Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

Doğan Görünümlü Şahin

28 Şubatçı despot bir generalden güler yüzlü, parlak bir enteli çıkarsa çıkarsa ancak OdaTV çıkarırdı. Malum sitede yok yok.

Bay cuntacı bir analiz kasmış dillere destan. Bir de pek devrimci gördüm kendilerini. Demokrasi deseniz zaten onlardan sorulur.

Demokrasi demişken,  27 Mayıs'ı bir ihtilal olarak nitelendirir kendileri. Adnan Menderes ipte sallandırılırken bizim demokrasi aşığı cuntacı entelimiz,” o gün yaşananlar; Türk toplumunu dönüştürme, demokrasisine bir sosyal boyut kazandırma hamlesiydi, hele 61 Anayasası'yla birlikte gelen basın özgürlüğü, yasama ve yürütmede dengeler, işçi hakları falan derken çok fena özgürleşmiştik” der.

28 Şubat mı? Onu zaten şaka yollu yaptığı bir tespitten(!) anlıyoruz. OdaTV’nin entel yazarı, yaygın bir politikacıya bir resepsiyonda şaka yollu; "Yarın çocukları dışarı çıkarmayın, eşiniz de çıkmasın, hatta sen de çıkmazsan iyi olur" deyivermiş.

Politikacımızın cevabı; "Ben zaten bekliyordum." "Yahu ne bekliyorsun” demiş bizim entel. “Aczmendiler, ellerinde sopalar var, geziyorlar, mahalleye girerler, kafa kırarlar bunun için" dedim. Sonra karşılıklı gülmekten katılmışlar. Karşılıklı gülüşmeler kesilince “yani olay bu” demiş bizim entel cuntacı, burnunu sildikten sonra. 28 Şubat dediğin nedir ki? Bu kadar!

Bu memlekette toplamda 387 milyar dolara mal olan ve sadece 2009 yılında TMSF verilerine göre hortumlanan bankaların devlete maliyetinin 65 milyar doları bulduğu, 1997 2002 yılları arasında 8 yıllık kesintisiz eğitim bahanesiyle 1732 kuran kursunun kapatıldığı, 3 bin 527 öğretmenin memuriyetten atıldığı, 600 bin başörtülü öğrencinin okullara ve üniversiteye gidemediği, katsayı engeli nedeniyle 12 milyon 80 bin meslek lisesi öğrencisinin mağdur edildiği, 1 milyondan fazla devlet memurunun dini inançları ve başörtüleri nedeniyle soruşturmalara maruz kaldığı, 24 Kasım 1995 genel seçimlerinde 6 milyon 12 bin 450 oyla, halkın yüzde 21.37’sinin oyunu alan Refah Partisi’nin kapatıldığı, Müslümanların zindanlarda işkenceden geçirildiği Amerikan destekli darbeyi bir espriyle geçiştirmiş bizim pek aydın, demokrat, güler yüzlü entelimiz!

Laiklik aleyhtarı faaliyetlerin arttığı vurgulanarak camilerin gözetim altına alınmasını, görevli askeri personelin camilere giderek, laiklik karşıtı fiil ve sözleri ivedilikle garnizon komutanlıklarına bildirmelerini bilmem şaka yollu, karşılıklı gülüşmeler eşliğinde anlatacak kaç kişi daha çıkar?

Neyse, 28 Şubat’ta kamu bankalarından kartel medyası şirketlerine kullandırılan kredi miktarı 3.000.000.000 TL idi. E, yine böyle olursa her şey güzel olmaz mı?

Geçenlerde, aydınlık yarınlara ilişkin umudu yeşertmeğe yönelik acayip tespitlerde bulunmuşlar…

“Toplumların aydınlığa doğru yürüyüşlerinde değişime direnme ve çelme takma çabası düzenden nasiplenen iktidar sahipleri ve etrafında kümeleşen çıkar gruplarından gelir” diyor.  Hayır, cümleyi Komünist Manifesto’dan değil Çetin Doğan adlı devrimci bir düşünürün yazısından aldım!

Şimdi de devrimcilikten yavaş yavaş darbeciliğe doğru geliyoruz.

“Yüzyıl sonra ulusumuzu aydınlıktan ortaçağ karanlığına savurucu rüzgârlar hızını arttırmış. Bu dönemde yeni lider ve kadroların zuhuru ile toplumumuzda bir restorasyon döneminin başlatılması kaçınılmaz hale gelmiştir” diyor OdaTV’nin enteli!

Ona göre lider belli; CHP’nin yeni yetme adayı Ekrem İmamoğlu. Öyle ki, etrafında kenetlenen kadro öne çıkmış, kendisini de güler yüzü ve söylemleri ile sadece İstanbul halkı değil, bütün ulusumuz sevmiş, bağrına basmıştır.” Etrafında kenetlenen kadronun kimlerden oluştuğunu söylememiş ama olsun yaptığı analizin havası kaçmasın şimdi.

Bütün ulusumuzun sevdiği, bağrına bastığı yeni liderin etrafında kenetlenen kadro, Mehmetçiğimizi şehit eden PKK adlı terör örgütünden talimat alan bir parti ile yapılan ittifak çerçevesinde oluşan kadrolar olmasın.

YSK da nasibini almış tabi. Tutarsız, çifte standart karar ve uygulamaları ile tarafsızlığını bütünüyle yitirdiği, "parti devletinin" adeta bir ajanına dönüştüğü bir kurum olmuş artık YSK!

Bitmedi. “CHP örgütü ise milletvekilleri ve demokrasi gönüllüleri ile birlikte sandığa sahip çıkarak bazı çevrelerin seçim sonuçlarına ilişkin tezgâhladığı ‘oldubitti’ kumpasını da boşa çıkarmış.” Nasıl analizler ama? CHP’nin demokrasi gönüllüleri sandığa nasıl sahip çıktılarsa artık!

Ve ağızdan çıkan bakla

“Cumhur İttifakı'nın seçim öncesi sergilediği tavır, söylem ve eylemleri mahalli seçimleri çerçevesinden çıkartarak ‘iktidara güven’ referanduma dönüşmesine yol açmıştır” diyor.

Çare mi? “Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh." “Yurtta Sulh Cihanda Sulh”, “ Her şey Güzel Olacak” E, bu adam daha ne desin? İmamoğlu'nun zaferi diyor Cumhuriyet'in restorasyonu diyor. Bir devrimci duruşlar, selam çakmalar, ben de varım demeler vs.

İyi de bu vakitten sonra bizde vatanı size emanet edecek göz var mı? Bitti o devirler. Kurduğunuz saltanat üzerinden güç ve nüfuz elde etme dönemi bitti. Elli yıldır çağdaşız, aydınız, ayrıyız, laiklik elden gidecek palavralarıyla ülkenin kaymağını yediniz.

Anlı şanlı maziye sahip bu toprakların evlatları bu vakitten sonra ne devleti ne de bu devletin liderini size teslim eder. Kabul edin artık millete rağmen kurduğunuz sistem çöktü. Size bu ülkede artık ekmek yok!

Yorum Yazın