtihan etmek ve kişinin imanını olgunlaştırmak için yarattığı acizliklerdir. Allah dilemediği sürece hiçbir insan hastalanmaz, işini, mallarını, ailesini yitiremez. Geleceğe dair insanın yaptığı planlara Allah dilememişse kimse müdahale edemez. Ve yine Allah dilemediği sürece, O’nun belirlemiş olduğu vakit gelmeden kimse ölemez.

 

Her şeyin tek ve gerçek sahibi, sonsuz güç sahibi olan Yüce Allah'tır. Korku duyulan her şey O’nun iradesi ve kontrolündedir. O halde Allah’ın dışında korkulacak, mutlak güç sahibi hiçbir şey yoktur. Dünyayı, ahiret hayatını ve kâinattaki her şeyi yaratan Allah'a duyulan korku, tüm korkuların önündedir ve diğer korkulara son verir.

 

Hayatımız boyunca karşımıza çıkan her şeyi Allah'ın yarattığının bilincinde olduğumuzda, hiçbir olay bizim için korku sebebi olmaz. Allah'tan gelen her şeyi sabır ve tevekkül içinde, O’ndan hoşnut olarak, en güzel tavırla ve nezaketle karşılayalım. O zaman Allah’ın iman eden samimi kullarına vaat ettiği üzere yaşayacağımız başka bir korku kalmayacaktır. Kaldı ki Kur’an bizi hazırlıyor, bize imtihan başlıklarını da veriyor:

Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah'a ait (kullar)ız ve şüphesiz O'na dönücüleriz." Rablerinden bağışlanma ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır. (Bakara Suresi, 155-157)

Yorum Yazın