Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

Bu ülkenin çocuklarını süt tozu ile zehirlediler

Bugün dünya nüfusunun % 15’ i engelli. Bu oran ülkemizde %12,4. Bu yaklaşık 8,5 milyon insan demek. Dünyada en fazla engelli artışı 1945-1960 yılları arasında gerçekleşti.

II. Dünya Savaşı’nda sadece Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarından sonra 2 milyondan fazla insan sakat kaldı. Ve bu 20 yıl boyunca devam etti.

Türkiye’de ise sakat kalma nedeni kalıtsal hastalık, trafik kazaları, terör olayları olsa da en çok sakat artışı 1950 ile 1973 yılları arasında gerçekleşti.

Bunun nedeni de Amerika’nın ülkemize Marshall yardımı adı altında verdiği süt tozları ve bebek aşıları oldu.

Marshall Planı bilindiği gibi ABD’nin o dönemde ekonomik yönden Türkiye’yi kendine bağlamasının da bir aracıydı. Türk toplumunun temel tüketim alışkanlıklarını değiştiren ABD, o yıllarda okullarda “içilmesini zorunlu” kıldığı süt tozuyla, bir nesli doğal süt ve süt ürünlerinden uzaklaştırmış; ardından yeni bir ölümcül hastalığın hızla yayılmasına yol açmıştı…

Okullarda kazanlarda kaynatılan Amerikan süt tozu zorla çocuklara içirilirdi. ABD'den yardım olarak gelen bu süt tozları, eğitim bakanlığı tarafından ilkokullara dağıtıldı ve öğrencilerin tüketmeleri mecbur tutuldu.

Hayvancılığın aktif olarak sürdürüldüğü o dönemde, çocuklar süt ve süt ürünlerine doğal yollarla ulaşabiliyor olmalarına karşın, süt tozu tüketmek zorunda kalmışlardı.

Süt tozunun zorunlu olarak içirildiği bu yıllarda, Türkiye'de ilk çocuk felci salgını görülmeye başlandı. Felçlere, hatta ölümlere yol açan bu hastalığa karşı aşıları da ABD, milyon dolarlar karşılığında Türkiye'ye sattı.

İki kuruş yardıma ve süt tozuna ülkenin bağımsızlığını ve eğitim sistemini teslim eden de CHP’dir.

Sonra gelsin Amerikan filmleri, Amerikan mecmuaları, Amerikan müzikleri, Amerikan yeme tarzı ve Amerikan hayat tarzı…

Çocukların dilinde o malum tekerleme: Bir-iki-üçler yaşasın Türkler / Dört-beş-altı Polonya battı / Yedi-sekiz-dokuz Ruslar domuz/ On- on bir- on iki Britanya tilki / On üç- on dört- on beş Amerika kardeş... CHP zihniyeti için hala öyledir ya.

Beş para etmez Amerikan usulü katı yağların reklamını yapacağız diye bizimkiler 1954 yılında “Zeytinyağlı yiyemem aman/ Basma da fistan giyemem aman” diyerek bir de utanmadan türkü yaptılar.

Zeytinyağının kanser yaptığı türünden algılar üretildi ve binlerce zeytin ağacı kesilerek yerine ilk margarin fabrikası kuruldu.

Köylü vatandaşlarımıza da “Senin gibi cahile, ben efendim diyemem" denildi.

CHP’li Nihat Erim de “Bugün Türkiye’nin ve dünyanın maruz kaldığı tehlike -bu kürsüden açıkça ifade edebilirim ki- ABD yardımı olmadan önlenemez… Bu yardım şu kadar milyon dolar gibi dar mütalaa edilmemeli. Türk-Amerikan yakınlaşmasının temel taşı telakki edilmelidir”  şeklinde meseleyi özetliyordu.

Neyse meseleyi uzatmayalım. Asıl konumuz, o dönem patlak veren engelli insanlarımız ve bugün itibariyle onlara yapılan hizmetlerdi.

Düne kadar kimsenin yüzlerine dahi bakmadığı engelli vatandaşlarımızla alakalı ilk adım 2007 yılında atıldı. Türkiye, “Engellilerin Haklarına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesini” imzaladı.

2009 yılında TBMM’de onaylanarak yürürlüğe girdi. Ülkemizde ilk defa Engelliler Hakkında Kanun da bu dönemde çıkarıldı.

Öyle ki özürlü kavramının yerine “engelli” kavramının kullanılması mevzuatla düzenlendi.

 Erdoğan hükümetleri döneminde engelli vatandaşlarımızın istihdamlarını artırma amacıyla çok önemli düzenlemeler yapıldı. Örneğin devlet memuru olarak atanacak engelliler için ilk defa ayrı ve merkezi bir sınav (EKPSS) yapıldı.

2002 yılından önce kamuda istihdam edilen engelli sayısı sadece 5 bin iken, 2018’de bu sayıyı 51.814’e çıkarıldı.

Kamuda ve özel sektörde yüzde 3 engelli çalıştırma zorunluluğu getirildi.

2002 yılında engelli vatandaşlarımızın aylık maaşı 25 TL iken; 2018 yılında bu rakamı yüzde 70 ve üzeri engellilik oranı için 615 TL’ye, yüzde 40-69 arası için 416 TL’ye yükselterek engelli maaşları 25 katına çıkarıldı.

İhtiyaç sahibi, bakıma muhtaç engelliler için evde bakım aylığı uygulaması ve ayrıca özel bakım merkezlerinden yararlanan engelliler için aylık iki net asgari ücret tutarında ödeme yapılmaya başlandı.

2010 yılında ilk kez “Evde Sağlık Hizmeti” başlatıldı. 2017 yılı itibarıyla evde sağlık hizmetimizden yararlanan hasta sayısı; 856 bindir.

AK Parti bünyesinde Engelli Koordinasyon Merkezi (EKM) kuruldu ve 81 il ve 970 ilçede teşkilatlanan EKM ile engellilere telefon, faks ve internet üzerinden birebir hizmet veriliyor.

Engelli vatandaşlar için belediyeler ve belediyelere bağlı olan toplu ulaşım araçlarında ücretsiz yolculuk, şehirlerarası yolcu otobüslerinde indirimli seyahat, TCDD’de ücretsiz veya indirimli yolculuk ve THY’de indirimli uçuş imkânları getirildi.

Türkiye’de ilk kez “Güncel Türk İşaret Dili Sözlüğü” geliştirildi. Geçenlerde katıldığım bir programda Maltepe’den bir dernek üyesi geçmişi ve bugünü kıyaslayarak durumlarının çok iyi olduğunu ifade ederek Erdoğan’a dualar ediyordu.

Bu ülkenin evlatları için bugüne kadar tek bir hizmet yapmayan tam tersi aleyhinde çalışan CHP zihniyetinin bu ülkeye hayrı dokunmaz.

Yorum Yazın