Nazan ALPTEKİN

Nazan ALPTEKİN

Mail: nznalptekin@gmail.com

Bir Mübarek Ağaç

Bu hafta size- göz alabildiğince içinde olduğum- zeytin ağaçlarının bulabildiğim en eski hikayelerini anlatmaya çalışacağım.

Nereden çıktı şimdi durup dururken bize zeytini anlatmak dediğinizi duyar gibiyim. O halde önce bu nedeni anlatayım. Biliyorsunuz uzun süredir -eğitim sektöründen emekli olduktan sonra- emlak danışmanlığı yapmaya başladım. Üstelik Ayvalık’tayım. Yani zeytin ağacıyla donanmış cennette. İtiraf etmeliyim ki eski yazılarımı okuyanlar bilir sonunda adayı bana aratmayacak bir yer buldum.

Gelelim esas konumuza. Elimde birçok satılık Rum evi, yazlık ve zeytinlik var. Rum evleriyle ilgili bir sıkıntı yok. Lakin yazlık ve zeytinlik dendiğinde bende sıkıntı başlıyor.

Sattığım yazlıkların genelde bahçelerinde zeytin ağacı var. Şöyle kuşbakışı olarak baktığınızda hemen her evin bahçesinde birer ikişer zeytin ağacı da var. Bu kuş iyice yukarı çıktığında aslında oraların hep zeytinlik olduğunu görmemek içinse kör olmak lazım.

Gelelim sattığım zeytinliklere. Bugüne kadar zeytinlik almak isteyen en az 100 kişi ile konuşmuşumdur. Bu yüz kişinin -sizi temin ederim ki- en az 85-90 tanesi “buraya bir ev yapabilir miyiz?” diye sordu. Her soru benim cinlerimin başıma üşüşmesine sebep oldu.

Şimdi gelelim zeytin ağacının tarihçesine:

Eski Mısır uygarlığında zeytin ağacının MÖ 1600’lerde Nil Deltasında ekilmeye başlandığı ileri sürülür (Kaplan ve Karaöz Arıhan 2011). Mısır inançları Mısırlıların zeytinyağı üretmeyi Yunanlılardan ve Filistinlilerden çok daha önce bildiğini öne sürer. Hikâyeye göre bundan 6.000 yıl önce tanrıça İsis, Mısırlılara zeytin ağacı yetiştirmeyi ve ürünlerinden faydalanmayı öğretir. MÖ 2500 yılında inşa edilen Sakkara Piramiti’nin duvarlarında zeytin sıkma işlemini anlatan figürlerin bulunması (Kaplan ve Karaöz Arıhan 2011) ve Hayfa’da yapılan kazılarda zeytin değirmeninin ortaya çıkarılması bu inançları destekler niteliktedir.

Mısır firavunlarından Tutankamon’un (MÖ 1333-1323) zeytin dallarından örülmüş tacı adaletin sembolü olarak kabul edilir. Mısırlıların zeytin ağacının yaprağını ezerek elde ettikleri kıymetli yağı firavunlarını mumyalamakta kullandıkları bilinir. 

Firavun III. Ramses’in (MÖ 1186-1156) Güneş Tanrısı Ra için yaptırmış olduğu tapınağın aydınlatılmasında ışık kaynağı olarak kullanılacak zeytinyağı için, özel zeytinlikler kurdurduğu söylenir (Ünsal 2011). Güneş Tanrısı Ra’ya, aydınlanmanın simgesi zeytin dallarını sunan III. Ramses bundan duyduğu övüncü şöyle dile getirir: “Senin şehrin Heliopolis’i zeytin ağaçlarıyla süsledim. O zeytin ağaçları ki, meyvelerinden halis zeytinyağı elde edilir. Bu zeytinyağı, senin tapınağını aydınlatan kandilleri besleyen yağdır.”

***

Kur'an-ı Kerim'de de zeytinden söz ediliyor. Kur'anda bu zeytin ağacının Sina Dağı’ndan geldiği, meyvelerinden yağ elde edildiği ve bu yağın yemeklere lezzet vermek için kullanıldığı yazılıdır. 

Allah yeryüzü ve gökyüzünün nuru olandır. Sanki minber üzerine konmuş çerağandır. Billur bir kandil içinde yıldız gibi parlamaktadır. O çerağın yağı mübarek bir ağaçtan çıkar. O ağaç öyle bir ağaçtır ki ne doğuda ve ne de batıda bulunur. O çerağın yanına ateş dokunmasa bile kendi kendine uyanıp nur saçar. Çünkü o nurların üstünde bir nurdur. Allah insanları o nur ile doğru yola iletir.

Sizi bilmem ama ben bu sözlerden daha güzel bir sözle bu ağacın anlatılabileceğini düşünemiyorum. Zeytin ağacıyla ilgili en eski bulabildiğim bilgiyi size aktarmaya çalıştım.

Tek dileğim bu ağacın korunması, sahip çıkılması, kimyasallarla bozulmaması ve ehil eller ile toplanıp sıkılması. İnanıyorum ki özellikle zeytin ağacını kesmek en büyük günahlardan biri. Dilerim anlatabilmişimdir.

Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...

Yorum Yazın