Bekir BAŞYURT

Bekir BAŞYURT

Mail: bekirbasyurt@hotmail.com

Global "FETÖ" Tarihçesi…

 Ünlü Alman iktisatçı Ord.Prof. Fritz Neumark'ın söylediği gibi; "Türkler pek farkında değiller ama Avrupalılar şu gerçeğin farkındadırlar. Tarihten Türkler çıkarılır ise ortada 'Tarih' diye birşey kalmaz."

 İnsanlık tarihi ise kabataslak bir hesaplama yapar isek; o evrimci uydurukçuların söylediği gibi milyonlarca yıl değildir... Hz. İsa’ya hep taze ölülüleri diriltiyorsun, diriltebiliyor isen Şam'da mezarı olan Nuh'un oğlu Sam'ı dirilt dediler ve O da;  -Ey burada yatan mevta, Allah’ın emri ile kalk! dedi…

 

Sam ise mezarından kalkarak, Nuh'un oğlu Sam olduğunu ve 5000 yıldır burada gömülü olduğunu ve Kıyamet Günü'nü beklediğini belirtti. Bugünden Hz. İsa’ya 2000 yıl ve Nuh'un 950 yıl ve öncesinde de sırası ile Hz. İdris, Hz.Şıt, Hz. Adem’in toplam bir 3000 yıllık yaklaşık dönemini ekler isek insanlık tarihi için yaklaşık olarak toplam 10,000 yıl civarı diyebiliriz..

 

 Türk'ün tarihi için; Nuh'un üç oğlundan Sam ve Ham ile beraber diğer erkek kardeşleri olan Yasef'den türediğimiz ve Yasef'in oğlu olan "Türk"ten gelişip soy olarak çoğalıp tüm dünyaya dağıldığımızı söyleyebiliriz. Amerikan yerlilerinin konuştuğu dillerin birçok Türkçe kelimeler barındırdığı ve Türk motifli giyim, kuşam ve halı desenlerini de göz alır ve bu Amerikan yerlilerinin Sibirya’dan Bering boğazı üzerinden Amerika kıtasına geçmiş Yakut ve Tuva Türkleri olduğu tezinden yola çıkar isek biz Türklerin tüm dünya coğrafyasına dağılmış olduğumuzdan söz edebiliriz..

 

  Tabi ki en büyük ortak özelliğimiz ise bizi birbirimize bağlayan, bir millet olma vasfının temeli olan Türkçe konuşuyor olmamız ve bu dil ile birlikte iletişim kurabilmemiz. Bağımsız yaşama düşkünlüğümüz ve ataerkil aileden, akraba, boy olarak devam eden düzenli hiyerarşik yapılanmamız ile 5000 yıllık bir devlet olma kültürümüzün olması. Tabi bunu destekler en büyük unsurumuz savaşmaya meylimiz ve devamlı bir savaşçı ordu düzenimizin var olması. Hatta çoğunlukta olmadığımız, sadece ordu mevcudu olduğumuz Mısır'da bile senelerce Memlükler olarak iktidar olabilmişiz.

 

  Coğrafi olarak çok yaygın bir iktidarız. Geçmişimiz ise 5000 yıl ama 2000 yıl öncesi ile yaşadığımız çeşitli kültür erozyonlarından dolayı bağlantımız kopmuş ve öncemizden bihaberiz diyebiliriz. Düşünün 5000 yıllık devlet geleneği olan bir milletiz, 700 yılında Orhun, Kül Tigin ve Tonyukuk yazıtlarında mermere, taşa kazınan bir Türkçe alfabeden harfler var ama gel gör ki geçen zamanda şimdi Türkçeye ait ortak kullanılan bir alfabe ve harf yok… Biz Anadolu Türkleri olarak yönümüzü Balkanlar ve Avrupa fetihlerine çevirdiğimiz ve Doğu Türklüğü ile aramızda hep bir Pers duvarı mevcut olup bu duvarı da bir türlü aşarak, doğuya dönüp Doğu ve Batı Türklüğü arasında bir Türk coğrafi kültür birliği sağlayamadığımız için,  hep içimizde bir büyük "Turan Ülküsü" ukde olarak kalmıştır.

 

  Yazının başında Prof. Neumark'ın irdelediği ve tüm Avrupa biliyor ama bir Türkler bilmiyor gerçeği ile bu bilinen büyük Türk Gücüne karşı Batıda her türlü şeytani siyaset oyunlarını yapmıştır. Belki pek bilinmez ama yazalım; tarihin şanlı kenti Babil aslında Bağdat'ın 4000 yıl önceki halidir ve şimdi adı Tahran olan Selçuklunun başkenti Rey, aslında bir Türk kentidir. Tıpkı tüm Kuzey İran kentleri gibi ve Selçuklu Devletinin kurucusu  Alp Arslan'ın amcası Tuğrul Bey'in türbeside bu kenttedir..1828 yılında Türkmençay Anlaşması ile maalesef bu Türk toprakları siyaset oyunları ile ikiye bölünmüş; bu 1000 yıllık Selçuklu topraklarının Güneyi İran ve Kuzeyi Rusya tarafından ilhak edilmiş, bu bölge Türkleri de coğrafi olarak, bilerek kuzey ve güney olarak ikiye bölünmüştür… M.Ö.6. yüzyıldan 1037'de Selçukluların kuruluşundan beri ismi "Persia" olarak anılan bu topraklar 1935 yılından itibaren "İran" yani Türk ve İslam dünyasını ikiye bölen  "İron" - "Demir Duvar"  ismi ile bilerek yeniden adlandırılmıştır.

 

  İblis ‘in askerleri olan FETÖ eski Mısır ve Hasan Sabbah'ın Haşhaşilerinden beri mevcuttur. Ama temel olarak olgunlaşıp tam olarak örgütsel bir yapı kazanması 1500'den 1850'lere kadar 350 sene Hindistana egemen olan Türk Babür İmparatorluğu'nun bu tarihsel ajanlar vasıtası ile 1858'de İngilizler tarafından yıkılmasıdır. Global tüm Dünyaya egemen olmak isteyen İngiliz asıllı Yahudiler ilk olarak bu topraklarda toplumları yönlendiren en büyük değer olan "din" algısını kullanmak için; o ülkenin içinde binlerce yıldır yaşayan, o ülkenin dilini ana dili gibi konuşan gayrimüslim azınlıklara; cübbe, şalvar, sarık gibi fiziki motifler giydirerek "Molla" , "Hoca" isimleri ile bu toplumları yönlendirmiş, böl ve yönet politikalarında üstün başarı sağlamıştır. Hindistan'dan Pakistan ve Bengladeş ile beraber üç ayrı devlet ortaya çıkararak sömürmeye devam etmiş ve bu coğrafyada da din kavgaları asla son bulmamıştır!

 

  1839'da İran'da doğmuş olan Cemaleddin Afgani ve 1849'da Mısır'da doğmuş olan Muhammed Abduh gibi cübbe, sarık ve şalvarlı bu 'Hoca', 'Molla', 'Şıh' isimli kripto  İngiliz ajanları saf Müslüman halkların dini duygularını istismar ederek ve İslami cahilliklerinden istifade ederek  'İyi Polis'  görünümleri ile o ülke ve hatta tüm İslam toplumlarını yönlendirip, parçalayabilmişler, nifaklar sokabilmişlerdir. Bu büyük başarıları gören İngilizler tüm İslam coğrafyasında bu politikayı uygulayarak, tüm İslam ülkelerinde,  o ülke dillerini konuşan gayrimüslimler, o ülke Müslümanlarına hoş gelen isimler ile; Mısır'da 'Mübarek' insan veya Suriye'de 'Hafız' insan olarak servis edilmiştir. İngiltere’nin bu global sömürme planında uyguladığı bu oyun sadece Müslüman toplumlarla sınırlı değildir. Bu ajanlar her din ve sömürülecek her coğrafyada mevcuttur. O coğrafyalarda da bir papaz, bir Budist rahip kılığında faaliyet gösterebilmektedirler..

 

  Cıa-Mossad en başta insan psikolojisini ve bunun çoğulu toplum psikolojilerini inceliyor ve temel sonuç; 'her insanın bir "zaafı" vardır. Kimi kadına, kimi paraya, kimi milliyetçiliği ve kimi de dini duygularına... Aşırı bir zaaf sahibidir, diyor. Bu zaaflarının esiri olmuş rol-model palyaço aktör liderler tespit ediliyor…

 

Ve bu FETO, Adnan Hoca, Humeyni gibi aktör tipler ile toplumlar cahillik tabanında "sürü psikolojisi" ile medya iletişim araçları ile yönlendiriliyor..İllimunatinin en büyük idegogu olan Şarlo yani Charli Chaplin'in "biz bu sinema salonu tiyatrosunu, tüm global dünya tiyatrosuna çevirip, tüm insanlığa tiyatrolar oynayabiliriz" temel düşüncesi ile tüm insanlığa Hindistan’dan beri, yazılan sahne senaryolar ile bol bol tiyatrolar oynanmaktadır..

 

  İran'ın 15 Temmuz'unu 1979 İran İslam Devrimi Tiyatrosu ile Cia -Mossad başarı ile icra etti ve şu an kara kara cübbe giydirilmiş Isfahan Yahudilerine "Molla" ismi vererek İran’ı Amerika yönetmektedir. Bu İran aradan geçen 40 senedir. İsrail ile  'İyi Polis' , 'Kötü Polis'  oyununu icra ederek İran halkını ve dünya Müslümanlarını uyutmakta ve İran bu 40 yıllık süreçte sadece Müslüman katletmektedir. Peygamberimizin de hadisinde belirttiği; "Kıyamete yakın Deccal'in ordusunda 40,000 siyah Sancaklı (kara kara cübbeli) Isfahan Yahudi’si bulunur!" uyarısı, bu molla kılıklı Isfahan Yahudi’si Cia -Mossad ajanlarıdır..

 

  Peki biz neden hiç düşünmeyiz…15 Temmuz gecesi Reis şehit edilip de o gecenin sabahı FETÖ bu ülkede iktidar olsa idi, ne olabilir idi… Bizim de ülkemizin adı,  İran'ın uyduruk adı olan bir 'İslam Cumhuriyeti' ; “Türkiye İslam Cumhuriyeti” olacak idi ve tıpkı Cia -Mossad ajanı Humeyni'nin Paris’ten uçakla Tahran'da havaalanına indirilmesi gibi kısa süren bir iç savaşımızdan sonra, bir kurtarıcı edası ile Fetöş'de bir gün Ankara'da havaalanına indirilecek:

“-Ey Müslümanlar! birbirimizin canına kıymayalım, gelin İslam'da birleşelim…” seslenişi ile başlayan bu tiyatro ile bizde belki Müslüman İran halkı ve öncesindeki Hint ve Mısır Müslümanları ve tüm Müslüman halklar gibi bir 40'ar yıl da bizler de uyutulacak idik..

 

  İllimunati veya İngilizler adı ne olur ise olsun, 'baş düşmanımız' olan  "İblis"  biz Müslümanlara Adem'den beri devamlı saldırıyor ve saldıracak.

İslam’ın mevcut sorunları var mı? Var! Peki, bu sorunlardan oluşan sıkıntı ve zaaflarımızı neden düşmanımız olan İblis avanesi bulup da bu gediklerden bize saldırsın. Sorun var ise yapılması gereken tek şey; bunu cübbe, sarık, şalvar giymiş molla kılıklı cıa - mossad ajanlarının uyduruk söylemleri ile Müslüman toplumlarımız üzerinde yaptığı "sürü psikolojisini" engelleyebilmektir. Bunun için de tüm bu İslami sorunlara, entelektüel Müslüman beyinlerin; konuşarak, karşısındakini dinleyerek, istişare ederek, çözümler üretmesidir.

 

  Çözemez isek işte böyle yıllardır devam ettiği gibi, İslam toplumları sahte hoca, şıh, molla kılıklı cıa-mossad ajanlarının peşinden daha nice seneler koşar gider ve bu global tiyatrolar asla bitmez. Şu an zalimn hükümdar olup tüm insanlığa zulüm ettiği bu zamanda, acilen tüm insanlığın İslam’a ve Müslümanlara ihtiyacı var… Konuşalım… Konuşalım… Konuşalım… Ama biz Müslümanlar konuşalım ve sorunlarımızı biz "Müslümanlar" çözelim…

 

Yorum Yazın