Kadın Hakları
10 Aralık 2025, Çarşamba 00:21 168 kez okundu.Kur’ân ölçülerine (mârufa) göre kadınların erkekler üzerindeki hakkı, erkeklerin kadınlar üzerindeki hakkı ile aynıdır. (Bakara Suresi, 228)
İslâm’ın kadınları eve hapsettiği, onları toplum hayatının dışına ittiği ya da daima ikinci plana yerleştirdiği yönündeki suçlamalar, yıllar boyunca haksız şekilde Kur’an’a mal edildi. Halbûki bu ithamların büyük kısmı, ilahî mesajdan değil; insanların yanlış uygulamalarından, kültürel alışkanlıklarından ve dine sonradan eklemlenen bağnaz yorumlardan kaynaklanır.
Kur’an’ın apaçık hükümleri yerine, kimi kesimlerin dar bakış açılarına dayalı görüşler ölçü alındığında, ortaya elbette İslâm’ın ruhuyla bağdaşmayan bir tablo çıkar. Ancak bunların hiçbiri Kur’an’ın değil, onu anlayamayan yahut anlamak istemeyen zihniyetlerin yansımasıdır. Dolayısıyla kadına haksızlık eden, onu kısıtlayan veya değersizleştiren her tutum, sadece o tutumu sergileyenleri bağlar; İslâm’ın özüne, Kur’an’ın adalet ve merhamet eksenli öğretilerine fatura edilemez.
Bizler için örnek; Kur’an’da bahsedilen cesur kadınlardır, peygamber eşleri olan kutlu annelerimizdir, üreten, savaşa katılan, sağlık hizmeti veren, tebliğ faaliyetleri yapan sahabe kadınlardır.
Kadına özgürlüğü Kur’an verir. Çünkü Kur’an, kadını yaratılışın bir parçası değil, bizzat değerli bir öznesi olarak görür; onu insanlığın onuru, toplumun vicdanı ve ailenin diriltici nefesi olarak tanımlar. Kur’an’ın sunduğu özgürlük, dış görünüşe sıkışmış bir serbestlik değil; insanı küçülten, tüketen ve değersizleştiren baskılardan uzak, hak ve sorumluluklarla şekillenen bir özgürlüktür.
İnsan, Kur’an ahlakını gerçek manâda hayatına hâkim kıldığında kendi benliğiyle barışır. Çünkü Kur’an, insanı kalbin derinliklerinden başlayarak dönüştürür; korkularını yatıştırır, incinmişliklerini tamir eder, kişiliğini ve kimliğini sağlamlaştırır. Bu ahlâk, kadına da erkeğe de aynı sorumluluğu yükler: adaletle davranmak, vicdanlı olmak, merhameti kuşanmak, kendine ve başkasına zarar veren her şeyden uzak durmak.
Kur’an’ın sıcaklığını yaşayan biri, hapsolduğu kıskaçlardan sıyrılır. Modern dünyanın dayattığı imaj baskısı, toplumun yanlış gelenekleri, değersizlik hissi, ötekileştirilme, yorucu beklentiler… Bunların hepsi, insan ruhunu daraltan görünmez zincirlerdir. Kur’an ise o zincirlere karşı bir anahtar gibidir: kim olduğunuzu, neye layık olduğunuzu, hangi değeri taşıdığınızı hatırlatır.
Kur’an’ın özgürlüğü, insanı başkasının onayına değil, Allah’ın rızasına yöneltir. Böylece kadın kendini tüketerek değil, kendini bilerek yükselir. Görülmek için değil, değerli olduğu için yaşar.
Sonuçta gerçek özgürlük, dışarıdan verilen değil, içten inşa edilendir. Ve bu iç inşa, en sağlam temelini Kur’an ahlakında bulur.
Bizler için kıstas Kur’an’dır. Ve insanlar arasında gerçek Kur’an ahlakının yaygınlaşmasının, kadınları zor durumda kalmaktan, aşağılanmaktan, eziyet görmekten ve mağdur olmaktan kurtaracak asıl çözüm olduğu açıktır. Peygamberimiz(asm) şöyle buyuruyor;
“Kadınlar hakkında birbirinize hayır tavsiye ediniz!”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum