Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

Süresiz Nafaka İnsan Haklarına Aykırıdır

İlhan Ergincan:  Görücü usulü ile evlendi. İlk tanışmalarında kendi ailesi ile birlikte aynı evi paylaşacaklarını konuşup anlaşarak evlendiler. Balayı dönüşü eşinin “Aynı evde kalmam, ayrı ev tutarsan bu evlilik devam eder” sözü ile evliliklerini bitirdiler. 15 gün evli kaldı. 5 yıldır çalışmadığı halde çocuğu olmayan bir kadına nafaka ödüyor.

Abdullah Aksoy: 1 yıl evli kaldı. Görme engelli ve çocukları yok. 10 yıldır 400 TL nafaka ödüyor.

Zafer Çalışır: Nikâh yapıldığı akşam eşi, takılar ile birlikte kendi evine gidiyor. Mahkeme sonucu boşanıyorlar. Zafer, hiç birlikte kalmadığı eşine 3 yıldır 350 TL nafaka ödüyor.

Taki Sürmeli: 2 sene evli kaldı. Çocuğu olmayan kadına 31 yıldır nafaka ödüyor.

Örnekleri çoğaltabiliriz. Bu tür mağduriyetlere yönelik kurulan bir de “Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu” var. Çünkü ortada ciddi mağduriyetler söz konusu.

Bilindiği gibi, 1988 yılına kadar bir yıl ile sınırlı olan yoksulluk nafakası, aynı yıl kanunda yapılan bir değişiklikle süresiz hale getirilmiş ve geçtiğimiz otuz yılda ailelerle birlikte iki milyona yakın kişinin mağduriyetine sebep olmuştur. Ve bu artarak devam ediyor.

Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesi: ‘’Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir’’ diyor.

Aynı kanunun 176. Maddesinde ise süresiz nafakanın hangi durumlarda kaldırılacağı belirtilmiştir. Bu durumlar; nafaka alan kadının yeniden evlenmesi, taraflardan birinin ölümü, kadının evlenme olmadan fiilen evli gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz yaşam sürmesi şeklinde sıralanmıştır.

Kanunda nafakanın kaldırılma koşulları tamamen alacaklı tarafa bağlanmış görülüyor. Ne var ki bu da oluşabilecek bazı suiistimallere kapı aralamıştır. Bu durum, nafaka alan kadını nikâhsız birlikteliğe ve sigortasız çalışmaya da teşvik etmektedir. Bu hususta yapılan bazı sosyal medya paylaşımları meselenin çirkin yönünü gözler önüne sermektedir.

İki kişinin birlikte yaşayarak yine ortak kararla sonlandırdığı ve her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu bir boşanmada, bir tarafı diğerine ömür boyu para ödemek zorunda bırakmak bana pek adil gelmiyor.

Süresiz nafakanın yanı sıra her ay açılan nafaka artırım davaları, icra masrafları, avukatlık ücretleri ve nafaka ödenmediğinde uygulanan tazyik hapsi de mağduriyetin diğer boyutudur. Erkek, nafakayı bir ay ödeyemediğinde eski eşin şikâyetiyle 3 aylık hapis cezasına çarptırılabiliyor. Milyonları bulan bir borç halinde bile hapis cezası söz konusu değilken, sadece nafaka borçlularına yönelik böyle bir uygulama biraz insafsızca değil mi?

Yoksulluk Nafakası Kanunu İsviçre Kanunu’ndan alınmıştır. İsviçre daha sonra bu kanunda “süresiz” ibaresinin yanlış olduğunun farkına varıp süreli hale getirmiştir. Ne yazık ki Türkiye’ de ise hala eski İsviçre Kanunu uygulanmaktadır.

Örneğin Fransa’da boşanma halinde bir kereye mahsus nafaka verilmektedir. Toplu nafaka sürelidir.

Almanya’da ise ödeyecek kişinin maddi durumuna göre belirlenmektedir. Kişilerin yaş, eğitim ve mesleki durumuna göre hakkaniyet süresi belirlenmektedir.

İsviçre’de, 18 aydan kısa süren evliliklerde nafaka ödenmemektedir. 18 aydan sonra ki boşanmalarda evlilik süresine göre süreli nafakaya hükmedilmektedir.

Hollanda’da, 5 yıldan kısa süreli evliliklerde evlilik süresine oranla bir süre belirlenmekte ve 5 yıl üstünde ise nafaka süresi 12 yıldır. Fakat Hollanda son zamanlarda bunun insan haklarına aykırı olduğunu düşünerek bu süreyi 5 yıl indirmeyi planlıyor. İngiltere ise ekonomik durumlarına göre belirleniyor ve nafaka sürelidir.

Türkiye’de de bu mağduriyetlerin önüne geçilmelidir. Kısa ve uzun süren evlilik durumlarına göre nafaka miktarları ve süreleri yeniden belirlenmelidir.

Yoksulluk nafakasının süresi belirlenirken, nafaka alacaklısının yaşı, eğitim ve sosyoekonomik durumu, iş gücü ve evli kalma süresi gibi kriterlerin dikkate alınması gerekmektedir.

Nafaka yükümlülüğünü yerine getiremeyen kişiler için uygulanan hapis cezasının kaldırılması gerekiyor.

Kocasının eski eşine süresiz ödediği nafaka yüzünden mağdur edilen ikinci eşleri, oğlunun nafaka borcundan cezaevine girmesini önlemek için kredi çeken anne-babaları, babasının eski eşine her ay ödediği nafaka yüzünden ihtiyaçları karşılanamayan çocukları ve çocuklarını icra yoluyla görmek zorunda bırakılan tüm anne ve babaları da lütfen düşünelim.

Yorum Yazın