Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

Darbecilere Duyurulur!

Türkiye’de darbeler iki gerekçe/tehlike üzerinden yapılmıştır. Bunlardan ilki “bölücülük” diğeri ise “irticadır.” Her iki gerekçede asıl hedef; başta dindarlar ve Kürtler olmak üzere farklı kesimleri asla bir araya getirmemek ve birlikteliklerini engellemektir.

Çünkü Gladyo ve içerideki ihanet şebekesi /beslemeleri birliktelikten nefret eder.

Öyle acımasız insanlar ki; darbe dönemlerinde bu millete kan kusturdular. Menderes’i astıkları ipin parasını bile ailesine ödetecek kadar psikopat bir zihniyetten bahsediyoruz.

Sadece 12 Eylül darbesinde; 650 bin kişi gözaltına alındı, 50 kişi idam edildi,  171 kişi işkencede öldürüldü, cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi, 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü, 14 kişi açlık grevinde öldü, 16 kişi kaçarken vuruldu, 95 kişi çatışmada öldü, 43 kişi intihar etti.

Doğu Avrupa’da etkinliğini kaybeden Sovyetler Birliği’nin Türkiye ile yakınlaştığı ve bir denge tutturduğu 1980’li yıllarda, solcuların aktif rol aldığı “12 Eylül Darbesi” gerçekleşti.

Eski solcuların ise bugün ülkenin en liberal en küreselci kesimini oluşturması, bize nasıl bir düzenekle karşı karşıya olduğumuzu göstermesi açısından ibretlik değil mi?

Sonra 1993 yılında yaptırılan suikastlarla, 24 Ocak kararları, Anadolu sermayesine konulan ambargo, medya organlarındaki el değiştirmeler, bankaların başına getirilen emekli generaller, sivil toplum, rektörler, siyasetçi, yargı mensupları, askerler, iş adamları, yazar/çizer kesimleriyle birlikte organize olmuş bu ihanet şebekesi ile ülke yine bir darbe ile karşılaştı.

Her şey İsrail’in güvenliği içindi!

Cuntacı Özkasnak, Mehmet Altan için Sabah Gazetesi yönetimini arayıp, “Makatına süngü takar, onu sınır sınır gezdiririm” diyordu mesela.

Dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener’e yönelik de; “Söyleyin o kadına, ayağını denk alsın, yoksa İçişleri Bakanlığı önünde yağlı kazığa oturturuz.”

Sonra ülkenin milli eğitim bakanına; “ Mevcut müfredat değişecek mi değişmeyecek mi sen onu söyle! Yani ilköğretim programında Arapça dersi olacak mı? Kur’an dersi bulunacak mı?”

 

“Hayır hayır! Böyle bir şey yok. Tamam, o zaman bunları (müfredatı vs.) bize yazılı olarak iletin,

olur mu? Bakan; Hay hay efendim!”

 

 

Ve ne hazindir dün silah görünce kuzuya dönen yazar, siyasetçi, aydın tayfası bugün hukukun ve özgürlüklerin tesis edileceği yerli bir siyaset karşısında da aslana döndüler. Ve utanmadan ülke, 12 Eylül’den, 28 Şubat’tan beter hale geldi demeye başladılar.

Ne çabuk unuttunuz o günleri?

Unutmamanız gereken tarihi bir hatırlatma daha yapayım. Geçenlerde bir TV kanalında Yusuf Kaplan da ifade etmişti.

Türkiye’yi yıllardır darbelerle, siyasi krizlerle geriye götüren vesayet sisteminin nasıl oluştuğunu net bir şekilde ortaya koymuştu.

Bakınız 10 Mayıs 1876’da La Journal des Debats, “Osmanlı Devleti’nde idaresizlik artık tahammül edilemez bir dereceye ulaştı” manşetini attığında darbe şartları çoktan oluşmuştu bile.

Keza darbe için İngiltere bütçesinden para karşılığı tam 7 milyon İngiliz altını ayrılmıştı. Netice itibariyle içeride satın alınan uşakların marifetiyle Sultan Abdülaziz katledildi. Bileklerini kestiler.

Ve sonra devlet, İngiltere’nin kulu kölesi haline gelen siyasi bir şebekenin oyuncağına dönüştü.

Abdülhamid Han'ı devirdikten sonra da Hazine-i Hassa'ya ait tüm toprakların işletmesi National Bank of Turkey'in şirketi olan Turkish Petroleum Company'a verildi. Yani İngilizlere.

Ve ardından başlayan 1. Dünya Savaşı. Hazin son.

Koskoca cihan imparatorluğu yıkıldı. Anadolu, CHP adlı bir parti marifetiyle batıcı sisteme eklenmeye çalışıldı. Kültür, tarih, düşünce, hafıza diye bir şey kalmadı.

Sonra Irak, Afganistan ve Libya işgal edilerek iç savaşa sürüklendi. Sudan ikiye bölündü, Mısır’da askeri darbe yapıldı. Suriye ise üzerinde dünya hâkimiyeti verilen kanlı bir ülke durumunda. Ve 15 Temmuz!

Yeni Dünya Düzeni’nin tesis edilmesi için medya, siyaset, sanat, iş dünyası başta olmak üzere Anadolu’da tek bir boş alan bırakmayan emperyalist güçler, milletin uyanmaması için hemen her türlü tedbiri alıyor. Sürekli darbe hazırlığı! Sürekli yıkım projesi!

Her ne kadar CHP eliyle Devlet-i Aliyye’nin hazin yıkılış öyküsünü unutturmaya çalışsalar da çok şükür hafızamız yerine geldi. Bu vakitten sonra bu millet kellesini verir de vatanını yine vermez.

Darbecilere şimdiden duyurulur.

Yorum Yazın