Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

Erkek, Ailenin Direğidir. Bu Direği Yıkmayın!

Baştan söyleyeyim kadına şiddet kabul edilemez. Kadınlar,Allah’ın bize emanetidir. Bu şurada dursun.

Lakin “Kadına şiddet” meselesini bir kılıf yaparak erkeği ailenin dışına atmaya kalkarsanız, mevzu burada biraz karmaşıklaşır. Son zamanlarda spotlar, videolar, görseller, mesaj ve açıklamalar bana biraz ezber gibi geldi.

Şimdi basından bir iki haberle mevzuya bir giriş yapalım.

“İzmir’de mahkeme, karısıyla zorla ilişkiye giren kocayı, 7 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı. Tutuksuz yargılanan koca, tutuksuz yargılandığı davanın ilk duruşmasında verilen kararla tutuklanarak cezaevine gönderildi.”

Çünkü 4230 sayılı kanunun evlilik içi tecavüz diye bir suç tanımlaması var. Peki, ya nikâh kıyılmamış bir ilişki yaşanıyorsa. Yanılmıyorsam yasalarımız ve yaşam tarzımız da bunu “Kişisel özgürlük” kapsamında değerlendirerek suç olmaktan çıkarıyor. E bu ülkede küçük yeğeniyle uygunsuz görüntüler veren bir adamı günlerce izlemedik mi?

Şimdi başka bir haber.

“Kızını yatakta bir erkekle gören baba, kızına tokat attı. Baba,karakola giderek kızının ilişkiye girdiği kişi hakkında şikâyetçi oldu. Ancak genç kız kendi rızasıyla ilişkiye girdiğini söyledi ve kendisine tokat atan babasından şikâyetçioldu… Kızın şikâyeti üzerine babaya 3 bin 600 lira para cezası verildi.

Fakat mahkeme, tahrik indirimi uygulayarak cezayı 740 liraya düşürdü. Avrupa Konseyi üyesi ülkelerde çocuklara yönelik her türlü fiziksel ceza yasak.”

“Zonguldak’ın Devrek ilçesinde Sefer B. (43), iddiaya göre 1 Mart sabahı kalktığında kızı E.B.’yi (19) odasında bir erkekle yatakta gördü. Yanına çağırdığı kızına tokat attı. Daha sonra kızıyla karakola giderek o gün evdeki erkek ve 2 erkek hakkında daha şikâyetçi oldu. Karakolda ifade veren kızı ise kendi isteği ile ilişkiye girdiğini söyleyip babasından şikâyetçi oldu.” Niye böyle yapıyor hukuk? Çünkü kadına şiddet yasak ve bir insanlık suçudur?

Mücahit Gültekin bir makalesinde; 27 Şubat 1950 tarihli Zafer'deki "Üç defa cinsiyet değiştiren kadın" haberi 3 sütuna tam sayfa olarak verilmişti” haberinde yola çıkarak trans kimlikler mevzusunun en az 70 yıldır Türk basınında işlendiğinin altını çiziyor.

Devam edelim, 1 Ocak 2001 yılında Türk Medeni Kanunu'nda bazı önemli değişiklikler yapıldı. "Ailenin reisi kocadır." ibaresi kaldırıldı. 2004 yılında 237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yapılan bir değişiklikle evlilik içi tecavüz kavramı getirildi. TCK'da yapılan değişiklikler bununla sınırlı kalmadı; ırz, namus, ahlak, ayıp, edebe aykırı davranış gibi "Erkek egemen" söylemler TCK'dan çıkarıldı.

Aynı yıl AB, zina varsa AB’yi unutun, demişti.

2005'te, ilk LGBT dernek, KAOS GL kuruldu. 2010 yılında, Anayasa'nın 41. maddesinde yer alan "Aile, Türk toplumunun temelidir." ifadesinin yanına usulca "Ve eşler arasında eşitliğe dayanır." hükmü eklendi

2011 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesi’yle de “Kadınlar kelimesi, 18 yaşın altındaki kız çocuklarını da kapsar” denildi.2012 yılında 6284 sayılı kanun çıkarıldı.

Yeni kanunla yapılan düzenlemelerin en dramatik sonucu, kadına yönelik şiddetin önlenmesi gerekçesiyle kadının "Beyanının esas" kabul edilecek olmasıydı. Buna göre, hukukun "Masumiyet karinesi" rafa kaldırılıyordu. Bir sonraki yazıda buradan devam edelim...

Yorum Yazın