Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

Cahit Zarifoğlu’nun Kitabına Yasak mı Koyuldu?

Birkaç gün evvel manşete çekilen bir haberin başlığı şu şekildeydi; “CHP İstedi, Bakan Selçuk, Cahit Zarifoğlu’nun Kitabını Toplattı” ( Haksöz Haber)

Başka bir haber; “Zarifoğlu’nun kitabı tavsiye kitaplar listesinden çıkarıldı.” (Milli Gazete)

Ve elbette Birgün, Oda TV, Cumhuriyet ve daha birçok yayın organında benzer haberler yapıldı.

Erdoğan muhalifi bir kesim, fırsat bu fırsat deyip hadiseyi köpürttü. Güya Cahit Zarifoğlu’na sahip çıkıyoruz bahanesiyle sosyal medyada yazarından, gazetecisine, sendikacısından trollerine varana kadar birçok insan Bakan Ziya Selçuk’a ve onun üzerinden Erdoğan’a nefret kusmaya başladı.

Tehditler, hakaretler, kınamalar, sitemler daha neler neler… Sanırsınız ülkede dikta rejimi var. Sanırsınız, kitaplarımıza, değerlerimize, kültürümüze ve inancımıza yasak koyuyorlar.

Türkiye’nin en büyük sendikasının başkanı bile, Haksöz adlı bir haber sitesinin linkini sayfasına koyup onun üzerinden sitem ediyordu. Oysa Bakan Ziya Selçuk bir telefon kadar yakınındaydı.

Bakınız “Bir Değirmendir Bu Dünya” adlı kitapta şöyle bir cümle geçer. “ Büyüklerin birçok nasihatlerinde şöyle yer alır: Diline hâkim ol. Mâlâya’ni konuşma. Su-i zanda bulunma. Çenesizlik ve su-i zan şeytanın insana duhulünden bir kapıdır. Çaresi az konuşmak, hüsn-i zanda bulunmaktır.”

Hucurat Suresi’nin 6. ayetinde de Allah(c.c.) şöyle buyurur: “Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın."

“Bir Değirmendir Bu Dünya” adlı kitap üzerinden esip gürleyen insanlar, anlaşılan savundukları kitabı dahi okumamışlar. Cahit Zarifoğlu’nu ise hiç anlamamışlar. En iyi anladıkları şey; “Siyasi rant ve operasyon çekmek” olmalı.

Haber, gündeme gelir gelmez yaptığım ilk iş, muhataplarından meselenin aslını öğrenmek oldu. Çünkü hadise, Bakan Ziya Selçuk’un son zamanlarda okul yönetim sistemi üzerinden “Liyakati” gündemine almasıyla birlikte patlak verdi.

MEB’den bürokrat arkadaşlar meselenin iç yüzünü tüm detaylarıyla anlattılar. Kim ulaşsa muhtemelen ayrıntılı bir şekilde onlara da izah ederlerdi. Elbette maksadı üzüm yemek olanlara… Ben, kendilerine buradan teşekkür ediyorum.

Meselenin aslı şudur. Kronolojik olarak verelim.

Millî Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü’nün 26.03.2018 tarihli yazısıyla (tarihe dikkat) İl Millî Eğitim Müdürlüklerine, mesleki teknik eğitim kurumlarında “Kitap Okuma Etkinliği” düzenlenmesi talimatı verilir.

Çanakkale İl Millî Eğitim Müdürlüğü ise 07.05.2018 tarihi itibarıyla ilindeki çeşitli okullarda görev yapmakta olan Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri ve idarecilerden oluşan altı kişilik bir “Kitap Okuma Etkinliği Yürütme Kurulu” oluşturur.

Yürütme Kurulu tarafından 25.05.2018 tarihi itibarıyla;

 Cemil Meriç-Bu Ülke,

İskender Pala-Şah ve Sultan,

Doğan Cüceloğlu-İçimizdeki Çocuk,

 Cahit Zarifoğlu-Bir Değirmendir Bu Dünya,

İbrahim Naci- Allahaısmarladık

adlı kitaplar etkinlik kapsamında okutulacak kitaplar olarak belirlenir.

25.09.2018 tarihinde Çanakkale İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından Etkinliği Yürütme Kurulu tekrar toplanmış ve Cahit Zarifoğlu’nun Bir Değirmendir Bu Dünya isimli eserinin yerine Kemal Tahir’in Esir Şehrin İnsanları romanı seçilmiştir.

26.09.2018 tarihi itibarıyla CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan tarafından konu ile ilgili soru önergesi verdi.

08.10.2018 tarihi itibarıyla Çanakkale İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından inceleme başlatılmıştır.

19.11.2018 tarihi itibarıyla Çanakkale Valiliği tarafından, Millî Eğitim Müdürü Osman Özkan ve Şube Müdürü İdris Akbaş hakkında “Ön inceleme ve soruşturma” açıldı. Soruşturma için, Çanakkale Valiliği Vali Yardımcısı Celil Ateşoğlu ve Maarif Müfettişi Cahit Erensayın görevlendirilmiştir.

Soruşturma raporu “Görevi kötüye kullanma fiilinin gerçekleşmediğini ve iki idareci hakkında soruşturma izni verilmemesi gerektiği” teklifiyle valilik makamına sunulmuştur.

Dosya hâlen Valilik Makamında karar aşamasındadır.

Hadise bundan ibarettir. İşin ilginç tarafı, bu meselesinin vuku bulduğu zaman diliminde Ziya Selçuk bakan değildi. Bakan olmadığı bir dönemde gerçekleşen yerel bir hadise üzerinden, konuyu araştırma gereği bile duymadan, meseleyi “CHP istedi Bakan kitabı toplattı, tavsiye listesinden çıkardı ya da yasaklattı” türünden yapılan haberler kuşkusuz yalan ve kasıtlı haberlerdi.

İlginçtir Ziya Selçuk’un bizzat yaptığı açıklamaya rağmen hala algı üretmeye devam ediyorlar. Sanırım niyetleri farklı. Buradan Milli Eğitim Bakanı’na onun üzerinden de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik art niyetli bir tavır var.

Sayın Bakan, bu tür operasyonel saldırılara, tehditlere ve baskılara aldırmadan liyakat esaslı yeni bir sistem inşa etmelidir. Buna mani olmak için her yola başvuracaklar gibi. Onların hesabı farklı olabilir ancak bizim temel gayemiz; bu ülkenin evlatlarına kaliteli bir eğitim öğretim imkânı sunmaktır.

Yorum Yazın