Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

Kadın, Kadın Olalı Böyle Zulüm Görmedi!

Modern kapitalist dünya bir taraftan kadını yüceltirken, tanrılaştırırken diğer taraftan aynı kadını bir otomobilin üzerine çıplak bir vaziyette yatırarak onu kullanılan bir meta haline getiriyor. Dondurma satarken bile onun mahremiyetini kullanıyor.

Kadını, kadın olmaktan çıkarıp nesneleştirdiği, onu bir köle gibi kullanmaktan vazgeçmediği halde sözde kadını yüceltiyor.

Dolayısıyla kadınlar, küresel, kapitalist baronların oyuncağı haline getirildi. Bunu feminist örgütler eliyle yapıyorlar.

Geçenlerde Taksim’de yaptıkları yürüyüş esnasında ıslık sesleriyle ezan sesini bastırmak istemeleri, protesto etmeleri dahası açtıkları iğrenç pankartlarla ahlaksızlıklarını dünya âleme ilan etmeleri ve bunu büyük bir gururla yapmaları; rezilliğin, sefaletin ve çürümüşlüğün bariz bir göstergesiydi.

Sosyal medyada yaptığım bir paylaşımımda; “Kadın, kadın olalı böyle zulüm görmedi. Bunlar kadın olamaz” demiştim.

Bakınız bu ülkede elli yıldır bilhassa CHP’ye bağlı sivil örgütler üzerinden şerefli Türk kadını sistematik olarak operasyona tabi tutulmuştur. Hedefte bu milletin şerefli kadınları vardır.

Önce bu milletin kızlarının başlarını açmak için kanunlar çıkardılar. Dikta yönetimiyle, asker ve silah zoruyla bu ülkenin kız evlatlarının başlarını zorla açmak istediler.

Ne kadar soyunurlarsa o kadar modern, çağdaş, ilerici ve aydınlanmış olacaklarını iddia ettiler. Kadınları getirdiğiniz nokta işte ortada. “Bilimsel laik eğitim isteriz” diyerek darbeler yaptırdığınız ülkedeki kadınlarınızın durumu ortada. İçler acısı!

Meme uçlarıyla isyan eden devrimci kadınlarınızla övünüyor musunuz? “Feministim, fahişeyim, paramı peşin öde” diyen çağdaş kadınlarınızla övünüyor musunuz? “Allah mısınız? Aileniz batsın!” diyen bir kadın Türk kadını olabilir mi?

Kadını bu denli edepsiz, ahlaksız, aile, koca, çocuk tanımaz yapan çağdaş zihniyetinizle övünüyor musunuz?

Elbette övünüyorsunuz!

Çünkü sizin bu ülkenin ezanıyla, bayrağıyla, tarihiyle, kültürüyle, inancıyla, geleneğiyle probleminiz var. Siz bu ülkeye yabancı azgın bir topluluksunuz.

Çünkü bu toprakların kadını asildir, ahlaklıdır, namusludur. Vatanını evladından daha çok sever. İstiklal Harbi’nde 12 yaşına kadar tam üç sene cephelerde babasının yanında savaşan ve sonra büyük kahramanlıklar gösteren Nezahat Onbaşı gibi kadınlarımız vardı bizim.

Cephane ıslanmasın diye battaniyesini önce cephaneye sarıp sonra bebeğine sarılarak onun donmaması için uğraş veren ve nihayetinde şehit düşen Şerife Bacılarımız vardı bizim.

Düşmanın cephe gerisine bir saldırı düzenleyerek aralarında bir Yunan subayı olmak üzere toplam 25 esir askerle geri dönen cesur Erzurumlu Kara Fatmalarımız vardı.

Erkek gibi tıraş olarak cephelerde kahramanlıklar gösteren Halime Çavuşlarımız, Gördesli Makbulelerimiz, Çete Emir Ayşelerimiz, Tayyar Rahmiyeler ve daha niceleri… Allah onlardan razı olsun. Bu vatanın asil kadınlarıydı onlar.

Hala varlar. Bugün vatanı uğruna aynı fedakârlıkları gösterebilecek kadar cesur, namuslu, ahlak, vicdan sahibi kadınlarımız var. Ve onlar bu toprakların şerefi ve gururudur.

Bakınız, küresel kapitalist sistem ve içerideki uşakları bugün Şerife Bacıların, Halime Çavuşların intikamını almaya çalışıyor. Evladından evvel vatanını, bayrağını, namusunu, ezanını düşünen kahraman Türk kadınına yönelik bu operasyonlar.

Eğer kadın çökerse, toplum çöker, toplum çökerse devlet çöker… Kadınlarını namussuz ve ahlaksız, evlatlarını eşcinsel yaparak aileyi ortadan kaldırmak niyetindeler. Bugün meydanlarda ulu orta, pervasızca ve utanmadan tüm mahremiyetini, namusunu, iffetini ve onurunu ayaklar altına alan kadınlar bu ülkenin kadını olamaz. Hatta kadın dahi olamazlar.

Geçenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Ülke ve millet olarak bugüne kadar yaşadığımız onca badireyi sapa sağlam atlatabilmemizin en önemli sebeplerinden biri de aile yapımızın gücüdür. Bunun için aile yapımızı sarsmaya yönelik saldırılar altındayız” diyerek bu tehlikeye dikkat çekti.

İki üç yıldır haykırıyorum. Feminist örgütler marifetiyle toplum, uçurumun kenarına doğru itiliyor. Medya, acımasızca diziler ve bazı programlar üzerinden doğrudan aileyi hedef alıyor.

Oturup bu meseleyi enine boyuna konuşmalıyız… Ve bu büyük operasyona karşı önlem almalıyız…

Yorum Yazın