Mustafa ALBAYRAK

Mustafa ALBAYRAK

Mail: mustafa@teknikelektrik.com

Özgür Demirtaş Nereye Koşuyor?

Sayın Özgür Demirtaş son günlerde kendisinin belli mahfillerin adamı olduğu iddialarının kamuoyunda çok ses getirmesi üzerine alelacele ve telaşla yeni bir video paylaşmış, faiz lobisinin adamı olmadığını söylemiş,  ''videomu sabırla sonuna kadar dinleyin'' demişti.

Tamam! Sabırla dinledim.

Öncelikle Prof. Özgür Demirtaş’ı Türkiye’nin meseleleri ile alakadar olduğu için ve kendisine yapılan her türlü tenkitleri her ne sebeple olursa olsun zımnen ya da alenen cevapladığı için tebrik ediyorum.

Telaşla da olsa apar topar çekim yapıp video ile cevap vermesi çok hoş. Kendisinin talebi üzerine sabırla ve ne diyeceğini de adım gibi bildiğim halde “acaba bu kez farklı bir şey der mi?“ zannı ile sonuna kadar izledim.

Sayın Özgür Demirtaş’ın kendisine yapılan en büyük tenkitlerden olan “yüksek faizden başka bir öneriniz var mı“ sorusunu döne döne cevaplamaya çalışmış ama panikle ve o kadar çok tekrarlıyor ki insan ‘’ne oluyor hoca bu ne panik?’’ Demekten kendini alamıyor.

Faizi yükseltin demekten başka da önerileri varmış Özgür hocanın. Yapısal reformlar gerçekleştirilmeliymiş! Zaten hiç duymamıştık bu öneriyi

Neymiş bu yapısal reformlar diye soracaktım ki Sayın Prof. Demirtaş beni meraktan kurtaran maddeleri tek tek sıraladı ve hiç kimsenin bilmediği duymadığı şeyleri sıraladı.

Evvela en çok çiğnenen çikleti o da çiğnemeye başladı.

Liyakat dedi.

Vay be!

Bilmiyorduk kim ki bu layıklar?

Sakın bu liyakat sahipleri hep Londra, New York ve Tel Aviv’de ki finans merkezlerinin karar vericilerin onayladığı kişiler olmasın?

Mesela bu layıkların şunu söyleme şansları olur mu? Her ülke kendi para birimi ile ürün satsın.

Misal Türkiye Gaz ve petrolü Rusya’dan Ruble ile Rusya da Türkiye’den meyve ve sebzeyi TL ile alsın diyen bir liyakat sahibi görebilir misiniz?

Asla! Dediğinizi duyar gibiyim.

Hangi liyakat sahibi Dolar imparatorluğuna karşı çıkabilir?

Var mı böyle bir delikanlı Sayın Demirtaş?

Liyakat sahipleri Doların rezerv para olduğunu ve bunun tartışmaya dahi kapalı olduğunu söyleyen Man kurtlardan ibarettir hocaya göre.

Mesela Sayın Erdoğan ile Sayın Putin’in Ruble ve Türk Lirası ile ticaret yapma kararlarını nasıl değerlendirir Özgür Bey? Yolda olduğum için ağır ağır yazabiliyorum. Özgür Beyin videosu da gayet uzun. Bu sebeple Sayın Özgür Demirtaş’a cevaplarım ya da yorumlarım biraz zaman alacak.

Evet, yapısal reformlarda kalmıştık değil mi? Liyakat istiyor Sayın Demirtaş demiştik. Bu arada Sayın Demirtaş’ın aslında mevzusu faizlerin yüksekliği veya ekonominin kötülüğü gibi sıkıcı meseleler değilmiş, aslında o bu hususlar hiç girmek istemiyormuş.

O müzik, sinema hatta uzay gibi mevzularda konuşmak istermiş bu ekonomi faiz vs. onun meselesi değilmiş miş!!!

Uyanığa bakar mısınız? Asıl işini ek iş gösterip diğer hayata dair meseleleri veya hobileri anlatacakmış. Çünkü o sadece ekonomi değil hayatın her alanına hakim komplike bir insan ve 6’lı masadan teklif bekleyen potansiyel bir aday adayı! Ne kadar güzel değil mi Özgür Bey?

Bu arada unutmadan yazayım; ben haddimi bilip kendisine hiç ekonomi ve finans meselesi hakkında tartışmayacağımı ama sosyoloji ve siyasete müteallik saçmalamalarına seyirci kalamayacağımı özelden yazmıştım kendisinin bana sorusu üzerine. Ama o kadar aleni bir çarpıtma yaptı ki bunu yüzüne vurmadan geçemeyeceğim?

Politika faizlerinin düşmesinden dolayı Türkiye’nin battığını iddia ediyor Özgür Bey?

Pekâlâ, kendisine şu sualleri iletin batan Türkiye manzaralarından?

Politika faizi 19’dan 14’e şimdi de 13’e düştükten sonra Türkiye daha mı çok büyüdü yoksa battığı için küçüldü mü?

Ya da 19’dan 14’e inen faizler yüzünden Türkiye’de üretim ve buna bağlı ihracat kat be kat arttı mı yoksa azaldı mı?

Veyahut işsizlik arttı mı azaldı mı?

Kamu borç stoku arttı mı azaldı mı?

Evet, Özgür Bey enflasyon hariç hangi ekonomik gösterge siz küresel faizcilerin istediği ''yüksek faiz olan dönemden daha kötü?'' Bunu sorun kendisine tam anlamı ile çuvallayacaktır.Çünkü düşük faize geçtikten sonra insanlar paralarını bankaya yatırmayıp üretim ve ticarete sokuyorlar.Piyasa faizi yükseliyor ama mevduat faizi yine 17 veya 18’lerde Siverekli Özgür Bey kardeşim.

E hani 30’lar 40’lar 502ler bayım? Demek ki faiz tek taraflı bir müessese değil. Bir kredi faizi var bir de mevduat faizi var.

Evet, faizi ödeyen yüksek olduğu için krediye zor ulaşıyor ama aynı yüksekliği mevduatta niye göremiyoruz?

İşte düşen FAİZ VAR Özgür Demirtaş! Mevduat faizleri düşük. İnsanlar yüzde 19’daki gibi paralarını faize yatırmıyorlar. Daha az yatırıyorlar ve kazanmak için üretim ve ticarete yöneliyorlar! Neden düşük Faiz in bu tarafını değerlendirmiyorsun?

Tamam, hitap ettiğin 6’lı masa kitlesi aldatılmaya müsait hatta Yılmaz Özdil’lerin, Uğur Dündar’ların iki yazı bir söz ile tavladığı saf ve morfinlenmeye müsait bir kitle. Ama hem diyorsun ki beni hepiniz dinleyin o zaman da yakalıyoruz senin saçmalamalarını ya da uyanıkça çarpıtmalarını Özgür Bey!

Türkiye battı ise ekonomik büyüme, üretim ve ihracat neden arttı Sayın Demirtaş? Sen Faizcisin ve küresel Faiz lobisinin adamısın deyince de bozuluyorsun. Onların Türkiye’deki distribütörlüklerinde maaş ile çalışıyorsun. Hiç bozulma! Bundan ekmek yiyorsun. Danışmanlık ve yöneticilik yaptığın yerler faizlerin düşük olmasından mütevellit fena halde rahatsızlar. Onların da bayiliklerini yaptığı büyük aileler Türkiye’den eskisi kadar para kazanamıyorlar. O küçümsediğin POLİTİKA FAİZİ’nin düşmesi yüzünden mudiler faize eskisi kadar yanaşmıyorlar. Bütün derdiniz bu işte!

Şimdi gelelim diğer yapısal reform isteklerine:  Hani şu uzaya araç gönderen senin 15 sene kalmakla övündüğün ve 3 milyon evsiz (homeless) ile 60 milyon işsizin olduğu taptığınız Amerika’ya?

25 trilyon dolara dayanmış borcu olan ve dağılması mukadder bir ülke de liyakat esasına dair yönetim var mı? Adalet şeffaf ve bağımsız mı? Hangi evrensel ilkelere göre yönetiliyor da uzaya araç gönderebiliyorlar Siverekli Arap Özgür Bey?

Yoksa dünyada halkını bu kadar sömüren ve adaletin ’a’sı olmayan; ırkçılığın tavan yaptığı, zenci vatandaşlarına halen hayvan muamelesi yapan, Kızılderili yerlileri katletmiş, Vietnam’ı, Afganistan’ı, Irak’ı işgal etmiş ABD hangi üstün hasletleri sebebi ile sizin sevginizi ve hayranlığınızı kazandı da sosyal medya profilinizde bu cani ülkede 15 sene kaldığınızı iftiharla yazmışsınız?

Yapısal reform tavsiyeleriniz arasında ülkelerin dünya halklarını sömürme, işgal etme ve nükleer bomba ile katliamlar yapma özelikleri de var mı Sayın Özgür Demirtaş? Acaba mazlum halkların kanlarını sömürerek kasalarını dolduruyor olmasın bu hayran olduğunuz ülkeler?

Bari kısa yoldan üretim seferberliği gerekir deyin de kimse konuşamasın Özgür Bey? Niye lafı dolandırıp yapısal reformlardan, adaletten, liyakatten yani herkese göre değişken ve maalesef her iktidar döneminde sahibine göre şekillenen elastiki kelimelerle demagoji yapıyorsunuz?

Bak Özgür Demirtaş!

Yapısal reformları sen dahi anlatırken diyorsun ki ülkeye katma değer kazandıracak üretimler ve ihracatlar yapılmalı.  Eyvallah doğru tespitlerde bulunmuşsunuz.

Peki, sokakta bir çocuğa dahi sorsak bu ülkenin en çok ithal ettiği ve üretimine ilaç gibi ihtiyaç duyduğu kaynak nedir diye? Anında herkes söyler ki enerjidir. Peki bu iktidarın ve Sayın Erdoğan’ın yıllardan beridir başta yenilenebilir enerji çeşitleri olmak üzere Nükleer Enerji de dahil bu alanda yaptığı YAPISAL REFORMLARI ve buna bağlı olarak gerçekleştirdiği mega projeleri görmeyecek kadar kör müsün?

Hiç bunları takdir ettiğini duymadık Özgür Bey? Yoksa efendilerin izin vermiyor mu bunları konuşmaya?

Bu iktidar Yapısal Reformların yıllardır kralını icra ediyor. Yahu hiç bir şey yoksa Karadeniz de, Akdeniz de bulduğu ve bulmaya gayret ettiği başta doğal gaz olmak üzere hidrokarbon yatakları için yolladığı gemileri de mi görmüyorsun be kardeşim? Fatih, Yavuz, Kanuni ve en son Abdülhamid Han gemileri de mi gözüne girmiyor? Bundan ala yapısal reform mu olur?

Ama hiç kimse görmek istemeyen birisi kadar kör olamaz diye bir söz vardı değil mi?

Hah bir de şunu diyor Özgür Demirtaş: Merkez Bankası bağımsız olmalıymış! Hükümet ayrı devlet ayrıymış! Hükümetler seçimle gelip giden tırı vırı kurummuş! Bugün var yarın yokmuş! Ama bürokrasi kalıcı imiş devletmiş bürokrasi.

Vay be! Ne tespitlerde bulunmuş Özgür Bey?

Efendi, seçilmiş dediklerin milletin ta kendisidir. Ülkeyi milli irade adına seçilmişler yönetir. Bürokrasi yani memurlar atanmıştır ve seçilmişlerin emrindedir. Seçilmişler atanmışlardan üstündür.

Sen, ülkeyi elinde olsa 1950 öncesi faşist zihniyete mi döndürmeye çalışacaksın? Davul seçilmişlerin omuzunda olacak ama tokmak senin gibi memur zihniyetlilerin elinde. İcraatı sen yapacaksın faizi sen yükselteceksin ama millete hesabını seçilmiş hükümet verecek öyle mi? Senin de ipini tutan yerler zaten belli.

Küresel faiz lobisi karar verecek.  Kemal Derviş gelip ekonomiyi yönetecek ama hesabı millete Ecevit verecek değil mi?  Sen o günleri arzuluyorsun Özgür efendi!  Merkez Bankası Türkiye den bağımsız olacak ama Küresel emperyalizme bağlı olacak değil mi? Geçti o günler Özgür Bey!

Kararları Türk milleti adına seçilmiş Türk Hükümeti ve lideri verecek. Çünkü hesap veren mevki de hükümet var. Bürokrasi veya memurlar değil hesap verenler. Bilmem anlatabildim mi Siverekli kardeşim?

Biz senin videonu sonuna kadar izledik umarım sen de bu yazıyı sonuna kadar okursun Prof. Özgür Demirtaş!

Yorum Yazın