Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

Gençlerin Dünyasına İnebilen Kazanır (2)

Türkiye’deki gençlerin büyük bir kısmının CHP’ye oy vermesini de CHP’nin gençlere yönelik doğru bir politika üretmiş olmasından kaynaklanmıyor.  Resmi ideolojinin eğitim aracılığıyla yeni nesillere aktarıldığı bir sistemde bunu normal sonuç olarak görüyorum.

Buna mukabil muhafazakârların da gençlere; “Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın” şeklindeki hamasetlerinin de bir karşılığının olmadığını düşünüyorum. Çünkü köyde çiftçilik yapan Muammer amcanın oğlu ile koskoca bir padişahın oğlunu aynı kefeye koymanın gençleri kamçılayacağını düşünmüyorum.

Bu yazıyı hazırlarken birçok gencin de fikrini aldım. Aslında onlar devasa projelerden ve yatırımlardan daha çok özgürlüklerini önemsiyorlar. Bu özgürlük alanı bazen bir konser olabiliyor mesela.

Gençlere eski anlayışla ve yöntemlerle yaklaşmak ne yazık ki artık demode oldu. Bunu ilk önce siyasiler anlamalı.

Keskin, sert ve bol sloganlı, üstü hamaset tüten bir siyaset artık gençler için cazip değil. Sloganını bile siyaset dışından bulmanız gerekiyor.

Belli bir cemiyete, partiye üye olmak gençler için sıkıcı ama her kesimle girişli çıkışlı bir siyaset durumları da var.

Şöyle bir zamanda üniversite kampüsünde oturmayan siyasetçi mi olur? O çimlerde gençlerle son derece spor kıyafetlerle konuşmayan yere oturup sohbet etmeyen bir siyasetçi gençleri yakalayamaz onların dünyasına nüfuz edemez.

En önemlisi de; AK Parti’nin gerçekleştirmiş olduğu reformların konforuyla büyüyen kesim ise maalesef ihmal edildi. Şu da bir gerçek ki günümüzde gençler, artık anne ve babaları gibi durumlarını AK Parti öncesi dönemle kıyaslayarak siyasi tercihte bulunmuyorlar.

Zaten içine doğmuş oldukları bir siyasi düzen var ve bunu geçmişle kıyaslamak yerine şu an içinde yaşamış oldukları ülkenin gerçekleri açısından değerlendiriyorlar ve bunu çok daha geniş bir perspektifle yapıyorlar. Kısacası AK Parti’nin geliştirmiş olduğu eski ve yeniyi karşılaştırarak oy kazanma stratejisi gençlerin dünya görüşünde kabul görmüyor.

İş bulmanın parti kanalıyla, adam kayırmacayla, torpille olduğunu gören gençler sosyoekonomik kaygılarla ve belki de umudunu yitirerek siyasi tercihlerini AK Parti’den yana kullanmıyorlar.

Gençlerin umudunu ayakta tutacak, gelecek adına kaygısız bir ortam sunacak ve vizyonunu buna göre geliştirecek politikalar güdülmedikçe AK Parti, gençler arasındaki ideolojik üstünlüğe sahip olamayacak gibi görünüyor.

Eğitim düzeyi yükseldikçe AK Parti’den kopuş da artıyor. İşte belki de üzerinde durulması gereken en önemli nokta bu. Eğitim sistemini bir türlü rayına oturtamayan bir AK Parti var karşımızda. Öyle ki belki de en başarısız olduğu alan burası.

 17 senedir sürekli değişen bir eğitim sistemi ile reform adı altında yapılanların, gençler için çok da olumlu sonuçlar getirmediği ortada. Yapılan müfredat değişiklikleri, getirilen yeni modeller AK Parti için bir türlü olumlu sonuçlar vermiyor. En önemlisi de eski model, katı, dar bir anlayışa sahip eğitim düzeni devam ediyor.

Teknolojiyi ustaca kullanabilen, vaktinin büyük bir kısmını sosyal medyada geçiren, dünya ile sürekli etkileşim halinde olan ve kendilerini değişim çağının bir parçası olarak gören gençler için AK Parti çok daha yeni politikalar üretmek zorunda.

Siyasi ve geleneksel otoritelerin görüş ve değerlerini peşinen kabul etmekten kaçınan, özgürlükçü, yenilikçi genç kuşak için siyaset, bizim kafamızdaki anlayıştan çok daha farklı. Onların siyaset algısı bizimki gibi takım elbiseler üzerinden ciddi yüz ifadeleriyle yapılan ve günümüzün neredeyse her anını kuşatan bir olgu değil.

Artık AK Parti, gençler için çekim merkezi olabilmeyi tez zamanda hedefleri arasına koymalı. Yoksa uçurum giderek büyüyecek ve bu kesim hepten kaybedilecek. Türkiye’nin toplumsal ve kültürel açıdan giderek derinleşen bir kuşaklar arası ayrışma sürecinin içine girmiş olması iyi değerlendirilmeli ve gençlerin beklentileri, istekleri doğru okunmalıdır

Kısacası genç aday göstermekle gençliğe hitap edilmiyor. Onu demek istiyorum…

Yorum Yazın