Nazan ALPTEKİN

Nazan ALPTEKİN

Mail: nznalptekin@gmail.com

Popüler Kültürün Kültürsüzleri

Popüler olmak, trend topic olmak, bol takipçilik, bol sansasyon, bol ilgi, tatminsiz davranışlar, tüm duygusuzlukla birlikte gelen bol cehalet… Ne kadar yakın geldi değil mi bu kelimelerin hissettirdiği duygular? Gündem neyse onun üzerine atıp tutan ve basma kalıp etkili cümleleri kullanıp çok iyi şeyler yazdığını/söylediğini düşünen şaklabanlarla doldu etrafımız. Ellerinden gündemi, gündemin cümlelerini aldığınızda boş teneke gibi sesler verecek halbuki beyni. Yazık!

Ben bu tür insanlara “Bilgi sahibi olmadan fikri olanlar” deyip anında uzaklaşıyorum. Eğer televizyondaysa daha sesini duymadan geçiyor, eğer önüme gelen bir yazıda veya sosyal medyadaysa ya engelliyor ya da hiç o kısma bakmıyorum.

Al-i İmran Suresi’nin 66’ncı ayetinde şu ifadeler yer alıyor: “İşte siz böylesiniz. Haydi biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız, ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.”

Her şey eğitim her şey entelektüel seviyenin yükseltilmesi üzerine aslında. Hatta çocukluktan itibaren alınması gereken bir eğitim biçimi.

Sanırım 6-7 yaşlarındaydım. Dedem Yıldız Üniversitesinde eğitim görmüş bir mühendisti. Benim ve kuzenimin elinden tutar ve Kordon’da gezmeye götürürdü. İki çocuk bir dede… Ne konuşulur ne anlatılırdı? Dün gibi aklımda hepsi. Koca gemiler olurdu Pasaport’ta. Dedem o koca gemilerin suyun üzerinde nasıl durduğunu, dengenin nasıl sağlandığını, motorun hangi mantıkla çalıştığını öyle güzel anlatırdı ki bugün tekne için ehliyet almak istediğimde sanki hepsi beynime kodlanmış gibi hissetmiştim. Sonra eve dönerdik. Eğitim bitmezdi. Bu sefer dedem aldığı gazetenin köşe yazarlarını bize okuttururdu. Gündemi de çaktırmadan beynimize işletirdi. Gece olup yattığımda anneannem yanıma uzanır ve bana dua ettirirdi. Bugün kafam ne kadar dağınık olsa da hiç unutmadığım dualar o zaman öğrendiklerimdi.

Lafı uzatmaya gerek yok aslında. Konu gayet net. Kızdığım insanlar, kızdığım kültür (kültürü bu cümlede o tiplere kullanmak istemiyorum ya neyse) ortada.

Kendi kendime söz veriyorum ki eğitimden, öğrenmekten, bilgi almaktan, bilgi paylaşmaktan asla  vazgeçmeyeceğim. 50 küsur yaşımda hala internetten aldığım online eğitimlere devam ederken Ağustos ayında 4. Üniversite için başvuracağım. İnsan olmak, insan gibi düşünmek ve insani yaşamak için kaç yaşımda olursam olayım eğitime devam edeceğim. Ve eğitimden uzak, laf üreten, en son ne zaman kitap okudun veya bir şey öğrenmek için çabaladın dediğinde cevap veremeyecek insansılara değer vermeyeceğim. Lütfen siz de prim vermeyin, değer vermeyin. Okuyun, öğrenin, öğretin… Tarihimiz bunları yapan değerlerle dolu. Siz de onların neslisiniz bunu unutmayın.

Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...

Yorum Yazın