Nazan ALPTEKİN

Nazan ALPTEKİN

Mail: nznalptekin@gmail.com

Sevgilisizler, Annesizler, Babasızlar Günleri

Babalar günü, anneler günü, sevgililer günü hiçbirini sevmiyorum. Birilerine boşluk hissi yaratan hiçbir özel günü sevmiyorum.

Birisi aynen böyle yazmış internette. Tam da ben bir sevgililer gününü daha atlattık sıradaki gelsin derken ve bu konuda yazmalıyım diye beynimde cümleleri dizmeye çalışırken bu iki cümle aslında tüm söylemek istediklerimin özeti olarak karşıma çıkıverdi.

Sevgiliniz bu sene yoksa seneye olur veya geçmişte vardır. İllaki bir gün bugünü kutlayacak biri bulunur. Ya anneniz yoksa? Ya babanızı benim gibi hayalini bile kuramayacak yaşta kaybettiyseniz? İçinizde kocaman bir boşluk zaten hep varken bu boşluk o özel günlerde iyice canınızı acıtmaz mı?

Yıllarca bunu kurup kurup çözdüm, çözdüm zannettim yine kurdum. Hiçbir sonuca ulaşamadım. Hele anne olduktan sonra iyice ikilemde kaldım. Bir yanım anneler-babalar günün reddederken bir yanım oğlumun hatırlayıp beni ne zaman arayacağı veya ufacık da olsa ne alacağı düşünceleriyle yüreğimi pır pır ettirdi. Uzaktayken arayana kadar aramasa da olur diye kendimi avuturken aradığında kendimi “oğlum aradı” diye hava atarken buldum.

E ne diye yazıyorsun o zaman dediğinizi duyar gibiyim. Biliyorum kapitalizmin oyunu bunlar deyip velveleye vermemi bekliyorsunuz. Her gün değer verdiğinizi gösterin diye yazacağımı umuyorsunuz. Ben kutlamıyorum ve sizin de kutlamamanızı tavsiye ediyorum diyeceğim diye düşünüyorsunuz.

Bunların hiçbirini yapmayacağım. Daha sakin çözümlerim var. Sevgiliniz varsa bunun kıymetini bilin. Bildiğiniz kıymeti belli edin. Abartmadan yapın bunu. Kafam kadar pırlantayla değil ona özel kendi sözlerinizle yazdığınız bir notla kutlayın, esnafı da mağdur etmeden bütçenizi sarsmadan mütevazı bir hediye alın veya el emeğiyle yaptığınız bir şey hediye edin. Keza anneniz için de veya babanız için de bunu yapın. Herkes sizin sevgilinizle, anneniz veya babanızla sarmaş dolaş resminizi bu hassas günde görmesin. Kendiniz ve o özel kişiye kalsın bu pozlar. Olan var olmayan var sadece yemek bulamayanlar için değil bu durumlar için de geçerli. Babama sarılmış tek bir kareyi yıllardır her babalar gününde sosyal medyaya yüklemekten bıktım. Allah sizinkine uzun ömür versin ama beni gıpta ettirmeyin kendinize. Sevgilisinden yeni ayrılmış, yarası hala taze arkadaşlarınız üzmeye hakkınız yok. Anacığını kaybetmiş kolu kanadı kırılmış insanları daha çok yaralamayın.

Eskiden bu konuda daha sert olduğumu kabul ediyorum. Her şeyin uç noktalarının zarar olduğunu öğrendim. O yüzden bu yazıyı artık yarım yüzyılı geride bırakmış bir kadının deneyimi ve tavsiyesi olarak görün. Sevgi özeldir ve onu abartıp ilan etmek sevginizi büyütmez veya kuvvetlendirmez.

Umarım anlatabilmişimdir…

Sevgi dolu ve sevdiklerimizle dolu günlerimiz olsun, Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...

Yorum Yazın