Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

En korktukları şey; bir ve diri olmamız!

FETÖ, hiç kuşkusuz küresel emperyalist çetenin, Siyonist, Evangelist inanç sisteminin ürünü bir projedir. Terörist başının bir kült haline getirilmesinin arka planı bir hayli karışıktır. 
Üzerinde titizlikle çalışılmış ve bir hesap dahilinde kurgulanmış uzun soluklu bir proje ile karşı karşıyayız. 
Nihai hedefi; Müslüman Anadolu insanının kimyasını bozmak, vatan duygularını köreltmek, ülkede ciddi bir şuur, idrak ve zihin tutulması yaşatmak ve bizleri millet olma vasfından uzaklaştırmaktır. 
Dinlerarası diyalog ve Ilımlı İslam projesi tam da bunun için tedavüle sokulmuştur. Rahmetli M. Şevket Eygi bir yazısında; 
“İşin içinde ABD vardır. İsrail ve Siyonizm vardır. Papalık ve Hıristiyanlık vardır. Sivil darbe teşebbüsü vardır. On milyarlarca dolarlık bir pasta vardır. Saray darbesi vardır. Dinler arası diyalog vardır. 
Serbest seçimlerle iktidara gelmiş başbakanın seçimsiz düşürülmesi hesapları vardır. 
Sekter emeller, planlar, stratejiler vardır” diyordu. 
Ve 2004 yılında Mardin’de tarihî Kasımiye Medresesi’nde gerçekleştirilen Dinlerarası Diyalog  Festivali’ ni örnek veriyordu. 
Öyle ki o gün orada; patrikler, papazlar, bir de diyanet müftüsü vardı. Ardından çanlar çılgınca çalarken ezan okunmuş ve oradaki ruhbanlar hep birlikte havuzun üzerindeki derme çatma salaş köprüden kara cüppeleriyle yel yeperek yelken kürek merasimle geçmişlerdi. Akıllarınca üç İbrahimî din mensupları böylece Sırat Köprüsü'nden geçerek cennete duhül edeceklerdi! 
Aslında Müslüman Türk milletine dönük büyük bir saldırıydı bu. Ayakları üzerinde duran, bağımsız bir Türkiye istenmiyordu. 
Küresel güçler ve içerideki işbirlikçileri, Türkiye’nin sürekli iç sorunlarıyla boğuşan, eli kolu bağlı, ayrışan, kimlik bunalımı yaşayan, Müslümanlığını unutan ve birbirinden nefret eden bir ülke olarak kalmasını istiyordu. 
1930 model muhalefet de hep bu amaca hizmet için faaliyet yürüttü ve yürütmeye devam ediyor.  
İslam ülkelerini çözüp, dağıtmak ve kendi dünyalarında hapsetmek isteyen emperyalist güçlerin temel amacı İslam dünyasında gerçekleşmesi muhtemel bir siyasi, ekonomik ve askeri birlikteliğin önünü keserek kapitalizme bağlı ve bağımlı seküler bir Doğu toplumu oluşturmaktır. 
 
Bu sebeple FETÖ gibi proje örgütlerle halklarda bir bilinç kaymasına ve bulanıklığına yol açtılar. Aydınlardan da yandaş toplayarak insanların kafalarının karışmasını sağladılar. 
 
Bu şuursuzlaştırma projesine halkların dirençlerini neredeyse yok eden ve köksüzleşmeyi pekiştiren sömürgeci, tekçi, dışlayıcı, seküler eğitim sistemleri de destek veriyor. Her dönem dengelerin değişmesi, kurulan kirli ittifakların temel nedeni budur. 
 
 
Müslüman Türk milletinin Ehl-i Sünnet inancını dejenere ederek kökten sarsma ve ayakta durma imkânlarını ve haksızlıklara direnme ruhlarını yok ederek teslim almayı denediler. Ve bunu çok sinsice yaptılar. 
 
Bu uyutucu ve uyuşturucu yeni sömürgecilik biçimi halen varlığını ağır biçimde hissettirmektedir. Son aylarda içerideki ittifakların ve gözle görünür değişimin ve ağızlarından düşürmedikleri demokrasi palavralarının nedeni budur. 
 
Zaman zaman bombalarla zaman zaman da ayartıcı kavramlarla asla emellerinden vazgeçmiyorlar. Aynı vatanın, aynı toprağın, aynı dinin ve aynı medeniyetin insanlarını bölüp parçalamak ve direnme kabiliyetlerini alabildiğine köreltmek istiyorlar. 
 
FETÖ’nün bu ülkedeki varlık sebebi budur. Çünkü tarih, yeni sömürgeci zihniyetin hiç de arzu etmediği Erdoğan gibi bir lider çıkardı karşılarına. 
 
Bir yazımda da ifade etmiştim. Şöyle bir zamanda bu topraklarda yaşıyor olmanın verdiği bilinç ve sorumlulukla buraya ait söyleyebilecek sözlerimiz olmalı.  Sözlerimiz; dini, ırkı, rengi, düşüncesi, mezhebi, inancı ne olursa olsun vicdan, ahlak ve erdem sahibi herkese olmalıdır. 
 
Çünkü saldırı hepimize dönük. İçeriden ve dışarıdan kuşatma altında olduğumuzu söylememize gerek var mı? Her şey gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Öyleyse görünüşteki tüm farklılıklarımıza rağmen ortak bir dil inşa etmek mecburiyetindeyiz. 

Yorum Yazın