Elif E. BAYRAKTAR

Elif E. BAYRAKTAR

Mail: elif.alaca@hotmail.com

Bir Yuva Yapmak

Hayvanların da özellikle yavrularını korumak için mimar gibi plan yaparak, bir mühendis gibi teknik çözümler getirerek, gerçek bir usta gibi çalışarak, kimi zaman bir dekoratör gibi yuvasını süsleyerek şaşırtıcı detayları olan yuvalar inşa ettiklerini biliyor muydunuz?

 

Birçok hayvan türü üreyebilmek, yumurtalarını ya da yavrularını koruyabilmek için büyük fedakârlıklarda bulunur ve hatta bazen bu uğurda ‘ölümü göze alır’. Kimileri yumurtlama dönemi kilometrelerce uzağa göç eder, yapımı çok detaylı yuvalar inşa eder.

 

Bu canlılar, üşenmeden, bıkmadan güçsüz yavrularının tüm sorumluluğunu yüklenir, her biri Allah'ın kendilerine ilham ettiği görevlerini mükemmel bir şekilde yerine getirir.

 

Hayvanlar yuvalarının inşasında çok farklı teknikler kullanır, gece gündüz hiç durmadan çalışır, eşleri ile iş bölümü yaparak yardımlaşır ve dünyaya gelecek yavruları için yuvalar hazırlarlar.

 

Şuuru ve zekâsı olmayan canlıların ilginç tekniklerle inşa ettikleri yuvaları kendilerinin tasarlayıp, planlamadığı açıktır. Hayvanlar yumurtalarının veya yavrularının güvenliği için bir yuvaya ihtiyaçları olduğu gerektiğini kendileri düşünüyor olabilirler mi? Sonrasında yuvaları için en uygun yeri tespit etmeleri gerektiğini? Çünkü hiçbir canlı yuvasını rastgele bir yere kurmaz.

 

Ya da yuvanın yapısı ve kullanılan materyalleri yaşadıkları ortama göre "özel olarak" hayvanların kendilerinin seçtiklerini söyleyebilir miyiz?

 

Yazım için araştırma yaparken çulhakuşunun ‘sahte yuva’larından söz eden bir makaleye denk geldim. Bu kuş, yavrularını korumak için bir tek yuva yapmakla yetinmiyor, etrafa çok sayıda sahte yuva kuruyormuş. Böylece yavrularını yerleştirdiği asıl yuvayı, sahte yuvalar arasında gizliyor ve düşmanın dikkatini farklı yuvalara çekiyormuş. Şimdi bu planlı yanıltma taktiğinin, çulhakuşunun kendi zekasından kaynaklandığını söylemek mümkün müdür?

 

Bazı kuşların yuva hazırlamayıp "kuluçka parazitliği" yapması da çok ilginç. Mesela guguk kuşu, yumurtasını saz kamışcını ve dağ bülbülü gibi türlerin yuvasına bırakıyor ve bu şekilde yavrularının bakımını bir ötücü kuşa devrediyormuş. Burada da guguk kuşunun bu davranışı kendi iradesi ile yapma yeteneğinden mi söz edeceğiz?

 

Yuvaların inşa edildiği yeri belirlemek hem bilgi hem zekâ ve akıl gerektirir. Bir hayvanın onlarca tehlike ihtimali ve o muhtemel tehlikelerden yavrularını nasıl koruyacağı veya yavrularının görebileceği zarar konusunda bilgi sahibi olması mümkün müdür? Bilgisi, şuuru ve aklı olmayan canlıların, bilgiye dayalı, şuurlu ve akıllı ve davranışlarını nasıl açıklayacağız?

 

Evrimci sitelerde canlıların farklı yuvalar inşa etmelerinin içgüdüsel olmadığı, canlının genlerinin ön koşulları hazırladığı ve geriye kalan her şeyin canlının doğumundan itibaren görerek ve tecrübeyle öğrendiklerinin bir ürünü olduğu ile izahına çalışılır. Yani evrime göre hayvanlar sahip oldukları yetenekleri kendileri tecrübe ederek kazanırlar.

 

Birçok kuş türü bitki liflerini, ot ve çalı-çırpı gibi malzemeleri örerek, yavrularının rahat büyümeleri için çok sağlam ve hayli ilginç yuvalar yapar. İlk defa yavru sahibi olacak bir kuşun, hiç bilmediği bir yuvayı, gerekli malzemeleri kullanarak daha ilk denemesinde kusursuzca inşa etmesini evrimin ifadesiyle

‘zihinsel aktivite’ ile nasıl açıklanabilir?

 

Her canlı doğduğu andan itibaren kendi türünün kullandığı yuvanın kurulması ile ilgili tüm bilgilere sahiptir. Aynı tür hayvanlar, dünyanın neresinde olursa olsun yuvasını aynı şekilde inşa eder. Bu, bilgi ve yeteneklerinin tümünün hayvanlara tek bir güç tarafından verildiğinin açık delilidir. Onlara sahip oldukları bilgileri ilham eden ve onları üstün yeteneklerle birlikte var eden sonsuz ilim ve güç sahibi ve bir örnek edinmeksizin yaratan Allah'tır.

 

Hayvan yuvaları incelendiğinde anne ve babanın yuva yaparken gösterdikleri fedakârlıklar olağanüstüdür. Büyük zahmetlerle bu yuvaları inşa eder, müthiş enerji sarf ederler. Mesela bir kuş, sıradan yuvası için bile yüzlerce kez uçuş yapar, çalı çırpı toplar. Yüzlerce kez uçar çünkü gagasında her defasında birkaç parça malzeme taşıyabilir. Kuş asla yılmaz, bıkıp usanmaz, yorulup malzemeden ‘çalmaz’, sabırla yuvasını tamamlar.

 

Eski evimin penceresinin üzerinde üzüm salkımı görünümünde bir kuş yuvası vardı. Anne babanın yuvayı yapım aşamalarına da şahit olmuştum. Gagalarıyla çamur veya kil parçaları toplayıp binanın çimentosunu yapmalarına ve duvara yapıştırmaları hayret vericiydi. Senelerce o yuvaya dokunmadım, umarım halâ yerindedir ve gören insanlar için bir ibret vesilesidir.

 

Yuvanın sıcaklığı evin duvarları içindedir ve hepimiz böyle huzurlu ve sıcak bir yuvada yaşamak isteriz.  Bunun için ilk yapmamız gereken o yuvayı sevgiyle inşa edip, sevgiyle donatmak, birbirimiz için fedakârlık yapmaktır. Muhteşem bir duygudur fedakârlık. Sevgiyi en güzel ifade eden bir duygudur. İnsan sevdiği için kendini feda etmez mi?

 

Kur'an, "Allah'ın dışında başka veliler edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer. Gerçek şu ki, evlerin en dayanıksız olanı örümcek evidir; bir bilselerdi." (Ankebut Suresi, 41) ayeti ile bize çok hikmetli bir örnek verir.

 

Örümcek ipeği aynı kalınlıktaki çelikten beş kat daha sağlam olduğu halde, yuvanın temelinde sevgi olmadığı ve yavruların korunmasından çok avlanmak amacıyla kurulmuş bir ‘yuva’ olduğu için midir dayanıksızlığı acaba?

Yorum Yazın