Elif E. BAYRAKTAR

Elif E. BAYRAKTAR

Mail: elif.alaca@hotmail.com

Olayları Umursamamak

Birçok insan Allah’ı, ölümü ve yakınlığını hatırlatan yüzlerce olaya karşı duyarsız kalıyor ve sıradan olaylar olduğunu düşünüyor. Çevrelerindeki her varlıkta Allah’ın sonsuz gücünü ve kendilerindeki aczi görerek bağışlanma dilemek yerine bu kişiler, kendilerini oyalayacak sıradan günlük işleri ve konuşmaları tercih ediyorlar. Oysa insanın duyduğu ya da yaşadığı her olay, kusursuz yaratılmış imtihan ortamının birer parçası. İnsanın yaratılış amacı imtihan üzerine kurulu ve her şey, insanın ders çıkarıp öğüt alması için yaratılıyor.

 

Yaşanan tüm olaylar, felaketler, kazalar, hastalıklar Allah'ın dilemesi ile meydana geliyor. “Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp düşünmüyorlar “(Tevbe Suresi, 126) ayetiyle bildirildiği üzere hepsi Allah’ın rahmeti ve Kendisini hatırlatması. Yüce Allah gözle görülemeyen bir virüsü ya da depremi sebep kılarak, Kendisini unutan insanlara hatırlatmada bulunuyor ve hiç kimse bu musibetleri engellemeye güç yetiremiyor.


Rabbimiz yarattığı olaylarla insanların Kendisi'ne yönelmelerini, sınırlarını korumalarını ve sonsuz ahiret yurdunu düşünmelerini istiyor. Bir Kur’an ayetinde bu gerçeğe, "Andolsun, Biz onlara belki (inkarcılıktan) dönerler diye o büyük (uhrevi) azaptan önce, yakın (dünyevi) azaptan da tattıracağız" (Secde Suresi, 21) ifadesiyle dikkat çekiliyor.

 

Toplumda, insanları duyarsızlaştıran oldukça fazla telkin yerleşmiş. Yaşadığı olaydan etkilenen kişi, “boşver, aldırma, kafana takma” gibi sözlerle rahatlatılmaya çalışılıyor. Halbuki insan için hiçbir şey boş değil. Allah kişiye o görüntüyü izlettiriyorsa mutlaka bir nedeni var. Ancak bu, kişiyi isyana sürükleyebilecek olan, odağında “neden ben?” sorusu bulunan bir duyarlılık değil. Söz ettiğim, insanın başına gelen olayla ilgili, “Allah, yaptığım hangi davranışın karşılığı olarak bunu benim için yarattı?”diye düşünmesi ve davranışlarını düzeltmesi gerektiği.

 

Dinden uzak yaşayan duyarsız kişiler yalnızca bu önemli olaylara karşı değil, etraflarındaki sayılamayacak güzelliğe karşı da ilgisiz davranıyorlar. Güzellikleri takdir etmemek, beğendiğini belli etmemek, sevgi göstermemek bu kişilerin diğer özellikleri. Oysa içinde Allah sevgisi ve korkusu taşıyan ve vicdanını her an devrede tutan samimi insan, Rabbimizin yarattığı bu genelleme yaparak dahi sayılamayan nimetleri ve güzellikleri görüp, Allah’ın eşsiz yaratma gücünü takdir edebilir.

 

İnanan insanları heyecanlandıran, mutlu eden ve şevklerini artıran olaylar, bu kimseler tarafından tepkisiz ve sakin karşılanıyor. Kalpleri her türlü duyarlılıktan yoksun ve katılaşan bu kimseler gerçekte kendilerine zulmediyorlar. Verdiği nimetler için Rabbimize şükretmek, O'nun hoşnutluğunu kazanacak salih amellerde bulunmak yerine vicdanlarını susturuyorlar. Kur’an, “Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı...” (Bakara Suresi, 74) ifadesiyle bu kişilerin kalplerini tanımlıyor.

 

Oysa kalplerin”… 'saygı ve korku ile yumuşaması' zamanı gelmedi mi?..” (Hadid Suresi,16) ayetiyle bildirildiği üzere, kalplerin yumuşama zamanı çoktan gelmiştir; ‘o gün’ ise her şey için çok geç olacaktır.


Kur’an ahlakını yaşayan müminler ise vicdanlarını tam kapasitede kullanırlar. Her şeyin bir amaçla yaratıldığını bilir, tanık oldukları olayların ardındaki hayır ve hikmetleri görmeye çalışırlar. Yaşadıkları en küçük bir olayda dahi Yüce Allah'a sığınıp tevekkül eden samimi müminler, bu boyun eğici davranışlarına karşılık Rabbimizin rahmeti ve bağışlayıcılığı ile müjdeleniyorlar:


"Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah'a ait (kullar)ız ve şüphesiz O'na dönücüleriz." Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayeteerenler de bunlardır."(Bakara Suresi, 156-157)

 

Önemli olaylar karşısında ibret almamak ve ders çıkarmamak, telafisi imkânsız bir pişmanlığa yol açabilir. Her olay inanan insan için hayırla yaratılıyor. Tevekkülsüz davranmak, kızmak, üzülmek nasıl Allah’ın yarattığı kadere saygısızlık ise umursamamak, duyarsız ve ilgisiz kalmak da büyük hata olur.

Yorum Yazın