Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

En Büyük Başkaldırma Birlikteliktir

Önce Siirtli Kürt dostum Ömer Atabey’e kulak verelim; “Bugün kendi adıma yazacağım. Ben teröristleri asla sevmedim. Bu yüzden beni soysuz, aslını inkâr eden bir Kürt olarak gördüler, tehditler savurdular bana. Hâlbuki ben, bunların kim olduğunu; asıl bunların Kürt düşmanı olduklarını 25 yıl önce söylemiştim.

Zira bu teröristler, binlerce çocuğumuzu Amerika'ya, Siyonist Yahudi’ye kurban verdiler. Devletimiz ne zaman bizlere yani Kürtlere el uzattıysa bu teröristler hep araya girerek mani oldular. Bu topraklardan beslenenleri yerlerinden, yurtlarından ettiler. Sokaklarına, evlerine mayınlar döşediler.

Bizi hep salak yerine koyarak devleti suçladılar ama demiştim ki: Bunlar silahı bıraktıklarında kadınları bile bunlara oy vermez. Onları adam yerine koymaz. Slogan değil, gerçek. Artık biz Kürtler devletimize sahip çıkıyoruz. Bu soysuzları sonsuza dek cehenneme yolluyoruz. Hem biliyoruz ki al bayrağın gölgesi bize şeref olarak yeter.”

Bu dil, bin yıllık kadim birlikteliğin, dostluğun, kardeşliğin dilidir. Bu muhteşem bir duygu birliğidir. Aynı gönül dilini konuşmaktır bu.

Yıllardır bu ülkede darbelerle, baskılarla, ideolojik dayatmalarla, otoriter, antidemokratik uygulamalarla burada yaşayan farklı kesimlerin özgürleşmesi, insanlaşması, kadim medeniyetiyle temas kurmaları engellendi.

Tek parti dönemi boyunca Türk siyasî ve sosyal hayatında insanların doğuştan getirdiği özelliklerine, neye inandıklarına ve düşündüklerine, hangi mezhepten ve ırktan olduklarına bakılmaksızın tek-tip uysal yurttaşlar olmaları dayatıldı.

İttihat Terakki zihniyetinin taşıyıcılarına göre bu bakış açısı hâlâ değişmiş değildir. Bu bakımdan uzun yıllardır herkesin fikir ve düşüncelerini serbestçe ifade edebildiği, inanç ve düşünce biçimlerini tercih edebildiği; kimsenin dinini, inancını, ideolojisini dayatmadığı özgür ve demokratik ortamlar oluşmadı/oluşturulmadı.

Kısacası adaleti, özgürlüğü, kardeşliği, barışı ve hukuku hep birlikte, bu ülkenin farklı farklı düşünenleri ve inananları olarak tesis etme imkânından yoksun bırakıldık.

Bin yıldır ittifak halinde her türlü iç ve dış tehdidi birlikte yok eden farklı kesimler ne yazık ki yıllarca birbirlerinden nefret ettiler ve birbirlerinin düşüncesinden, dilinden, inancından, mezhebinden endişe duydular. Deyim yerindeyse tek parti döneminde bize kamyon çarptı. Şoför koltuğunda da CHP vardı.

Bu durum kuşkusuz Amerikan emperyalizminin ve içerideki ihanet şebekesinin işine yaradı.

Onlar sadece yer altı madenlerimizi değil inancımızı, tarihimizi, özümüzü, birbirimize olan sevgi ve muhabbetimizi de alıp götürmek istediler. PKK’yı, FETÖ’yü bunun için başımıza bela ettiler.

Emperyalizmin engelleme faaliyetlerini, tuzaklarını boşa çıkarmanın tek yolunun bir ve diri olmaktan geçtiğini bize Tayip Erdoğan hatırlattı. Bu sebeple Erdoğan yönetimindeki Türkiye’ye yönelik sürekli operasyon tertipliyorlar.

Bize sunulan seküler, seküler olduğu için de etnik çıkarı, dünyevi çıkarcılığı öne çıkaran, putlaştıran, bu yüzden de her bakımdan bölücü olan ithal ideolojik çerçeveleri artık reddetmeliyiz. Ortak bir dille ve ruhla art niyetsiz bir birlikteliği ve bütünleşmeyi yeniden tesis etmek için kolları sıvamalıyız.

Bugün Kürtler bölgede yüzyıllık bir tuzağı bozuyor. Analar evlatları için nöbet tutarken, Kürt halkı da PKK terör örgütüne yönelik yürüyüşler tertipliyor. Bir isyan hareketidir bu.

Bu insanlar Büyük İsrail projesine hizmet etmek istemediklerini deklare ediyorlar. Ömer Atabey’in de dediği gibi, binlerce çocuğumuz Amerika'ya, Siyonist Yahudi’ye kurban verildi.

Eline Türk bayrağını alan Kürtler; “Biz birlikte Türkiye’yiz” “Bu topraklarda kalıcıyız” “Burası bizim anavatanımızdır” mesajları veriyor.

Evet, herkesin bir diğerinin hak, özgürlük, adalet ve insanlık taleplerini sahiplenmesi gerektiği çok mühim bir dönemdeyiz. O yüzden Kürd’ü, Türk’ü yok bu işin. Bu vatanda yaşayan herkese büyük sorumluluklar düşüyor.

Çünkü, cuntacı, anti-özgürlükçü, antidemokratik, totaliter ve otoriter anlayıştaki kesimlerin ve derin yapıların engelleme operasyonları için bu birliktelik çok önemlidir. Kimse kendi inancının, ideolojisinin, mezhebinin ve dünya görüşünün içerisine hapsolmamalıdır.

Tüm farklılıklarımızla birlikte herkesin kendisini özgürce ifade edebildiği, çatışmadan, kavga etmeden, farklı bir görüşü, ırkı, dili, mezhebi, ideolojiyi ve inancı kendisine sorun etmeden kısacası bin yıllık kadim medeniyetin verdiği şuurla hareket edersek ancak bize kurulan haince tuzakları boşa çıkarabiliriz.

Sevgili dostlar, tam bir samimiyetle özgürlüğe, tarihi ilim-irfan birikimine sahip çıkan, kucaklaşan, birlik olan insanların erişebilecekleri güç, gerçekte hesaplanamayacak kadar büyük ve bir o kadar da derin yapıların, Amerikan emperyalizminin, Siyonizmin ve içerideki kuklalarının önünde engel teşkil edecektir.

Bir daha ayrışmamak üzere kuvvetli bir birliktelik tesis etmek durumundayız. Bundan çok korkuyorlar. O yüzdendir ki birinci gündem maddemiz bu olmalıdır. Anaların isyanına, feryadına kayıtsız kalmayalım.

Yorum Yazın