Mustafa ALBAYRAK

Mustafa ALBAYRAK

Mail: mustafa@teknikelektrik.com

Lozan Tartışılmazları

CHP Genel Başkanı Kurultayda dedi ki; “Lozan Muahedenamesi Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur tartıştırmayız!” Bir dakika; Lozan tartışılmaz ise Mustafa Kemal Paşa 1936’ da Montrö Antlaşmasında 1937-38 de ise Hatay’da Lozan’ı neden tartıştı da iki konuda da Türkiye’nin Lehine Tadilata (Restorasyona) gidildi.  “Şayet sağlığım ve ömrüm vefa ederse iki konuyu daha tashih (düzeltme) ihtiyacı duyuyorum demiştir…”

Evet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün ömrü olsa idi Batı Trakya ve Ege Adaları ile Musul-Kerkük’ün Türkiye ye kazandırılması için mücadele edecekti. Çünkü Lozan da biz bu yerleri boşu boşuna ve Murahhas Heyetinin (Delegasyonumuzun) acziyeti gafleti hatta... Ötesi sebebi ile kaybetmiştik… Gazi bunun farkında idi... O halde Türkiye’nin Lehine olacaksa Lozan Muahedenamesi neden tartışılmasın?

Beşer planında tartışılmayacak mevzu yoktur... Yeter ki siz haklı olduğunuzu bilin davanıza inanın. Türkiye’nin Batı Trakya Kıbrıs ve Ege Adaları, Musul Kerkük davaları vardır ve bunları konuşmak tartışmak her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının hakkıdır... Lozan’ı tartıştırmayacak olan ancak Yunan Muhibbi (sevenleri) dir... Zira Lozan ancak Yunanlılar için bir zafer ve tartışılmazdır... İsterseniz bakın şu haritaya kim zafer kazanmış?

Madem Lozan mevzu açılmışken devam edelim... Bu ülke insanına 90 yıldır yutturulmaya çalışılan bir yalan da 12 ( aslı 300’dür ) Ege Adasının, Lozan da 1923 yılında değil gerçekte 1912 yılında Uşi (İtalyancası Trattato Di Losanna... İtalyan Krallığı ile Osmanlı Devleti arasında 18 Ekim 1912 de yapılan muahedenamedir) Antlaşması ile verildiğidir! Bu çok büyük ve kuyruklu bir yalandır... Bunun Yalan olduğunu ve Lozan da çekilen Peşkeşin mesuliyetinden kaçmak için bizlere 95 senedir yutturulan bir palavra olduğunu sadece şu 2 suali tevcih ederek anlayabiliriz.

Madem 1912’de verildi bu Ege Adaları İtalyanlara... O halde neden 1923’ün 24 Temmuzunda tekrar Lozan Muahedenamesinde konuşuldu yazıldı ve imza edildi? Yani 12 yıl evvel verilmiş ve yazılı bir antlaşma ile teyit edilmiş (onaylanmış) ise tam 11 sene sonra neden tekrar başka bir antlaşmaya yeni bir madde ile dahil edilmiş?

Peki, işin aslı nedir? Ege Adaları 1911’ de biz Trablusgarp da İtalyanlarla savaşırken yine İtalyan Deniz kuvvetleri tarafından işgal edilmişti.

 İtalyanlarla şöyle bir antlaşma yaptık Uşi’ de... Biz size Trablusgarp’ı bırakalım Osmanlı devleti olarak sizde işgal ettiğiniz 12 adaları bize bırakın. Bu şekilde anlaşıldı. Fakat bu esnada Osmanlı devleti Balkan harbine giriştiği için 12 adaları müdafaa edecek kuvveti yoktu. Tüm kuvvetini balkan harbine vermişti. İtalyanlara denildi ki bu adalar emaneten sizde kalsın hukuken bizimdir, biz Balkan savaşını bitirene kadar burada siz kalın dedik... Balkan harbi bittiğinde ise Birinci Dünya harbi başladı… Birinci Dünya harbi bittiğinde İstiklal Harbi başladı…

Bir türlü savaşsız bir ortamda Osmanlı devleti ve Türkiye yaşayamadığı için İtalyanlar da bu Adalar emaneten kalmış oldu... Peki, Lozan’dan sonra bu adalar kime gitti? İtalyanlara mı? Hayır... Yunanlılara verildi… O halde biz 12 adayı nasıl kaybettiğimizi iddia edebiliriz 1912 yılında... Biz 1912 yılında 12 adanın hukuki sahibi olmakla birlikte fiilen İtalyanlara emanet olarak bıraktık...12 adalar ve tüm Ege adaları ve hatta Kıbrıs hukuken Osmanlı Devleti’nin idi. Bunların tamamı Lozan’da 1923 yılında adeta hediye edilmiştir.

Sonuç olarak şu gerçeği görmeliyiz 12 adalar 1912’de değil 1923’de Lozan’ da kaybedilmiştir...

Yorum Yazın