Müminin Dostluk Halkası
11 Kasım 2025, Salı 22:55 150 kez okundu.Kur’an’da bahsedilen velâyet (dost edinme) konusu sadece arkadaşlık değil, koruma, destek olma, dertleri paylaşma, birlikte iman yolunda yürümek demektir. Müminler arasında bu bağ öncelikle sevgi bağıdır; Allah için sevmektir. Yardımlaşma bağıdır; dünya işlerinde ve ibadetlerde birbirine destek olmaktır. Koruma bağıdır; birbirini kötülüklerden sakındırmak, düşman karşısında yalnız bırakmamaktır.
Müminlerin, müminleri dost edinmesi konusu Kur’ân’da ve hadislerde sıkça vurgulanan temel ilkelerden biridir.
Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velîleridir (dost ve yardımcılarıdır). İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar; namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler... (Tevbe Sûresi, 71)
Birçok Kur’an ayetinde, müminler arasında dostluk, dayanışma, yardımlaşma ve birlikte iyiliği yayma sorumluluğunu anlatılır. Müminlerin arasındaki bağ, kan bağı kadar güçlü kabul edilir; hatta bazen daha da önemlidir çünkü iman bağı ebedîdir.
Peygamberimiz(asm) birçok hadisinde bu dostluğu tarif eder:
“Mümin, mümine bir binanın tuğlaları gibidir; birbirini tutar, destekler.” (Buhârî, Müslim)
“Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir; ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez. Kim kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir...” (Buhârî, Müslim)
Bu dostluk, İslam toplumunun birlik ve dayanışma içinde olması için önemlidir. Çünkü müminin asıl gücü tek başına değil, ümmet bilincinde ortaya çıkar. Ve gerçek dostluk, dünyevî çıkarlar için değil, Allah rızası için kurulmalıdır.
Müminlerin kâfirleri dost edinmemesi ise Kur’ân’da özellikle vurgulanan bir konudur. Burada kast edilen “dostluk”, günlük hayatta selamlaşmak, iyi geçinmek, ticaret yapmak değil; gönül bağını, sevgi ve velâyeti (koruyup sahiplenmeyi) kâfirlerle kurmaktır.
Düşmanlık gösteren kâfirleri, Allah’a ve dine karşı savaş açan, müminlere zulmeden kimseleri dost edinmenin yasak olduğu konusunda Kur’ân bizi şöyle uyarıyor:
Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa Allah’tan hiçbir yardımı yoktur... (Âl-i İmrân Suresi, 28)
Ey iman edenler, sizinle dindaş olmayanı dost ve sırdaş edinmeyin. Zira onlar, size ellerinden gelen her türlü kötülüğü yaparlar. Sizin sıkıntıya düşmenizi arzu ederler. Kinleri ve öfkeleri ağızlarından taşmaktadır. İçlerinde gizledikleri kin ve nefret ise daha da büyüktür. Eğer aklınızı kullanıyorsanız, işte size ayetleri açıkladık. (Âl-i İmrân Suresi, 118)
Kâfirleri koruyucu, sırdaş, rehber, en yakın bağ haline getirmek, onların inancını ve hayat tarzını benimseyerek gönülden bağlanmak, onları İslâm toplumu üzerinde hâkim ve belirleyici görmek yasaktır.
Bu yasağın sebebi öncelikle iman kimliğini korumaktır. Müminin kalbi önce Allah’a ve müminlere bağlanmalı. Eğer iman kimliği ikinci plana itilirse, inanç zedelenir.
Güvenlik ve birlik içindir; İslam toplumunun birlik içinde olması gerekir; kâfirlere gönül bağlamak, ümmeti parçalar.
Kültürel ve ahlâkî etkidir; Kâfirleri dost edinen, zamanla onların değerlerini benimseyebilir. Bu da müminin yavaş yavaş Allah yolundan uzaklaşmasına yol açar.
Allah için sevgi ilkesidir; Müslüman, sevgisini ve buğzunu (yakınlık ve uzaklık ölçüsünü) Allah’a göre belirler.
Müminler, kâfirlerle adaletli, dürüst, merhametli ilişkiler kurabilir. Yasak olan, onları içten birer sırdaş, iman kardeşi, koruyucu otorite haline getirmektir. Yani “iş yapmak, komşuluk etmek, iyilikte bulunmak” serbesttir; kalben onlara bağlanmak, dinlerini benimsemek yasaktır.
Özetle:
Mümin, iman kardeşliği bağını en güçlü dostluk halkası yapmalı.
Kâfirlerle ise ilişkisi adaletli fakat mesafeli ve ilkeli olmalı.
Ey iman edenler! Müminleri bırakıp, kâfirleri veli/dost edinmeyin. Allah’a kendi aleyhinizde apaçık delil mi vermek istiyorsunuz? (Nisa Suresi, 144)
Yeni Dünya/Hanımefendi Dergisi, Kasım
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum