Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

Müziğin Siyaset Dili: Dünden Bugüne Seçim Şarkıları

Müziğin siyasal iletişimde ve kitleleri ikna etmedeki rolü inkâr edilmez bir gerçek. Tarih boyunca gerek savaşlarda ve gerekse ideolojik propaganda ve ikna yöntemi olarak kitleleri heyecana sürüklemek amacıyla müziğe başvurulmuştur. Soğuk savaş döneminde de bir propaganda aracı olarak kullanıldığını biliyoruz.

Seçim müzikleri üzerine okuma yaparken bu alanda derli toplu yapılmış bir çalışmaya denk geldim. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden Selim Öztük’ün “Siyasal İkna ve Seçim Müzikleri: Türkiye Üzerine Bir İnceleme” başlıklı çalışması son elli yıllık bir arşiv koyuyor önümüze.

Bu çalışmadan yola çıkarak şöyle geçmişten günümüze kadar kullanılan seçim müziklerine kısaca bir göz atalım.

Modern anlamda ilk müzikli siyasal iletişimin,  Birinci Dünya Savaşı ile İkinci Dünya Savaşı arasında bazı ülkelerin kullandıkları müzikli propaganda metoduyla ortaya çıktığını görmekteyiz.

Nazi Almanya’sı başta olmak üzere Bolşeviklerin tarih sahnesine çıkışından itibaren propaganda, onlar için en önemli silah olmuştur. Krasnaya Armia Khoir (Kızılordu Korosu) marşları devletin de sahip olduğu ideolojik karakteristiği gereği siyasal iletişimde hep etkili biçimde kullanılmıştır. “Kızıl Ordu Marşı”, Çar’a karşı iç savaş döneminde yazılan ‘’Beyaz Ordu Siyah Baron’’, “Polyushka Polye”, “Kutsal Savaş”, “Moldovalı Esmer Kız” gibi marşlar dünya müzik literatürüne de geçmiş eserlerdir.

 Bu dönemde Türkiye’de ise tek parti olanCHP, II. Dünya Savaşı için halkı cesaretlendirmek adına ‘’Künyemi Yazdım Taşa’’ isimli propaganda mahiyetli plakları hazırlatarak halka dağıtmıştır

ABD’de Başkan Franklin Roosevelt’in ‘’Happy Days are Here Again’’ ve Başkan Dwight Eisenhower’ın ‘’They Like Ike’’ isimli şarkıları propaganda mahiyetinde ve batıda Varşova Paktı ile girişilmiş ideolojik rekabetin etkisiyle yapılmış şarkılardır.

Türkiye’de 1946 yılında Demokrat Parti’nin kuruluşu ile çok partili hayata geçilmesi ve ardından 1950’de DP’nin tek başına iktidar olmasıyla siyasal iletişimde müzik kullanımının ilk örnekleri görülmüştür. Ancak bunlar DP Marşı ve Adnan Menderes’in miting konuşmalarını içeren plaklar olup meydanlarda kitleleri coşturmak amacıyla kullanılan plaklar değildirler.

1970’lerde Ecevit, Demirel ve Türkeş arasındaki çekişmede kullanılan müziklerde ideoloji odaklı iletişim modelinin örneklerini görmekteyiz. O yıllarda CHP’nin Melike Demirağ, Gülgün Alanyalı, Ünol Büyükgönenç’e yaptırdığı şarkılar, AP’nin Milliyetçi Zühtü plağı, MHP’nin “Çırpınırdı Karadeniz” klasiği gibi örnekler, ideoloji odaklı modele göre hazırlanan plaklardır.

Türkiye’de seçim meydanlarında ilk seçim şarkısı, Mehmet Ali Aybar, Behice Boran ve Kemal Türkler gibi Türkiye solunun önde gelen isimleri tarafından kurulan Türkiye İşçi Partisi (TİP) tarafından 1965 genel seçimlerinde kullanılmıştır. Şarkı, Erdem Buri tarafından bestelenen ve Tülay German tarafından okunan ‘Yarının Şarkısı’ adındaki şarkıdır. 

Şarkı, ‘’bir şarkı olmalı özlemi söyleyen, bu koyu günlerden yarına seslenen’ dizeleri ile başlamaktaydı ve seçmene yarınlara dönük umut ve farklı bir siyaset tarzı vadetmekteydi. Şarkının etkisi ve TİP’ in söylemi başarılı olmuş ve TİP 15 milletvekili çıkararak parlamentoya girmişti.

AP’nin de CHP ile yarışabilmek amacı ile şarkı kampanyasına giriştiği dönem, 1977 seçimleri olmuştur. Bu seçimlerde CHP’nin müzik stratejisinde, parti vurgusundan ziyade lider vurgusu yapan ve emek,  barış, aydınlık gibi solun kullandığı kavramlar üzerinden yapılmış şarkılar etkindir.

Özellikle 70’li yıllarda sanat camiasının önde gelen müzisyenlerinden Ali Rıza Binboğa, Ünol Büyükgönenç, Dervişan Orkestrası, Gülgün Alanyalı gibi isimler Ecevit ve CHP için şarkı yapmışlar bir de üstüne plak doldurmuşlardır.

Ali Rıza Binboğa’nın ünlü “Yarınlar Bizim” şarkısında Binboğa “Özgürlük ve barış, tüm insanların özlemi olacak yarınlarda; anam bacım kardeşim eşim, dostum, yandaşım. Daha da mutluyuz yarınlarda” diyordu. Bu vesileyle meydanlarda CHP’nin uzun süren bir Adalet Partisi iktidarı sonrasında yarınlar için umut olacağı vurgulanmaktaydı. Yarınlara vurgu, TİP’in de 1965 seçimlerinde kullandığı slogandır

Gülgün Alanyalı da Bülent Ecevit’in şiirlerinden olan “Uyum” adlı şiiri besteleyerek Ecevit’in kapak fotoğrafı olan bir plak çıkarmıştır. Şarkının teması Ecevit’in kaleme aldığı “boşluğa bulut, buluta yağmur, yağmura toprak ne güzel uymuş; gündüze güneş, güneşe tarla, tarlaya başak ne güzel uymuş” sözlerinden almıştır.

Dönemin genç kesime hitap eden ünlü orkestralarından Dervişan ve CHP’ye yakınlığı ile bilinen ünlü sanatçı Ünol Büyükgönenç tarafından zamanın seçim şarkıları arasında hit olacak olan ‘’Yeni Bir Türkiye’’ şarkısı seçimlere damgasını vurmuştur.

 Ecevit tarafından kullanılan seçim şarkılarının genel özelliği, dönemin meşhur CHP’ye yakın mizaçlı şarkıcılarının eserlerinden yararlanmak şeklinde olmuştur. Örneğin 1970’lerin ünlü sanatçısı Şenay’ın “Sev Kardeşim”, “Hayat Bayram Olsa” gibi 70’lerin hit parçaları, Ecevitli CHP’nin ilk seçimlerinde kullanılmış ve halktan da büyük ilgi görmüştür.

AP Genel Başkanı Demirel hakkında dönemin mizahi yönü güçlü popüler aktörü Öztürk Serengil’den plak yapması talep edilmiştir. Adalet Partisi, Öztürk Serengil’e teklif götürerek ünlü “Zühtü” türküsünü “Milliyetçi Zühtü” olarak değiştirterek plak doldurtmuştur.

 “AP Takdim Eder’’ başlıklı plakta Milliyetçi Zühtü yazısı ve AP’nin kır atının resmi bulunmaktadır. Serengil’in Milliyetçi Zühtü türküsünde, CHP’ye Ünol Büyükgönenç’ in yapmış olduğu şarkıda verdiği barış ve umut dolu yarınların Türkiye’si vurgusundan farklı olarak, halkı uyaran ve ülkedeki iç çatışmalara ve komünizm tehdidine karşı dikkatli olmaya çağıran bir söylem bulunmaktaydı.

Serengil, türkünün AP için değiştirilmiş versiyonunda “Gariban bir vatandaşsın senin aklın Zühtü, kendini tanı Zühtü, Türklüğünü unutturanlara kanma Zühtü, aklını topla Zühtü, komüniste kanma Zühtü, ecdadının kemikleri sızlıyor da Zühtü, o şehitler olmasaydı sen var mıydın Zühtü” ifadeleri ile bir bakıma 70’li yılların sonuna doğru Demirel tarafından kurulacak olan Milliyetçi Cephe (AP-MHP-MSP-CGP) koalisyonuna atıfta bulunmakta olduğunu da söyleyebiliriz.

Profesyonel anlamda kitlelere müzik üzerinden hitap edilen döneme ise bir sonraki yazıyla devam edelim inşallah…

Yorum Yazın