Mustafa ALBAYRAK

Mustafa ALBAYRAK

Mail: mustafa@teknikelektrik.com

Erdoğan'sız Türkiye'de Ne Olur?

Yıllar evvel '' Erdoğan Kaybederse Ne Olur? ''diye sormuştum. Yapılan yorumlardan da anlaşılacağı üzerine bir ALLAH KORUSUN anlayışı var sanki bizi öyle bir ihtimalden. Evet, ama bu Erdoğan’ı sevenler için geçerli bir temenni. Diyelim ki bunun ortalama % 50 gibi bir sahibi var.

Peki ya diğer % 50’nin isteği?

Onlar bana nezaket yapıp menfi (olumsuz) yorum yapmıyorlar diye onları yok mu sayacağız?

Onlar da neredeyse % 50 civarındalar.

Tamam, biz Erdoğan ve Ak Partiye destek / rey verenler gibi tek parça halinde değiller ama parça parça olsalar da neredeyse 48-50 arası tutuyorlar...

Yani bu toplumda her 2 kişiden biri Sayın Cumhurbaşkanımızı istiyorsa diğer biri de istemiyor gibi bir görüntü var, yanılıyor muyum?

Onların kaybı farklı farklı Dünya görüşünden olmalarına rağmen bir aradaymış gibi görünmeleri idi.

Ama 16 Nisan 2017 Referandumu ile başlayan yeni dönemde İttifak kapıları açıldı ve onlarda bir araya gelmenin yöntemlerini buldular.

Peki, birbirinden çok farklı yaşam tarzları olan bu insanları bir araya getiren ne idi?

Yani LGBTİ mensubu bir Homoseksüel ile çarşaflı, şalvarlı Saadet Partili Hacı Amca/Hacı Teyzeyi bir araya ne getiriyor?

Ya da ''Atatürk Milliyetçisiyim ve Türkiye’de Türk’ten başka kimse yok'' diyen bir İzmirli CHP’li ile ''Diyarbakır ( AMED ) kurulacak olan Kürdistanın Başkentidir '' deyip dağa çıkmış elinde kalaşnikofla

Türk Askerini Türk Polisini Katleden bir Terörist nasıl ittifak yapabiliyor?

Ya da terör örgütünün siyasi kanat liderini Atatürk’ün kurduğu partinin Cumhurbaşkanı Adayı ''kendime yardımcı yapacağım'' diyebiliyor?

Türkçü ile Kürtçü, hacı amca ile eşcinsel travesti neyin uğruna hangi maneviyatı yüksek değerlerin uğruna bir araya geldiler? Türkiye’yi daha iyi yönetmek için mi?

Dünyaya daha barışçı görünür bir Türkiye Resmi verebilmek için mi?

Yoksa ortak bir Düşman işgali var Türkiye’ye de ona karşı ülkeyi müdafaa etmek için mi?

Hani 15 Temmuz da ki gibi bir işgal girişimli darbe teşebbüsü var da bu Türkçü Kürtçü İslamcı muhalefet birleşti desek nasıl olur?

E oda yok dediğinizi duyar gibiyim…

Tamam da ne kardeşim bu kadar farklı marjinal tipleri bir araya getiren ortak nokta?

Evet, doğru cevap herhâlde ''ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI'' gözüküyor.

En mantıklı cevap bu olsa gerek?

Peki diyelim ki; Erdoğan aleyhinde en kötü kamuoyu tahminlerinden biri tuttu ve Erdoğan 2023 seçimlerinde  % 48,6 ile seçilemedi.

O halde kim seçilecek yerine?

Yoksa tahmini alacağı Oy % 25’i bile bulması zor olan CHP adayı mı?

Yok? 48,6 seçilemez ise 25 nasıl seçilmiş olacak?

%10’luk Meral abla ve  %10’luk hapis de ki Selo mu?

Tabii ki 2. Tur’a kalacak dediniz değil mi?

14 gün sonra tekrar seçim olacak çünkü ilk turda kimse seçilemeyecek.

Biz o seçimi de bu azınlık partilerinden en çok oy alan birinin ortak çatı adayı olarak tüm muhalefetçe desteklenip kıl payı da olsa kazanacağını tahayyül ederek yazıyoruz zaten!

Peki bu 3 adaydan en çok rey alan diyelim ki CHP’li adayın etrafında birleşildi ve ülkemizde ne kadar PKK lı, FETÖCÜ, KEMALİST !!! Varsa (özellikle ünlem koydum zira az da olsa Kemalist olup bu ittifaka şiddetle karşı çıkan da var. Vatan Partililer ve DSP gibi; yani Milli hassasiyetlerini koruyan Atatürkçü kesimler) LGBT’li HOMOSEXÜELLER ve SAADET PARTİLİ Şalvarlı Hacı Amcalarla Çarşaflı Hacı Teyzeler; ''BÜYÜK DÜŞMAN ( HAŞA ) ERDOĞAN’A KARŞI İTTİFAK ETTİLER'' ve DEVİRDİLER diyelim.

Evet, ne olacak o zaman?

Öyle ya! % 50,1 ile muhalefet in adayı Başkan oldu ama bu Erdoğancı % 49,9 u ne yapacağız?

Diyeceksiniz ki tersi olunca ne olacaksa bu olunca da o olur?

Ama öyle olmuyor işte?

 Şimdi bu Erdoğan karşıtı cephenin Türkiye’ye neler vadettiğini bir hatırlayalım mı?

Üstelik bu Anti Erdoğancı ya da Atlantikçi diyebileceğimiz cepheye ilavelerde var.

Daha evvel CHP’de yapılan kaset operasyonu gibi, MHP’den İyi Partinin koparılarak karşı ittifaka dâhil edilmesi gibi.

Ak Partiden de koparılan Atlantikçi, Bilderbergçi ve ABD’nin güvenli adamlarımız diye nitelendirdiği isimler (America Loses Its Man in Ankara-gibi) parti kurup bu ittifaka dâhil olmuşlardı.

Evet, Erdoğan karşıtı daha doğrusu Millici Bağımsızlıkçı karşıtı bu cephe çok enteresan kesimlerle dolmuştu.

Tıpkı Gezi Olayları sırasında kurulmuş ittifakı bize hatırlatıyor.

Zaten Gezi Vandalizm’i bir kırılma anı olmamış mıydı ülkemizde?

Şu an da ekonomiyi beğenmeyenler ve Bilderbergci sıcak para bakanının politikalarına dönülmesini isteyenler o günlerde de bugün özlediklerini söyledikleri ekonomik sistemi yerden yere vuruyorlardı.

Demek ki karşı ittifakın derdi aslında çok fazla ekonomi de değildi.

Anti Erdoğancı Anti Milli ve Bağımsızlıkçı cephenin derdi hep aynı idi.

''Türkiye tekrar ayrıldığı-makas attığı raya girmeliydi''

Türkiye ye sadece para verilmesi de onları kesmiyordu.

Bu beş hatta yedi benzemezi bir araya getiren güç, üst akıl veya Atlantik (ne derseniz artık) Türkiye’yi tekrar biz yönetelim diyordu.

Bu uğurda da elindeki tüm kartları kullanmaktan çekinmiyordu.

Kavga aslında bu idi...

Artık 100 yıl sonra müstakil hareket etmenin tadına tekrar varan Türk Milleti bu bağımsızlığı bırakıp Batı Emperyalizminin emrine girmeye razı olur mu?

Bakın kullandığı kartlarda neler var bu Atlantikçi cephenin?

Bunu yeni oluşumcu bir partinin lideri ŞIK diye yaparız diyor...

Hapishanelerde tutuklu ve hükümlü bulunan FETÖ ve PKK mensuplarını (o düşünce suçlusu diyor) tek parmak hareketi ile serbest bırakacak.

Tekrar IMF den para alınacak ve IMF’nin dolayısı ile ABD ve Atlantik’in Türkiye ye emir yağdırılması ve Kemal Derviş zamanında ki gibi TBMM’ye istedikleri yasaları çıkartmaları sağlanacak.

Türkiye Ankara’dan değil yine Washington-Londra ve Brüksel den yönetilecek.

İstihbaratımız aynı Fuat Doğu zamanında olduğu gibi yine CIA’nın emrine girecek.

Savunma Sanayiinden ve yerli otomobil uçak vs. den vazgeçilecek.

 Hem Erdoğan’ı yenebilmeniz için ayrılıkçı siyasi Kürtçü hareketi de yanınıza almanız şart değil mi?

Onlara Demokratik özerklik ya da Suriye ile Irak’ın kuzeyinde kurulacak bir Kürt Devletine Türkiye’den ilave olacak şöyle beş on vilayeti de seve seve veririz değil mi?

Görüyorsunuz iş nerelere geliyor?

Peki, adeta 100 yıl evvel başaramadıkları Sevr’i bugün başarmak için karşımızda ki emperyalist güdümlü cephenin nasıl genişletildiğini ve ''Erdoğan gitsin de velev ki Devlet yıkılsın vatan parçalansın'' dediklerini okuyabiliyor muyuz?

Yoksa LGBT’li bir homoseksüel ile Saadetli Hacı Temel amcamızı ya da İzmirli Kemalist bir CHP’li ile Kandilden Murat Karayılanı aynı ideallerde birleştiren ne idi?

Aynı mitingde hem Atatürk’ün hem de Apo’nun posteri nasıl açılabilirdi yoksa?

İşte üst akıl bunu başarmak istiyor.

Ama bu hiç de kolay değil...

Var mı öyle Erdoğan’dan bedavaya kurtulmak?

Ermenilerin tehcir  ve sözde soykırım bedeli olarak da onlara hem tazminat hem de toprak verilmeli değil mi?

Mademki Erdoğan’dan kurtuluyoruz bunun bir bedeli olmalı.

Hadi bakalım Kuzey Doğumuzdan Erzurum dâhil bir kaç vilayette Ermenistan’a verelim?

Bu arada Enflasyon ne olur? Terör ne kadar azar onu bilemeyiz? 7 Haziran 2015’de benzer bir durumu yaşamıştık da 2. seçimle tekrar istikrara kavuşmuştuk.

Şimdi öyle mi olur daha kötü mü olur bilmiyoruz?

Varsın o da olsun.

Yeter ki Erdoğan ve cumhur ittifakı devrilsin.

Ha bir de ne işimiz var öyle Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Libya’da, Suriye’de, Irak’ta?

Yoksa yeni Osmanlıcılık falan mı oynuyoruz?

Sakın aklınızdan bile geçirmeyin. Biz o kadar Ege Adasını boşa mı verdik yahu?

Ege ve Akdeniz sahilleri ile tek irtibatımız yüzmek ve balık tutmak olmalıdır.

Ne enerjisi, ne doğal gaz veya petrol araması?

Onlar büyük devletlerin işi ve onların kararı ile ancak gerçekleşecek işler.

Biz kim Akdeniz’e sondaj gemileri salıp enerji etütlerinde bulunmak kim?

Bir de yanına savaş gemisi vermişiz öyle mi?

Haddimizi çok aşmışız...

Peki, Tüm Bunlar olurken öteki % 50’i ne yapacak? Hani Sayın Erdoğan’ın % 50’yi ev de zor tutuyoruz dediği kitle?

Türkiye’nin en az yarısı.

Erdoğan’dan kurtulmak için ikna ettiğiniz ve vatanı satma pahasına Oy desteklerini aldığınız kitlenin karşı tarafı!

Ben şahsen o Cumhur İttifakında birleşmiş olan Milli yerli Ak Parti, MHP ve BBP den oluşan (Milliyetçi Muhafazakâr Ülkücü kitleye ilaveten Milli Atatürkçüleri de sayacağımız) kitlenin aynı 15 Temmuz gecesi gibi evlerinde oturup Türkiye’nin parçalanmasına işgal edilmesine FETÖ’ye tekrar teslim edilmesine müsaade edeceklerine hiç ihtimal vermiyorum...

Siz ihtimal veriyor musunuz?

Yorum Yazın