Nurcan Şahin ALEVLİ -Eteğimdeki Taşlar

Nurcan Şahin ALEVLİ -Eteğimdeki Taşlar

Mail: nurcan_alevli52@hotmail.com

Gerçek Servet

Muharrem İnce Acarkent ve Beykoz Konakları'nın bulunduğu Acarlar Mahallesi'nde oyların yüzde 78.45'ini aldı. Bu bölgelerde milletvekili seçimlerinde ise HDP ikinci parti oldu.
Sosyal demokrat olarak bilinen, halkın ve işçinin partisi olarak tanımlanan bir parti Türkiye'nin zengin muhitlerinden oy alıyor, onu da terörle bağlantısı olan bir parti takip ediyor?!
Bunlar "Asgari ücret alıyor, açlıktan nefesi kokuyor, evini geçindirebilmek için canını dişine takıyor, ama gel gör ki bu cahil zümre yine de Ak Parti'ye oy veriyor" diyerek Ak parti seçmenini aşağılıyorlar. Onlara söylenebilecek en uygun söz; "Değerler eğitiminin olmadığı her bilgi ve zenginlik şeytana hizmettir".
Bunlar ahlaki yozlaşmayı had safhada yaşayan, maddi servetleri tavan, manevi servetleri taban yapmış İblis'in hizmetkarları.
Benciller
"Önce ben" ciler
Sosyal olaylarda verdikleri tepkiler kendi menfaatleri doğrultusunda. Şayet ait oldukları zümreyi sarsacak bir trajedi sözkonusu olursa olay mahalini terketmekte üzerlerine yok.
Ak Parti'den milletvekili seçilen, ülkemizi tüm dünyada başarıyla temsil etmiş Kenan Sofuoğlu'nun Lamborghini sahibi olmasını hazmedemezler. Bu lümpen azınlık sürekli aşağıladıkları kesimin içinde Profesör, doktor, hakim, savcı, bilim insanı, sanatçı, sporcu gibi kariyer sahibi olmuş insanların Ak Parti seçmeni olmasına hele hiç tahammül edemezler.
Onları da yalaka, menfaatçi, vardır bir çıkarı muhakkak gibi ezik cümlelerle aşağılayarak kendilerini tatmin ediyor bu sizofrenler.
"Hız tutkunu bir insanım. Bu yaptığım spordan da belli zaten. Doğal olarak hızlı motor ve arabalara düşkünüm. Böyle bir araba kullanabiliyorsanız milletvekili maaşını almamanız gerekir. Ben de milletvekili maaşımı ihtiyaç sahiplerine bağışlayacağım" diyen bir Kenan Sofuoğlu ise bu kesim için tam bir kâbus. Kendileri şaibeli rezidanslar edinmiş, 2 milyon liralık telefon faturalarını milletin sırtına yüklemiş insanları sorgusuz sualsiz Meclis'e taşıdıkları için zenginliği milleti için pozitif kullananları hazmedemezler. Külliye'de oturan Erdoğan'ın balık kılçığı gibi boğazına takıldığı yalı sakinlerini seçim öncesi asgari ücretten şikayetçi olan vatandaşlarla yanyana görürsünüz. Gezi olaylarında ellerine "çapulcuyum çapulcu" diye pankartlar alarak yeni hobiler edinenlerini bile gördük.. Yanlarında çalıştırdıkları işcilere ben size devletin verdiğinden çok daha fazlasını vereceğim diyenini duyanınız var mı?
Vasıfsız işçilerine yüksek maaş verdiler de devlet mani mi oldu?
**

ÇÖPLÜK

CHP'li Öztürk Yılmaz "Türkiye mülteci çöplüğüne döndü" diyor. Yılmaz'ın cezaevinde ziyarete gittiği PKK terör örgütü uzantısı çöplük,
Cenazelerine gittikleri eli silahlı teröristler çöplük,
Milletin vergisi ile vatana kurşun sıkan hainler çöplük,
Bu hainlere silah/ekonomik/lojistik destek sağlayarak Türkiye'nin önünü kesmeye çalışanlar çöplük,
Topunun efendileri çöplük...
Başımıza bela ettikleri bu teröristlerin ve sömürü düzeninin ülkeye maliyeti mültecilerden katbe kat fazladır.
Erdoğan 'ı bunlardan dinlerseniz karşınıza bir diktatör çıkmasından doğal birşey olamaz.
Erdoğan'ı vurulduğu halde Türk bayrağını elinden bırakmayan Filistin'liye sorun,
Seçimi kazandığı için şükür secdesine giden, dua eden Dünya'daki mazlum Müslümanlara sorun,
Sonu CHP yönetimince Boraltan köprüsünde Ruslar'a teslim edilip katledilen Azeriler gibi olmadığı için sevinen ülkemizdeki mültecilere sorun...
Erdoğan'ı ezilenlere sorun...
Cevap orada.
***

UYDUM İMAM'A

Farkında mısınız ?
24 Haziran seçim tarihi belirlendiği andan itibaren sosyal medyada mezhepler, hocalar, tarikatlar üzerinden kavgalar bıçak gibi kesildi.
Ak Parti seçmeni bir anda kenetlendi.
Demek ki isteyince sağduyu galip gelebiliyormuş.
Bu noktaya gelebilmek için ille de bir tehlike sezmemiz mi gerekiyordu?
Erdoğan'ı devirebilmek adına kurulan ittifaklar alarm zillerini harekete geçirmiş olmalı.
Demek ki biryerde bunların olması bizlerin kendimize gelmemiz açısından iyi de oluyor...
Aynı durumu hesaplarını takip ettiğim hocalarda, alim-ulema kesiminde de gördüm.
Onlar da birbirlerine habire reddiye yayınlamayı bırakıp İslam dünyasına yönelik mesajlar vermeye yöneldiler.
Bize bunlarla gelin.
Gerisi zaten gelir.

Yorum Yazın