Mustafa ALBAYRAK

Mustafa ALBAYRAK

Mail: mustafa@teknikelektrik.com

1807’nin Soğuk Bir Şubat Günüydü

15 Temmuz 2016 da ki askeri darbe teşebbüsünün bir işgal hareketi ve teşebbüsü olduğunu defalarca burada zikretmiştik. Zaten Kamuoyunun da malumu olan bir hadisedir. Hem Devletimizin en yüksek mercilerince hem de basın yayın iletişim araçlarımızda bu mevzu defaatle dillendirilmiştir.

Ben burada olayın şu yüzü ile alakadar olmak istiyorum. Acaba İstanbul’a benzer bir işgal hareketi daha evvelce olmuş muydu? Yoksa ilk defa mı karşılaşıyordu böyle ansızın gelen bir işgal girişimi ile. Tabii şimdi Kasım 1918’i hatırlatacaksınız 5 senelik İngiliz ve Müttefik kuvvetler işgalinin gerçekleştiği. Yok, onu kastetmiyorum. Zira o taa Çanakkale Deniz savaşlarının yani 18 Mart 1915’ler den itibaren planlı programlı hatta düşman kuvvetlerince gecikmiş bir işgali idi. Hem Millet olarak da Devlet olarak da gücümüz yetmediği için haberimiz ola ola geliyorum diye diye gerçekleşmiş bir işgal idi. Ben bunu kastetmiyorum. Tıpkı 15 Temmuz 2016 da ki gibi “şayet Allah muhafaza gerçekleşmiş olsaydı” ani bir taarruz ile yapılmış bir işgal teşebbüsü hiç oldu mu acaba diye biraz araştırdım... Daha doğrusu okurken karşıma çıktı ve ben de bu yüzeysel olarak daha evvel de okuduğum ama tam bir idrak ile manalandıramadığım dehşet günlerini fark ettim. Evet varmış... Düşmanlarımızın teşebbüs ettiği benzer bir işgal harekâtı veya teşebbüsü var mıydı? Diye sorarsak bu olayı anlatabiliriz...

Vaka 1807 senesinde ve Padişah 3.Sultan Selim Devrinde gerçekleşmiş... Soğuk bir Şubat ayında İstanbullular İngiliz Donanmasının adeta bir çığ gibi üzerine çöktüğüne şahit oldu. Şimdi diyeceksiniz ki ne işi var İngiliz Donanmasının İstanbul ahalisinin üzerinde veya kara sularında? Dersaadet ya da Hilafet Merkezi İstanbul yabancı düşman donanmasını bir an da denizlerinde görmüştü..! Çanakkale Müdafaa hatlarının tamir edilmeye çalışılmasından istifade eden İngiliz donanması ters rüzgarın da etkisi ile karaya oturmuş Osmanlı Donanmasını da atlatıp Marmara Denizini yarıp İstanbul önlerine kadar gelmişti. Kral 3.George o zamanlar İngiliz Donanmasına Amiral Dukvorth’u komutan yapmıştı. Bu cesur ve kibirli Amiral komutasında ki İngiliz Donanması bir an da İstanbul önlerine kadar gelmişti. Amaçları aslında yeni yeni şekillenen Rus- İngiliz işbirliğine karşı Fransa ya yakınlaşan Osmanlı Devletine bir ders ve gözdağı vermekti. O yıllarda da Anglo Saxon aklının temsilcisi İngilizler ( şu an da bu pozisyonda ABD var ) Türklerin asla kendilerinden başka bir devlet veya güç ile ittifaka girmesini istemiyorlardı... Bunun bedelin ödetmeliydiler Osmanlı Devletine.

Bu ders için de adeta emir erine sipariş listesi veren komutan edası ile Osmanlı ya bir “yapmaları gerekenler” listesi vermişti...

Bu Liste de ki isteklere göre;

1- Osmanlı Donanması İngilizlere teslim edilecekti!

2- Rusya ile Barış İmzalanacak…

3- İngilizlerle Barış yenilenip tekrar DOST !!! Olunacak.

4-Fransız Sefiri ( Büyükelçisi ) Mösyö Sebastiyan kovulacak!

Nasıl ama? Sanki Taksim Gezi Platformunun dönemin Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç’a verdiği istek listesi gibi değil mi? Zaten o platform da Anglo Saxon aklının burada ki emir eri değil miydi?

Neyse konumuza dönecek olursak, İstanbul Ahalisi artık şu fısıltıyı bile duyar olmuştu… “Ahir zaman geldi Bizans gibi Türklerin’de İstanbul’da ki hakimiyetleri nihayet buluyor”

Ama Osmanlı Devlet aklı da boş durmayacaktı ve hemen bir Kriz Masası kuruldu... İstişareler yapıldı. Müzakereler sonunda İstanbul da sahillerin Topla tahkim edilmesi kararlaştırıldı... Yeniçerilerde sahillerde ki mevzilerde yerlerini almışlardı… Malum Yeniçeri Ocağı 1826 da kaldırılmıştı ve henüz varlığını sürdürüyordu. Sanatkarlığı ve Naifliği ile meşhur Bestekar Padişah Sultan 3.Selim dahi azme gelmiş ve istişare üstüne istişare yapıyordu. Padişahın bu azmi halkı daha da aşka şevke ve gayrete getirmişti. Ellerine geçirdikleri ne kadar silah varsa hepsini kuşanıp sahillere kıyılara koşuyorlardı..

Tabi bu gayretlerle olayın akışı değişip İstanbul ve ahalisinin morallenip İngiliz Donanmasının ise Demoralize olmasını sağlamıştı. İstanbul Halkının hepsi adeta birer Ulubatlı Hasan gibi olmuştu. Bir Gece de 7000 sivil adeta asker ( Milis ) haline gelmişti. Hani seferberlikte yapılması gerekenler var ya? Onlar bir kaç gece de gerçekleşmişti. Aynı 15 Temmuz 2016’da yani 209 sene sonra ki torunlarının yapacakları gibi...

Ordu ve Halk kayıklara sandallara binip tüm İngiliz Donanmasını kuşatma altına almıştı. Kıyılar gönüllü milisler ve Halk ile dolmuştu. İstanbul kara suları İngiliz Donanmasını 108 sene sonra Çanakkale’de yaptığı gibi batırmaya gömmeye hazır idi… Hatta Ahaliden bir kısmı ise Prens adaları diye bildiğimiz adalara çıktılar ki İngilizler adalardan su alamasın. İngilizler bunun üzerine Çanakkale ye doğru kaçmaya başladılar. İstanbul ahalisi ise sevinç gösterileri yapıyordu artık.

Yani tarihimizde bir işgal girişimi daha var olduğunu öğrenmiş oluyoruz... Allah bir daha bu şehre düşman işgalini yaşatmasın diyoruz...

Yorum Yazın