Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

İttihat Terakki Bir Siyonist Harekettir

YSK’nın 250 sayfalık gerekçeli kararında durumu tespit edilemeyen şüpheli oy sayısı 300 bin. Bu AK Parti adayı ile CHP adayının arasındaki 13 bin 742 oy farkının yaklaşık 20 katı.

30 bin seçmenin olduğu 108 sandıktaki sayım döküm cetvelleri kayıp ya da imzasız. 220 bin kişi görev beklerken 754 sandık kurulu başkanı kanunlara aykırı atanmış. 35 bin gereçsiz oy da CHP’ye kaydırılmış.

Ölü, tutuklu ve zihinsel engelliler adına bile oy kullanılmış. Korkunç bir tezgâh bu! Amerika’nın ülkemizi tehdit ettiği şu günlerde içeride yürürlüğe sokulan bu türden bir operasyonun ardında kimlerin olduğunu tahmin edebilirsiniz.

Ortada FETÖ eliyle tertiplenmiş geniş çaplı bir sandık operasyonu var. Ne var ki “Çok basit, çaldılar”, “Sağlam Çaldılar” diyen muhafazakârlarımızın FETÖ konusunda kafaları henüz net değil gibi.

Kim çaldı? Neden çaldı? Bu operasyonun içinde kimler var? Sorularına henüz net bir cevap vermiş değiller. Kimse FETÖ’yü doğrudan ya da açıktan bu tezgâhın bir parçası olarak gösteren sağlam açıklamalarda bulunmuyor.

Osmanlı devletini yıkma ve yerine bağımlı, itaatkâr bir devlet kurma vazifesini üstlenen İttihat Terakki örgütünün mazide kaldığını düşünen varsa yanılıyor.

İttihat Terakki’nin Kemalist, ırkçı ve İslamcı kanadının güncellenerek hala aktif faaliyette olduğu bir gerçektir. Kaldı ki FETÖ de bu örgüt üzerinden yürürlüğe sokulan büyük bir projedir.

Vefatından bir yıl kadar önce Üstad Necip Fazıl’ın kamuoyuna tanıttığı bir rapor var. 1910 yılında İngiltere'nin İstanbul elçisi Sir G. Lowtherin o zaman ki İngiltere Hariciye Nazırı Sir C. Harding'e iki kere "gizli" ve "mahrem" kaydıyla İstanbul’dan gönderdiği rapordan yola çıkarak İttihat Terakki’nin içyüzünü bize aktarıyor.

Buradan aktaralım…

Sultan Abdülhamid Han tahttan indirildiği günlerde Selanik'teki Yahudi gazeteler 'İsrail'i Ezen" sultandan kurtulunduğu için sevinçli yazılar yazıyordu. Bugün İstanbul CHP’nin eline geçti diye sevindikleri gibi!

1909'da Hamburg'taki Dokuzuncu Siyonist Kongresinde "Türk İhtilalinin Mucizesi" Yahudi başarısının doğurduğu sevinçle kutlanmıştı. Aynı zamanda, akıllı kabiliyetli Farmason Kripto- Yahudi ve Selanik milletvekili Cavit Bey, Maliye Bakanı oldu. Farmason olan Talat Bey, İçişleri Bakanı yapıldı. Vezir-i Âzam Hilmi Paşa da mason olmak için müracaatta bulundu.

İki yıl boyunca örfî idare ilan edildi.

Askeri mahkemelerdeki subayların çoğu farmasondu. Parlamentoya verilen "emir"le çok sıkı bir basın kanunu çıktı ve Selanikli bir kripto-Yahudi (Directeur du Bureau de la Presse) Basın Bürosu Müdürü oldu. Bu çok kudretli bir mevkiydi; zira böyle bir mevkie sahip kişi, istediği gazeteyi "yeni rejimi tenkit" (buna gericilik deniliyordu) suçuyla kapatabiliyor, sahibini veya yazı işleri müdürünü askeri mahkemeye sevk edebiliyordu.

Osmanlı Telgraf Ajansı Bağdatlı bir Yahudi emrinde başlatıldı. Selanikli bir mason Yahudi avukatın Adalet Bakanlığına da danışman getirilme teşebbüsü az kalsın başarı ile neticeleniyordu, İstanbul’daki İttihat ve Terakki Başkanı Selanikli bir Kripto-Yahudi ve masondu.

Başka bir Selanikli Kripto-Yahudi mason, belediye başkanı olmak için çalışıyor. Mısırlı farmason, Prens Halim, Belediye Başkanvekili oluyordu. 

Polis ve jandarmayı kontrol eden teşkilatın başına da Selanikli bir farmason geçirildi. "Parlamentoya verilen emirle İttihat ve Terakki Bulgar, Yunan vs. arasındaki rakip teşkilatları ezecek Loi Sur'da kendini gizli ihtilalci bir teşkilat olmaktan çıkardı ve "Politik parti ve sosyal cemiyet" ilan etti...

Sonra mantarlar gibi farmason locaları beliriyordu. Masonluğu kabul etmeleriyle memleketin diğer büyük milli meselelerinin Türkiye lehine halledilebileceği söyleniyordu. Öyle ki İngiltere kralının kardeşi olup, İstanbul'a geldiğinde onunla özel işaretlerle el sıkışabilecekleri anlatılıyordu...

Cemiyetin ordu üzerindeki nüfuzu muhafaza edebilmesi için, subaylar, bilhassa genç subaylar mason yapılıyordu. Bu subaylar Makedonyalı Niyazi Beyin doğum yeri Resne’den alınan isimle Resne Locasına katılıyordu.

Çingene asıllı İçişleri Bakanı Talât Bey ve Kripto-Yahudi Maliye Bakanı Cavit Bey, cemiyetin olduğu gibi kabinenin de en önemli kişileri, aynı zamanda Türkiye'deki farmasonluğun da liderleri idi. Bir yıl kadar önce İçişleri Bakanı olduğundan beri Talât Bey Farmason Cemiyetin ağlarını İmparatorluğa yaymaktadır. Her yere, önemli mevkilere mason veya güvenilir cemiyet üyelerini tayin ediyordu.

Raporda dikkat çeken bir husus da; Yahudi, Türk'ün ekonomik hayatını yönetmektedir ve İsrail'e kutsal olan yerleri Türkiye elinde tuttuğundan, Yahudi’nin tahakkümünü sürdürüp idealleri için kullanılması tabiidir.

Gaye, Israel Zangwill'in Fortnightiy Review dergisinde belirttiği gibi Filistin veya Babil'de otonom bir Yahudi devleti kurmaktır. Türkiye'de sınırsız Yahudi göçünü sağlamak, Rusya ve Romanya'daki Yahudileri Mezopotamya’ya transfer etmek, yıllardır hedef tutulmuş, bu yolda çalışılmıştır.

Bakınız, İttihat ve Terakki örgütü Abdülhamid Han’ı indirdikten sonra ülkeyi ne hale getirmiş. Ve nasıl da Siyonistlerin emelleri doğrultusunda hareket edilmiş. Bugün itibariyle bundan zerre taviz verdiklerini düşünen varsa yanılıyor.

Bugün İstanbul’u bu zihniyetin eline verdiğinizde geçmişte ülkeyi ne hale sokmaya çalıştılarsa hiç kuşkunuz olmasın aynısını yine yapacaklardır. Bu sebeple FETÖ’nün sandık operasyonunu iyi tahlil etmemiz gerekiyor.

Bu çok acımasız ve büyük operasyon karşısında yapacağınız en ufak hata sadece İstanbul’u değil ülkenin istiklalini de riske atacaktır. Aman dikkat!

Yorum Yazın