Ufuk COŞKUN

Ufuk COŞKUN

Mail: ufukcoskunn@gmail.com

PKK, Amerika’nın Sümüklü Mendilidir

ABD Başkanı Trump, Suriye’den çekilme kararını açıkladığı andan itibaren PKK/PYD/YPG terör örgütünde bir panik havası var. Can Dündar başta olmak üzere bir kesim Türkiye düşmanı odaklar da ABD hükümetine adeta yalvararak çekilmenin doğru bir karar olmadığını söylüyorlar. PKK, Amerika’nın burnunu sildikten sonra attığı sümüklü bir mendildir. Yıllardır köpeği gibi kullanmıştır.

Kürtler mi?  PKK ve HDP’nin gündeminde asla yer etmediler.  PKK ve HDP bugüne kadar Kürtlere değil Amerikan emperyalizmine hizmet etmeyi tercih etti! Sırtını dayadıkları PYD ve YPG değildi Amerika’ydı.

Ne zaman Kürtler rahat bir nefes almaya başlasa FETÖ’cü generallerle birlikte terör ortamı oluşturarak en başta da Kürtlere inanılmaz cazalar kestiler. Barış kisvesi altında zavallı bir çocuğu paramparça eden sonra utanmadan gülücükler dağıtan, üstüne katil Erdoğan diyerek sloganlar atan psikopat zihniyetli militan siyasetçileriyle hep ülke aleyhine çalıştılar.

Hatırlayın, Bayık, aldığı talimat doğrultusunda "Erdoğan'ı ve AKP'yi devirmek istiyoruz” demişti. Demirtaş; “Seni asmayacağız adil yargılayacağız” diyerek üzerine aldığı vazifenin hakkını yerine getirdiğini düşünüyordu. Çünkü Kürtler, cumhuriyet tarihinin en rahat, en huzurlu en özgür yıllarını Erdoğan döneminde yaşadı. Bunu bir türlü hazmedemediler.

Kökü dışarıda olan İsrail ve ABD beslemesi kesimler sırtını, Türkiye’ye değil terör örgütlerine yaslamayı uygun gördü! Sudan sebeplerle ateşkes kararını bozarak araçlarında terör örgütüne silah taşıyorlardı. Yüzlerce masum insanı katleden bir teröristin taziye ziyaretine katılmayı tercih etmişlerdi. Bir de üstüne alçakça “Saray Gladyosu” diyerek; Erdoğan’ı katil, terörist, DAEŞ’çi ilan edip, üstüne de meclis koridorlarında marşlar söylediler.

Baykal’ın, Bahçeli’nin bile ifade vermeye gittiği yere “Tek bir arkadaşım kendi ayağıyla gitmeyecek” diyerek devlete meydan okudular.

“FETÖ’den alındığında dindarlar, PKK’dan alındığında da Kürtler mağdur ediliyormuş” algısını oluşturanlar da bunlardı.  

Hatırlayalım, HDP’li milletvekillerinin tutuklanma kararına ilk tepki Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelmişti. “Birileri kendi hukukunu dayatırsa bu halkın direnme hakkı vardır" diyerek o da aldığı talimatlar doğrultusunda vazifesini yerine getiriyordu. Aynı zat,  “Seçimle gelenleri yakalayıp hapse atacağım, mafya yöntemleriyle susturacağım derseniz, o ülkeye barış gelmez” şeklinde akıllara ziyan açıklamalar yaptı. Ve hala bunu sürdürüyor!

O günlerde yazdığım bir yazıda “Anlaşılan o ki Kılıçdaroğlu; FETÖ, PKK, HDP ve terör destekçisi medya ağır darbe alırken bundan böyle bu vazifeyi tek başına götürecek. Anlayacağınız yükü ağırlaştı! Bundan böyle bir muhalefet partisi lideri gibi değil ülkeyi iç karışıklığa götürmek için vazife üstlenen bir militan gibi davranacaktır. Bu adama özellikle bu dönemde dikkat edilmelidir” demiştim.

Bakınız, 2.Dünya Savaşı’yla İsrail devletinin temelleri atılmıştı. Şimdi III. Dünya Savaşı ile büyük İsrail devletini kurmak niyetindeler. Küresel sistemin etkili ajanlarından Theodor Herzl daha 1896 yılında yazdığı “Judenstaat” adlı kitabıyla İsrail devletinin sınırlarını ve hedeflerini belirlemişti. İsrail devletinin kurulabilmesi için de Osmanlı devletinin savaşa girip parçalanması gerekiyordu.

1982 yılında Oded Yinon tarafından kaleme alınan “İsrail için strateji” adlı çalışmada da Suriye’nin ayrı devletlere bölünmesi planlanıyordu! Ayrıca Kuzey Suriye’de ikinci bir İsrail devleti diyebileceğimiz PKK devletinin kurulması da planın bir parçasıydı. Netice itibariyle dün Osmanlı’yı parçalamak isteyenlerin emeli neyse bugün Türkiye’yi parçalamak isteyenlerin emeli de odur. Biz bunun farkındayız. Hristiyan(Evanjelizm) ve Yahudi(Siyonizm) ittifakı Müslüman mevcudiyetine asla tahammül etmez.  

Ülkeyi küresellere teslim edip huzurlu, rahat, demokrat bir ülke hayali kuranların, PKK ile mücadele etmek yerine masa kurmayı, FETÖ’nün kökünü kazımak yerine uzlaşmayı, bağımsız Ortadoğu politikaları üretmek yerine küresel çetenin emellerine ortak olmayı seçen, zayıf, çelimsiz, korkak insanları artık ıskartaya ayırmalıyız.

Birlik-beraberlik kisvesi altında ülkeyi küresel sisteme teslim etmek için fırsat kollayan omurgasız AKP’li fırıldakların da artık defteri dürülmelidir. Bugünlerde sanatçı müsveddesinden, yazara, siyasetçisinden, akademisyenine varana kadar iç karışıklık çıkarmak isteyen Gladyo beslemesi, vatan, millet düşmanı kesimlere de fırsat tanınmamalıdır. Artık anlayın. Eski Türkiye mevta oldu. Şeflik dönemi bitti.

Bugün Erdoğan, zahmetli yolu tercih eden şerefli cesur bir liderdir. Bu aynı zamanda milletin de tercih ettiği bir yoldur. Erdoğan’a gözümüz gibi bakmalıyız.

 

Yorum Yazın